Başkan Aktaş?ın yerinde olsaydım; dünkü kahvaltılı basın toplantısına kavgalı olduğum basın kuruluşuna cevap vererek başlamazdım. Kahvaltıda yer alan basın mensuplarının soru sormasını beklerdim. Nasılsa konu mutlaka oraya gelecekti.

Başkan Aktaş?ın yerinde olsaydım; o basın kuruluşunu da kahvaltıya davet ederdim. Benim onlarla bir sorunum yok. Onlar kendi kendilerine çalıp söylüyorlar havasında hareket ederdim.

Başkan Aktaş?ın yerinde olsaydım; 4-5 aydır sürdürdüğüm umursamaz tavrı sürdürür, yoluma bakardım. Eğer hukuki bir süreç varsa mahkemede avukatımla aralarında halletmelerini beklerdim.

Başkan Aktaş?ın yerinde olsaydım; kendisi hakkında yapılan yayınların halkın tercihini ve Başkan?a bakış açısını ne ölçüde değiştirdiğini anketle halka sorar ve bunları da basınla paylaşırdım.

Başkan Aktaş?ın yerinde olsaydım; madem cevap vereceksiniz 3 yıl önce 10 bin kişiye ?Mutlaka oyunuzu Alinur Aktaş?a verin? diyerek gazete dağıtan kişilere, ne değişti de ?Aktaş?a artık oy vermeyin hatta onu aday bile yapmayın? demek için çırpınıyorsunuz diye sorardım.

Velhasıl 4-5 aydır dik duruşuyla kendini ortaya koyan Belediye Başkanı Alinur Aktaş, bence dün konuya direkt ilgili basın kuruluşuna cevap verme telaşına girerek yanlış yaptı. Sanırım o da Bülent Temeli?nin açıklamalarından etkilendi.

AKTAŞ?I NİYE ELEŞTİRMİYORUM?

Bugünlerde yakın çevremden ve sanal âlemdeki bazı dostlardan ?Herkes Aktaş?ı eleştiri bombardımanına tutarken sen neden susuyorsun?? yorumları alıyorum. Biz de şöyle bir mantık var; ?Eğer birilerini eleştiriyorsan hayatın boyunca onu eleştirmeye devam edeceksin? Ben buna katılmıyorum. Ben Aktaş?ı zamanında ciddi manada eleştirdim. Spor, siyaset, kültür-sanat, belediye hizmetleri konusunda eleştirilerde bulundum. Fakat bu eleştirilerin hiç birini kendimi tatmin etmek için yapmadım. Aktaş?ı eleştirmek için bir şeyler aramadım. O gün ya da o hafta içerisinde gündemde olan bir konuda inandıklarımı yazdım. Kimi zaman bu eleştiri oldu kimi zaman da alkış oldu. Bugün ne yazık ki eleştirmek için eleştiriler varken biz de farkımızı ortaya koyma adına susuyoruz. Bu eleştirilerin insani ve vicdani olmadığını düşündüğüm için ak ile karanın birbirinden ayrı olması adına olumlu ya da olumsuz yazmıyorum. Fakat ne zaman bu bulutlar dağılır, ortalık toz duman olmaktan kurtulursa o zaman yine değerlendirmelerimizi yaparız. Dediğim gibi bu eleştiriler olumlu da olur, olumsuz da?