Yazılarında kendisine hep 'orta yaşlı öğretmen' derdi.Ta ki bir gün yalnız kalıp kendi kendine "orta yaşı geçmişim" galiba diyene kadar.Evet hayat durmuyordu.Sürekli akıp geçiyordu.Şöyle bir eski günleri hatırladı.O zamanlar okulun en genç öğretmeniydi.Sene başlarında öğretmen fazlalığı olduğunda en gençleri başka okullara gönderiyorlardı.O dönemde okulun en genç öğretmeni olduğu için sene başlarında hep başka okullara gönderilme korkusunu yaşardı.

Şimdiye tekrar döndü.Evet artık orta yaşın ilerisine doğru gidiyordu.Eskiden beri Kur'an üzerinde düşünmeyi çok severdi.Kur'an'la geçen zamanlar onu dinlendiriyordu.Yıllar öncesinden bildiği ve anlamını defalarca anlattığı ayetleri okudukça sanki yeni duyuyormuş gibi hissediyordu kendisini.

Hep şunu tekrar ederdi.İnsanın 2 doğum günü vardır.

1-Doğduğu gün,

2-Niçin doğduğunu anladığı gün.

Ve asıl kutlanması gereken doğum günü,"niçin doğduğunu anladığı gün olmalıdır" derdi.

Kur'an ayetlerine de öyle bakıyordu.

1-Ayetleri okuduğu gün,

2-Okuduğu Ayetleri anladığı gün.

İşte şimdi o günleri yaşıyordu.Yani okuduğu ayetleri anlamaya çalışıyordu.

Her yaşın farklı psikolojik halleri vardır.Kendisi orta yaşın biraz daha ilerisine geçtiği için daha bir hassaslaşmıştı.Bu hassaslaşma onu Tin suresinin ayetlerini tekrar anlamaya itmişti.

"Biz, gerçekten insanı en güzel bir biçimde yarattık. Sonra onu, aşağıların aşağısına indirdik."(Tin,4-5).

Kendisi,Kur'an ayetlerini şöyle anlamaya çalışıyordu:

1-Kur'an ne diyor,

2-Kur'an ne demek istiyor.

Bu ayetlerde de Rabbimiz insanın genel durumunu anlatıyor.

Yani Kur'an ayetlerinin anlattığı bir konu var ve de verdiği bir mesaj vardır.

1-Mükemmel yaratılan İnsanın yaptığı kötü ameller sonucu Cehenneme gideceği,

2-Bütün güzel şeylerin bir gün eskiyeceği ve elden gideceği.

Gençlik,sağlık,mal,mülk,mevki makam v.b her güzel şey bir gün bitecek ve elden gidecek.

Orta yaşın ilerisine geçen öğretmen, Tin suresinde ki bu ayetleri anlamaya başladığından beri her şeye hüzünleniyor,duygulanıyordu.

Yanından geçtiği eski evlerin ilk halini (Ahseni Takvim) düşünüyor ve aradan geçen uzun yıllar o güzelim evleri yıkık hale (Esfeli safiline) getirmiş olduğuna hüzünleniyordu

Yıllar öncesinden tanıdığı fidan gibi genç (Ahseni Takvim) insanların bugün ne hale geldiğini (Esfeli safilin) gözünün önüne getirmeye çalışırken yine hüzünleniyor ve duygulanıyordu

Bütün bunları düşünüp hüzünlenirken birden kendisini toparladı ve "Bunlar benim yeni keşfettiğim şeyler değil ki.Zaten Kur'an haber veriyor.Oturup ağlamanın,sızlamanın faydası yok ki.Ve hemen ayetin devamını okudu." Ancak, iman edip salih ameller işleyenler başka. Onlar için devamlı bir mükafat vardır."(Tin,6).

O halde dertlenmenin bir anlamı yok.Rabbimiz zaten her şeyi açıklamış.Sen kendini bunları yeni keşfetmiş gibi görme.Sana düşen "Salih ameller işleyip" "devamlı mükafata" ulaşmaktır.Çünkü o devamlı mükafat yerinde (Cennette) hüzünlenmek,eskimek kısacası "Esfeli safilin" olmayacaktır.

Ve tekrar o ayetleri okudu.Sonra şöyle diyerek rahatladı:

"Büyük olan Allah söyledi ve doğru söyledi".