10 yıl önce İnegöl gündemi
Tarih: 10 Kasım 2004
O gün GençGazete şu manşetler çıkar:
İnegöl’e hayırlı olsun
GençGazete’nin hayırlı olsun dediği haber; 2.OSB’ye dairdir.
2.OSB rüyası gerçek olmak üzeredir.
Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’na yer talep formu gönderilmiş, bu formu 329 müteşebbis doldurmuştur.
Bu talep üzerine ilgili bakanlıkların yetkilileri İnegöl’e gelerek 2.OSB bölgesinde incelemeler yapmışlardır.
Tartışmasız, zamanın İnegöl Kaymakamı Erdoğan Bektaş, 2.OSB konusunda attığı kararlı adımlarla büyük takdir toplamaktadır.
Kaymakam Bektaş, Bakanlık yetkililerini bizzat misafir eder ve 2.OSB olarak düşünülen arazideki incelemelere de eşlik eder.
O tarihte söz konusu arazi de ne yol vardır ne yapı. Ulaşım zordur.
İncelemeler İnegöl’ün lehine sonuçlanır.
O gün 2.OSB için geri sayım başlar.
10 yıl önce;
Kaymakam Erdoğan Bektaş, Belediye Başkanı Alinur Aktaş ve İTSO Başkanı Metin Anıl el ele vererek, 2.OSB projesini bu günlere taşıyacak adımlar atarlar.
10 yıl içinde Erdoğan Bektaş Vali oldu, Başkan Aktaş ve Başkan Anıl üst üste yeniden seçildi.
Ancak İnegöl il olamadı. Bu isimleri aşan bir irade bırakın il olmamızı, Bursa Büyükşehir’e bağlanmamıza karar verdi.
Sonuçlarını hep birlikte yaşayacağız. Her neyse biz 2.OSB konusuna dönelim.
Bugün söz konusu alana gidin bakın. Modern yollar sizi büyük mobilya fabrikalarına ulaştıracaktır.
O tarihte 2.OSB’nin yeri şöyle tarif ediliyordu: Hamzabey Köyü üzerinde, yerleşim yerlerinin uzağında, tarıma elverişsiz alan…
Hedef şu idi: bu alanın faaliyete geçmesi ile İnegöl’ün geleceğinde en az 70 yıl yeni sanayi alanı sorununun yaşanmaması.
OSB için tespit edilen yer doğru idi. Hedefler de öyle.
Tamam, mobilya mağazalarımız , fuarlarımız, AVM’lerimiz yol üzerinde, İnegöl bünyesinde olsun.
Ancak sanayimiz ve imalatımız 2.OSB gibi alanlarda olmalı. Ya İnegöl çıkmalı bu ovadan, ya da sanayimiz.
Bu kadar yoğunlukta insan ve sanayiyi bir ova daha ne kadar kaldırır?
Bir an önce bu şehirden bir şeyleri boşaltmamız gerekiyor. Yoksa bu şehir fazla yaşamaz.
Keşke demek çözüm değil ama keşke ilk OSB’miz ve Mobilya sanayimiz de, İnegöl ovasının dışında, yerleşim alanının ulaşamayacağı ve tarıma uygun olmayan böyle bir arazi de yapılsaydı.
Bugün İnegöl’de hava kirliliği denince ilk akla gelen Organize Sanayi Bölgemiz ve Mobilya Sanayi değil mi?
Güzelim İnegöl ovasını, tarımını, suyunu, havasını sanayimize ve mobilyamıza feda etmedik mi?
Sizce değer miydi?