5 VAKİT NAMAZA BAŞLAYAN SANATÇI

Rock
müziğin öncü gruplarından, Dünyaca ünlü Red Hot Chili Peppers (RHCP) geçtiğimiz
haftalarda İstanbul?da bir konser vermişti.

Açılışını Athena?nın yaptığı konsere 42 bin kişi katılmıştı.

Bu
ismini ilk kez duyduğunuz grubun dünyada milyonlarca hayranı var. Türkiye?de de
azımsanmayacak bir hayran kitlesine sahip.

Konser esnasında grubun Bas gitaristi Michael
Flea Balzary
, ezan hakkında çok önemli bir açıklama yapmıştı.

Türk
müzikseverlerin her gün ezan sesini duyduğu için çok şanslı olduğunu belirterek
?İstanbul?da olağanüstü bir müzikle, ezan sesiyle tanıştım. Sizler her
gün bu müziği dinleyebildiğiniz için şanslısınız?
demişti.

Daha sonra aynı konserin açılışını yapan Athena grubunun solisti Gökhan
Özoğuz hakkında da ; ?5 vakit namaza başladı? diye haberler çıkmıştı.

Bu konuda gazetecilerin sorularını
yanıtlayan Özoğuz şunları söylemiş: Bunlar çok hassas konular. Bu konulardan
rant sağlıyor denilmesinden, olayların farklı yöne çekilmesinden korktuğumdan
bir yorum yapmak istemiyorum.?

?Müzik ruhun gıdasıdır? diyenlere
müzik sanatçılarının bu sözleri ibret olsun. Ezan ve namaz gibi çok önemli
manevi gıdalara sahibiz. Keşke gençliğimiz bu gıdaların kıymetini bilebilse.

HANGİ KİTABI
OKUYORSUNUZ?

En son ne zaman bir
kitap okudunuz?
Hepimiz biliyoruz
ki; Peygamber Efendimize gelen ilk ayet, ilk emir: ?oku? dur.

Neden okumuyoruz peki? Unutmayalım Kulluğun ilk adımı : okumaktır.

K.Kerim okumalıyız her
şeyden önce.
Yüce Rabbimiz, bize
gönderdiği kutsal mektupta bize ne buyurmuş? Anlayarak okumalıyız.

Peygamber Efendimizin
hayatını baştan sona okuyup bitirdiniz mi hiç? Cevabımız hayırsa, bir Müslüman
için ne büyük eksikliktir ?

Okumalıyız. Kitap, dergi,
gazete okumalıyız. Evimizde kütüphanemiz olmalı. Odamızın bir köşesini de
kitaplara ayırmalıyız. Kitaplarımız vitrinde süs olmamalı.

Çocuklarımızla birlikte
okuma saatimiz olmalı.

Kitap okumayı sevenlere de hatırlatacağımız hususlar var. Eskiler
bir kitaba başlarken, üç şeyi bilmenin vacip, olduğunu söylerlerdi.

a)
Besmele (Bismillahirrahmanirrahim, demek).

b)
Hamdele (Elhamdülillah demek).

c)
Salvele (sallallâhu aleyhi ve sellem vb. ifadelerle Peygamberimize salât ü
selâm okumak).

Hangi kitabı okursak okuyalım bu üç hususa hizmet
etmeli.

Sadece bilmek için değil; yaşamak için kitap
okunmalı.

Diğer hususlara gelince: kitap okuma vakti çok
önemlidir. İnsan dinç iken kitap okumalı. Seher vakti bu konuda çok
bereketlidir.

Kitabın içinde önemli noktaları, önemli yerleri
çizmek, işaretlemek ve sonra bir kere daha gözden geçirmek çok faydalıdır.

Bir de okuduklarınızı ve öğrendiklerinizi mutlaka
başkaları ile paylaşın.


KAÇ PARALIK
ADAMIZ?


Hiç sordunuz mu kendinize? ?Ben kaç
paralık adamım? Diye..?


?Dostum? ,
?sevdiğim? dediğimiz insanların nazarında kaç para ediyoruz acaba?


Bizi tanıyanlar hakkımızda: ?Beş para
etmez mi, diyorlar ??


Ya da : ?O çok
değerli bir insandır? mı diyorlar?


Yaşanmış bir olay paylaşacağım
sizlerle.


Bu konuda somut
bir örnek.


Pendik?te garsonluk yapan H.B. sabah
işe giderken dört kişi tarafından kaçırıldı. 5 bin lira fidye istenen H.B.
kaçırıldığını eşine ve ablasına inandıramadı.


Fidye
için önce eşini arayan H.B. eşini ikna edemeyince ablasını aradı. Abla?da önce
ona inanmayıp para sızdırmayı çalıştığını sandı.

Eşi de,
ablası da yalan söylediğini düşünmüşlerdi.

Ancak
akşam saatlerine kadar H.B.?den haber almayan aile durumu polise bildirdi.
Polis yaptığı çalışmada gerçekten kaçırıldığı ortaya çıkan H.B.?yi kurtardı.

Allah
korusun Böyle bir olay başımıza gelse? Sevdiklerimiz, acımadan kaç para feda
ederler bizim için?

İnanırlar mı bize? Yoksa; yalan söylediğimizi mi
düşünürler?

?Üçkağıtçı para sızdırmaya çalışıyor??

?Yalancı?

Bir ders daha çıkardım bu olaydan. Yalan
söyledikçe, sevdiklerimizin nazarında değerimiz düşüyor.

İSLAMİ BİSİKLET NASIL OLUR?

Bisikletin
islamisi olur mu?

Geçen haftalarda medyada bu konu tartışıldı.

Bu
tür tartışmaları çok boş buluyorum.

Çünkü her bilinçli Müslüman bilir ki: İslam hayatın kendisidir.

Ancak;
her şeye islam gözlüğü ile bakma ve her
şeyi islam eleğinden geçirme açısından söz konusu tartışmayı paylaşma gereği
duydum.

Yıldız Teknik Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Alparslan Açıkgenç, İslami bir bisikletin
üretilebileceğini belirterek, İslama göre ameller niyete göredir. Allahın
rızasını gözeterek ve insanlara faydalı olması düşünülerek üretilen bir
bisiklet İslami bisiklet olur dedi.

Bu
açıklama tartışmalara yol açtı.

Gaziantep Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Türkay Dereli
de Boyası insan sağlığına zararlı olan bir bisiklet İslami olamaz
ifadelerini kullandı.

Bilim
adamlarının bu tür açıklamaları medyada günlerce yer aldı. Paylaşım sitelerinde
tartışıldı. Ayrıntılara girmeyeceğim.

İnegöl bisiklete yabancı değil. Bir zamanlar İnegöl bisiklet kullanımı
ile meşhurdu. Hatta bisiklet kullananlara ehliyet bile çıkarıldığını biliyoruz.
Bu konudaki tarihi vesikalar İnegöl Kent Müzesinde mevcut.

Eskiler,
ilk çıktığında bisiklete şeytan arabası demişler. Bu yaklaşım yanlış tabi.

Ölçü şudur: Üretilen şey topluma ve insana faydalı ise o şey islami?
dir. Bu ölçü ilahi ölçüdür.

Allah
zararlı, kötü ve çirkin olan şeyi yasaklar. İçki, kumar, zina gibi?

Faydalı, iyi ve güzel olan şeyi de helal kılar.







ŞÖHRET OLMAK İSTER MİSİNİZ?

Maalesef
çocuklarımız dizilerle yatıp, dizilerle kalkıyorlar. Büyüklerden hiç bahsetmeye
gerek yok. Magazin haberleri hayatımızı şekillendirir oldu maalesef. Gençlerimiz
?sözde sanatçılara? hayran oluyorlar. Onlar gibi olmak istiyorlar.

Taklit
ve özenti ile yoldan çıkanların akıbetini neslimiz iyi bilmeli.O yollardan geçip
de hidayete erenlerin hayatları anlatılmalı gençlerimize.

İşte o hayatlardan biri. Türkiye Yüz Güzeli Yarışmasının ardından ?İz
Peşinde, Danimarkalı Gelin? gibi çeşitli film ve dizilerle şöhreti yakalayan Serap Akıncıoğlu daha sonra ortadan kayboldu.
1994te İslami hayatı tercih ettiği ortaya çıkan Akıncıoğlu şöhreti özlemek
şöyle dursun, o dünyadan koşarak kaçtığını söylüyor.

Bugün
birçok panel, konferans ve benzeri toplantılara katılıyor. 1996da ?Nura
Yöneliş? ve 1997 yılında da ?Rabbe Daha Yakın? isimli kitapları yayınlandı.

Diyor ki: ?Danimarkalı Gelin
filminde En iyi kadın oyuncu ödülünü almıştım ve genç yaşta gelen
başarı beni etkilemişti. Tam o yıllarda dünyada elde edilen ünün, zenginliğin,
başarının geçici olduğunu düşündüm. Ahiretin farkına vardım, ölümü çok fazla
düşündüm. Tesettüre girmem ve İslam ahlakına uygun bir hayat tarzını seçmem bu
şekilde oldu.

Hayatımda ilk defa Allaha karşı utancı,
mahcubiyeti yaşadım. İlk defa hayatım boyunca gerçeği hiç
düşünmediğimi fark ettim. Beni yaratan Allah, her nimeti veren Allah,
sağlık ve güzellik veren Allah ve ben o yaşıma kadar Allahı hiç gereği gibi
tanımamışım, düşünmemişim, şükretmemişim, tek bir rekat namaz kılmamışım.
Sadece bir şeyler istediğimde dua etmek değil, her an dua etmek, şükretmek
gerektiğini anladım.

Dışarıdan güzel görünen şöhretli yaşantının gerçek yüzünü iyi biliyorum.
Sanatçı arkadaşlarıma İslamın sevgi ve merhamet dini
olduğunu, yobazlıkla karıştırılmaması gerektiğini anlatıyorum.
Bazı yakınlarım,
birlikte çalıştığım bazı firmalar oyunculuğu bırakmamam için ısrar ettiler.
Ancak ben Allaha dayanıp güvendim ve asla kararımdan dönmedim.

Ben
Allaha yöneldikten sonra zenginlik, mal, mülk, makam gibi dünya nimetlerini
hiçbir şekilde amaç edinmedim, ama Allah hem maddi hem de manevi olarak bana
geniş imkanlar verdi.

ARI KOVANINA ÇOMAK SOKMAK

Gölkent İlköğretim Okulunda bir öğrenci teneffüste
bahçedeki arı kovanına çomak sokar.

Kovandan çıkan yüzlerce arı, öğrencilere
saldırır.Öğrenciler arılardan kurtulmak için okula kaçışır.

Öğrencilerin peşinden okula giren kızgın arılar,
sınıflara saklanan öğrencilere saldırır. Arıların sokması sonucu 12 öğrenci
yaralanır.

Yaralı öğrenciler, öğretmenleri tarafından
hastaneye götürülür. Serum takılarak bir süre müşahade altında
tutulan öğrenciler taburcu edildi.

Çocukken ?çelik çomak? oyunu
oynardık. Çomak derken biz elle tutulan sopayı kastederdik.

Oynayanlar bilir. Güzel bir oyundur. Ancak ele
alınan bu değneği arı kovanına soktuğunuzda başınıza büyük bir bela alırsınız.

Atalarımız boşuna: ? Arı
kovanına çomak sokma? diye uyarmamışlar. Paylaştığımız haber atalarımızı haklı
çıkarıyor.

Bu bir deyim. Arı kovanına çomak sokmak : ?Belayı üze­rine çekmek, bela aramak; başına
bela getirecek söz söylemek, dav­ranışta bulunmak.? Anlamlarında kullanılır.

Kovan: arının hem yuvasıdır, hem de iş yeridir. Bu
sözden çıkarılacak ders şudur: Kimsenin yuvasını, işini, düzenini bozmaya
çalışmayacaksın. Kimsenin ekmeği ile oynamayacaksın. Aksi halde başına belayı
alırsın.

CAMİDE HAÇ İŞARETİ Mİ VAR?

İnegöl?ün merkezindeki Sani Konukoğlu Camii çok
farklı bir mimari yapıya sahip. Alışılagelen Türk-İslam mimarisinden ayrı bir
görüntüsü var. Yapıldığı günden beri bu özelliği tartışmalara yol açıyor.
Minaresi bildiğimiz minare değil. Kubbesi bildiğimiz kubbe değil. İçindeki
hatlar ve yapılar da öyle.

Bu caminin olduğu yerde daha önce sinema vardı. Bir
çok çocuk ve genç ilk günahıyla burada tanıştı beklide. Şimdi 5 vakit bu alanda
ibadet işleniyor. Bu açıdan camii önemli bir yere sahip. Alan kullanımı ile
ilgili de şu eleştiri yapılıyor: yola bakan cami duvarı iyi durmuyor. Meydana
bakan bölüm avlu olarak bırakılıp, cami alanın arka tarafına yapılabilirdi.

Bu vb eleştirilere geçen hafta Haber Yorum
Gazetesi?nden Şerif Gürbaş?ın tespiti eklendi. ?Cemaat Nereye Secde Ediyor?
başlıklı köşe yazısında; Sani Konukoğlu Camiinde mihrabının üzerinde ki
süslemenin haça benzediği iddialarına yer verilmişti. Bu iddia geçen hafta
İnegöl?de tartışıldı.

İnegöl Müftüsü Bayram Canbey de konuyla alakalı şu açıklamayı yaptı:
?Bir bütün olarak bakmak durumundasınız. Yukarıdan aşağıya kadar. Aşağıda da
kelime-i tevhidin yazılı olduğu bir parça var. Bunları beraber
değerlendirirseniz böyle bir şey kesinlikle göremezsiniz. Bir de şu var; hangi
gözle bakmak istiyorsanız onu görürsünüz? dedi.

Müftü Bayram Canbey, buna benzer şikâyetlerin çok olduğunu belirterek
demiş ki: ?Hocam bizim caminin bahçe duvarındaki demir parmaklıklarda haç
işareti var. Camide namaz kılıyoruz halıya haç işareti konmuş, diyenler var..
Örme namaz takkelerimiz üzerinde haç işareti yapılmış diyenler var. Bu
düşünceler adeta evham noktasına gelmiş, vesvese noktasına gelmiş. Onun için diyorum
ki, hangi gözle bakıyorsan, ona benzetebilirsin. Ama orada öyle bir şey yok.
Niyetimizi bozup o gözle bakmaya gerek yok.?

Bu açıklamaya katılıyor ve bu tür benzetmelerin
namaza engel olmayacağını hatırlatıyoruz. Üstelik diğer dinlerin ibadet yerlerinde
dahi gerekirse namaz kılınabileceğini söyleyelim.

TÜRKİYE?NİN EN ÇOK YAŞIYAN ADAMI

Kaç yıl yaşamak istersiniz? Ömür dediğimiz şey ecel
ile sınırlı. Kaç yıl daha yaşayabileceğimizi bilmiyoruz. Ne kadar yşarsak
yaşayalım sonunda ölüm var. Bu konuda ibret olsun diye bir isim paylaşacağım.

Zaro Ağa, Bitlis-Mutki doğumlu. 1774 yılında
doğmuş. 1934 yılında İstanbul?da ölmüş.
Verdiğimiz tarihlerde bir yanlışlık yok. Zaro Ağa, 160 yıl yaşamış.

O kayıtlara göre Türkiyenin en uzun yaşayan insanı. Yine
yabancı kaynaklara göre; dünyanın en uzun yaşayan insanlarından biri. Zaro Ağa
hayatı boyunca, 10 Osmanlı padişahı,
1 cumhurbaşkanı
görmüş, 6 savaşa katılmış ve 29 kez evlenmiştir.

Zaro Ağa, Dünya basının ilgisini çekmiş ve dünyanın
en uzun yaşayan insanı sıfatıyla İtalya, Yunanistan, Amerika
ve İngiltere gibi ülkelere davet edilmiştir.

Mustafa Kemal ile iki kez görüşmüş, kadınlara fazla hürriyet
vermesini eleştirmiştir.

Öldükten sonra bedeni Amerikalı bilim adamları
tarafından incelenmiştir.Doktoruna göre son sözleri ?Vakit geldi? olur.
Öldüğünde
92
yaşındaki kızı Dünyasına doyamadan gitti babacığım
diye ağlamış.

Eyüp Sultan mezarlığındaki mezar taşında şu sözler
yer almaktadır: Az yaşa, çok yaşa,
âkıbet bir gün gelir başa

Uzun yaşamak isteyenlere; Bol bol
yoğurt yeyin derdi.
Yaşam sırrı
olarak şu tespitler yapılmış: Akşam yemeğini erken yerdi.
Hiç alkol kullanmadı. Çok az et
yerdi. Yürümeyi çok severdi.

Bulgur ve Yoğurt-ayranı sofrasından eksik etmedi.

Zaro Ağa Yahu, yıllar su gibi aktı
gitti derdi hep.
Yazımızı Efendimiz Hz. Muhammed?in güzel sözü ile bitirelim: ?Ümmetimin
en hayırlısı ömrü uzun, ameli güzel olandır.?