Adalet ve Kalkınma Partisi, 14 Ağustos 2001 yılında kurulduğunda, Kütahya'da Hava Kuvvetleri Komutanlığı acemi birliğinde, asker idim. Gazete okuma imkanı bulduğum bir Pazar gününde askeri gazinoda okumuştum kuruluş haberini. Siyasi ve ekonomik krizlerin ülkeyi esir aldığı yıllardı.

Daha kurulduğu gün, mevcut basın, logosundan ismine kadar, Ak Parti'nin her şeyi ile alay ediyor ve kurulmadan seçmenin nazarında itibarsızlaştırmaya çalışıyordu. Hürriyet Gazetesi başta olmak üzere, boyalı basının ileri gelen köşe yazarları, Ak parti'nin Milli Görüş partisi olduğunu yazıyor ve bu partinin bir Erbakan Projesi olduğunu iddia ediyorlardı.

Recep Tayyip Erdoğan, Abdullah Gül ve Bülent Arınç gibi isimler başta olmak üzere, Milli Görüş çatısı altında yıllarca siyaset yapmış olan bir çok isim, Erbakan Hoca'ya itaatten dönerek Ak Parti'yi kurmuşlardı.

Milli Görüşçüler, bu hareketi; bir ihanet, yoldan dönmek ve davayı satmak gibi sıfatlarla tanımlarken, sol ve laik kesim, Erbakan Hoca ismi söz konusu olduğu için bu siyasi harekete temkinli yaklaşıyorlardı. Bugün hala devam eden Milli Görüş muhalefetine rağmen kabul edilmesi gereken bir gerçek vardı: Ak Parti Milli Görüş'ten doğmuştu ve Erdoğan çocukluğundan beri Erbakan'ın talebesi idi.

İnegöl'de, dönemin Belediye Başkanı Rahmetli Hikmet Şahin başta olmak üzere, Milli Görüş teşkilatından Sedat Kızılcıklı ve Burhan Alıcı gibi önemli isimler de Ak Parti saflarında yer almayı tercih etmişlerdi.

Ak Parti tüm tahminleri alt üst ederek, 15 ay sonra tek başına iktidar oldu. Ve kurulduğu günden beri girdiği bütün seçimleri kazanarak tek başına iktidarını sürdürdü.

Ak parti bugün 16 yaşında. Ak Parti'nin bu yaşa gelmesi hiç de kolay olmadı.Her seçim öncesi ev sonrası Ak Parti merkezli büyük krizler çıkarılmaya çalışıldı. Ak Parti, Siyasi yasaklar, Meclis krizleri ve kapatılma davasıyla yıpratılmaya, sindirilmeye çalışıldı.

Askeri vesayet ile çok büyük mücadeleler verildi. Bu mücadelelerden Ak Parti başarı ile çıkınca bu sefer devreye FETÖ sokuldu. PKK ile birlikte sağlı sollu vurmaya çalıştılar.

17/25 Aralık 2013, yargı darbesi teşebbüsü ile açıkca ilan edilen savaş, 15 Temmuz 2016 tarihindeki, silahlı darbe ihanetine kadar sürdü. Hamdolsun Devlet ve Millet kazandı. Şüphesiz mücadele ve savaş bitmiş değil.

İster sevelim, ister sevmeyelim, bir gerçek var ki; Ak Parti ve kurucusu Recep Tayyip Erdoğan, siyasi hayati boyunca tüm şer odaklarının hedefinde oldu. Siyaseten yapılan muhalefeti kastetmiyorum. Bunlar demokrasinin gereği olması gereken şeyler. Siyasi muhalefetin ötesinde, içte ve dışta Ak Parti'nin, özellikle de Recep Tayyip Erdoğan'ın düşmanları hep taarruzda oldular.

15 Temmuz ihanetinde bu taarruzun zirvesini yaşadık.15 Temmuz'da bu millet birçok şehid verdi. Gazi oldu, kahraman oldu devletine sahip çıktı.

PKK gibi ihaneti açık olan şer yapılarını Millet zaten biliyordu. Artık sadece FETÖ değil; "tabanı ibadet, ortası ticaret, tavanı ihanet" olan bütün yapılar bu Milletin sine ve sillesiyle cezasını bulacaktır.

Dost düşman, "yiğidi öldür hakkını ver" misali şu gerçeği çok iyi biliyor: 15 Temmuz'un 1 numaralı hedefi ve kahramanı ve de gazisi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dır.

Ben Ak Parti'nin icraatlarını dikkate alarak, yaptıkları ve yapmadıklarını tartışma noktasında değilim. Kurulduğu günden beri, Ülkemin ve Milletimin düşmanlarının oklarının hedefi olan Ak Parti'nin, ülkem adına iyi işler yapması ve düşmanlarımıza boyun eğmemesi noktasındayım.

Maalesef bizdeki muhalefet o derece ölçüyü kaçırmıştır ki, bazıları 15 Temmuz darbe girişimini Erdoğan'ın gitmesi için bir fırsat görmüş, umdukları olmayınca da yaşananları tiyatro ve senaryo olarak görme basiretsizliğini sergilemiştir.

Ak Parti ve Recep Tayyip Erdoğan odaklı tartışmalar da savaşlar da devam ediyor. İçte ve dışta hasretle Ak parti'nin ve Erdoğan'ın ömrünün bitmesini bekleyenler var. DYP ve ANAP'ın yaşadığını Ak parti'nin de yaşayıp, siyaset tarihinde mazi olmasını istiyorlar.

Ak Parti 16 yaşında. Daha kaç yıl var olacak acaba? İşte dost düşman herkesin merak ettiği soru bu. İşte bu sebeple, 16 Nisan 2017 Referandumuyla milletten güvenoyu alan Recep Tayyip Erdoğan'ın, yeniden AK Parti'nin başına geçmesi büyük önem taşıyor.

Ak Parti ve Recep Tayyip Erdoğan'ın yanlışları yok mu? Elbette var. 16 yaşında umut ediyorum ki; Ak Parti doğru ve yanlışlarını masaya yatırarak, yola öyle devam edecektir. Duam odur ki; Ak Parti, Erbakan Hoca'nın ideal ve hedeflerini bir bir gerçekleştirmeye devam etsin.

Ülkesini seven her vatandaş gibi benim de temennim budur. Ülkem adına arzu ederim ki; Ak Parti yanlışlarından ve asalaklarından kurtulsun, her türlü kibirden temizlensin.

Recep Tayyip Erdoğan'ın son günlerdeki mesajları ve il başkanları ile başlayan, Belediye başkanları ve Milletvekilleri ile devam etmesi beklenen temizlik bu yöndeki beklentilerimizi arttırıyor. Ak Parti, asalak ve kibirli olanlarından kurtulduğu oranda ömrünü ve gücünü arttıracaktır.

AK Parti'nin bu hamleleri; 31 Mart 2018 Mahalli Seçimleri ve 3 Kasım 2019 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin sonuçları açısından hayati önem taşımaktadır. Gelecek günlerde bu hamleleri daha çok tartışıp yazmaya devam edeceğiz.

TAHA KEREM