Devletin nasıl yönetileceğini belirliyen, kişi hak ve özgürlüklerini düzenleyen yasalar topluluğuna anayasa denir.Mevcut anayasamıza göre ülkemiz yasama yürütme ve yargı erklerinin,mevcut yasalarımızdaki kuvvetler ayrılığı ilkesine istinaden yönetilmektedir.

Ülkemiz 18 ekim 1982'de yapılan referandum ile vatandaşımızın yüzde, 91.37'nin oyunu alarak,kabul edilen 12 Eylül Anayasası ile yönetilmektedir.
Yasama: devletin kurallarını, devlet vatandaş ilişkilerini suç ve hakları belirleyen kanunları yapma ve mevcut kanunları değiştirme işlemine denir. Yasama yetkisi Türkiye Büyük Millet Meclisine aittir. dün'de böyleydi bu gün'de böyle.

Yürütme: yasamanın koyduğu ölçülere göre devletin idaresini sürdürmeye denir. Mevcut yasalarımıza göre, yetkilerini tamamen vatandaştan almış olan meclisin bizim adımıza yürütme yetkisini, vermiş olduğu cumhurbaşkanı başbakan ve bakanlardan oluşan hükümetler eliyle yapılır. Eskiden böyleydi. ve bu sistemde yürütmedeki yanlışların faturası hükümetlere kesiliyor hükümetler düşürülüyor. Ya da partiler oy veren vatandaşlar tarafından cezalandırılarak meclis dışında kalabiliyordu.
Tıpkı 3 kasım seçimlerinde birçok partinin meclis dışında bırakılarak yok edildiği gibi.

Bu gün ise yürütme yine cumhurbaşkanı ve bakanlar eliyle yapılacaktır. Eski sisteme göre daha avantajlı olması kuvvetle muhtemeldir. Çünkü; bürokratların farklı görüşlerde olup mevcut hükümetlerin kararlarını sabote ederek ha-ra-ki-ri yapmasının önüne geçilecektir. ve yargı: kanunlar ölçüsünde hukuka yansıyan her tülü olayın değerlendirilmesi ve karara bağlanmasıyla sorumlu organdır.

Buraya kadar yazdıklarımız tamamen mevcut yasalarımızın kanun önünde yazılmış olan ve mevcut yetkilere göre kullanılma erklerinin anlatımı şeklindedir.Lakin:kanunların yasama tarafından hazırlanmış olması, yürütme tarafından uygulanması yada yargı tarafından denetleniyor olması ne kadar önemliyse de, dahi: ar-ka-ta-ra-fın-dan, do-la-nı-la-rak mevcut kanunların yanlış uygulanması suç-tur.

Örneğin: mevcut anayasamızın 58. maddesi der ki; Devlet, gençleri alkol düşkünlüğünden, uyuşturucu maddelerden,suçluluk, kumar ve benzeri kötü alışkanlıklardan ve cehaletten korumak için gerekli tedbirleri alır.
Çok süper bir kanun yorumu... Amma bu yorum mevcut durumlarımız ile tamamen tezat oluşturmaktadır.


Kumar: at yarışları,toto,loto, kazıkazan, piyango ve bilimum şans oyunları kumar değil mi? İçki : tiner, bali bonzai ve bilimum uyuşturan insanlıktan çıkartan haplar, uyuşturucular, içkiler sigaralar kötü alışkanlık değil mi?
Cehalet;devlet parasız okullarında okuyan çocuklarımız, İmam Hatipler de, liselerde okuyan çocuklarımız ile kolejlerde okuyan çocuklarımız arasında eğitim eşitliği mevcut mu?

Yani: önemli olan yasama yaparak kanun çıkartmak değil, çıkartılan kanunu yasaya göre uygulamak ve de uygulamada tezat oluştuğunda yargı tarafından ikaz edilmek. Yapılan yanlış uygulamalardan geriye dönmek. Önceden böyleydi. Bundan gayrisini bilemiyoruz yaşıyacaz görecez, diyorum, acizane.
GARİP FAKİİ.