Ülkesini,milletini seven her şuurlu insan Türkiye üzerinde oynanan oyunların farkındadır.Ancak heva ve hevesinin etkisine girip kendi şahsi menfaatlerini ülkenin ve milletin menfaatinin üstünde tutanları görünce üzülmemek elde değildir.

Yıllar önce bir Hadis kitabında şu Hadisi görmüştüm:"İnsanoğlu yaşlandıkça insanın içinde iki duygu daima gençleşir:Biri Tul-ı emel (Bitmeyen istekler),diğeri de dünya sevgisidir."Fetö ihanetini düşündükçe kendi kendime hep şunu mırıldanmışım."Ey Hain Fetullah HO CİA!Yaşın yetmişleri geçti.Daha ne kadar yaşayacaksın.Ülkeni ve milletini ABD'nın çıkarı için tehlikeye atmaya değer miydi?Bu yaştan sonra dünya senin olsa ne yapacaksın?"Ama Hadisi Şerifte de geçtiği gibi onun içindeki bitmeyen istekler (Tul-ı emel) onu o hale getirdi.

Yalnız gördüğümüz kadarıyla büyük şeytan ABD'nın ülkemiz üzerindeki sinsi planları devam ediyor.Kur'an'a baktığımız zaman şeytanın/şeytanların sürekli farklı metotlar kullandığını/kullandıklarını görüyoruz.Bakınız Yüce Rabbimiz ne güzel bizleri uyarıyor:" "Sonra (pusu kurup) onlara önlerinden, arkalarından, sağlarından ve sollarından sokulacağım ve sen onların çoğunu şükreden (kimse)ler bulamayacaksın."(A'raf,17).

Bu ayette anlatıldığı gibi şeytan/şeytanlar önce önden gelirler.Büyük şeytan ABD,İsrail ve uşakları ülkemizi önce ekonomik yönden çökertmek istediler." Şeytan sizi fakirlikle korkutur ve size, çirkinliği ve hayasızlığı emreder. Allah ise size kendi katından mağfiret

ve bol nimet va'dediyor. Şüphesiz Allah, lütfu geniş olandır hakkıyla bilendir."(Bakara,268).Allah'ın izni, Cumhurbaşkanımızın ve Aziz Milletimizin ferasetiyle şeytanların bu planı tutmadı.

Büyük şeytan ABD,İsrail ve uşakları şeytanlıkları gereği soldan sokulmaya çalıştılar.Gezi Parkı olaylarıyla ülkeyi kaosa sürüklemeye çalıştılar ve yine Allah'ın izni, Cumhurbaşkanımızın ve Aziz Milletimizin ferasetiyle şeytanların bu planı da tutmadı.(O dönemde Cumhurbaşkanı olan Abdullah GÜL'ün gezicilere karşı nasıl etkisiz kaldığını, Bülent ARINÇ'ın başbakan yapılmaya çalışıldığı planlarını da unutmadık).

Büyük şeytan ABD,İsrail ve uşakları şeytanlıkları gereği bu kez de sağdan sokulmaya çalıştılar.Yani din üzerinden ülkede darbe yapmaya kalkıştılar.Rabbimiz bize Kadir suresinin mucizeliğini tekrar gösterdi.15 Temmuz gecesinin Fetö'nun 40 yıllık ihanet çalışmalarından daha hayırlı olduğunu hepimiz gördük.Ve yine Allah'ın izni, Cumhurbaşkanımızın ve Aziz Milletimizin ferasetiyle şeytanların bu planı da boşa gitti.

Büyük şeytan ABD,İsrail ve uşakları şeytanlıkları gereği be sefer de arkadan sokulmaya çalışıyorlar.Trenden inip olduğu yerde arkalarda kalan birini sahaya sürmek istiyorlar.Oysa sahaya sürülmek istenen kişiyi Recep Tayyip ERDOĞAN o günlerin bütün tehlikelerini göze alarak "Kardeşim Abdullah GÜL" diye takdim etmiş ve yanında yer almıştı.

Fakat ne hikmetse Abdullah GÜL hiçbir zaman zor günlerde "Kardeşim ERDOĞAN" demedi.Tam tersine hep soğuk davrandı.Kanun Hükmünde Kararnameyi "MUĞLAK" gördüğü kadar Türkiye üzerinde oynanan oyunları "MUĞLAK" görmedi.Recep Tayyip ERDOĞAN'a yönelik bütün tehditleri ,hakaretleri ,yurt dışındaki silahlı pankartları hiçbir zaman "MUĞLAK" görmedi.

Referandum gibi ülkenin hayati meselesi olan konularda bile destek vermedi.(Oğlunun ve gelininin havaalanındaki oy sandığında HAYIR oyunu kullandıklarını hatırlatalım).

2019 yılında Türkiye için hayati mesele olan Cumhurbaşkanlığı seçiminde birileri onu sahneye sürmeye çalışıyor.Onu dev aynasında gösterip şişirenler var.Abdullah Bey kendisini bize tanıtsın.

-Acaba MTTB ve Akıncılar kökeninden gelen Abdullah GÜL mü?

-Yoksa Büyük şeytan ABD,İsrail ve uşaklarına kanan bir ABDullah GÜL mü?

Eğer ikinci şıkkı tercih ediyorsa bence aday olsun ve halktan gereken cevabını alsın.İşte o zaman davaya ihanet edene en güzel cevabı halk kendisine verecek ve bir daha hatırlanmamak üzere unutulanlar listesine girip unutulup gidecektir.