İHMED (İnegöl İmam Hatip Lisesi Mezunları ve Mensupları Derneği) 28 Şubat post Modern darbesinin 20.yılı nedeniyle bir program düzenledi.Programa İlim Yayma Cemiyeti,Ensar Vakfı ve Yedi Hilal gibi sivil kuruluşlarda katkıda bulundular.O vesileyle başta Ahmet TAŞTAN hocamıza ve yönetim kurulu olarak emeği geçen herkesten Allah razı olsun.

Açıkçası ben, bu tür duygu yüklü programlara çok önem veriyorum.Çok acil bir işim olmadığı sürece her programı sonuna kadar izler ve en son çıkanlardan biri olmaya çalışırım.Burada da öyle oldu.Açıkçası çok duygulandım.Eskide kalan o yılları yaşayan biri olarak anılarım tazelendi.

Kürsüde konuşmacılar anılarını ve yaşadıklarını anlatırken şöyle bir etrafıma baktım.Gençler pür dikkatle yaşanmış anıları dinlerken o günleri yaşayanlar ise sürekli kafalarını sallayarak o anı tekrar yaşar gibi olduklarını müşahede ettim.

Geceye damgasını vuran şu ortak görüşler oldu:

1-28 Şubat aslında Türkiye'nin hızını kesmek ve kendi ayakları üzerinde durmasına engel olmaktı.

2-28 Şubat'lar bitse de 28 Şubat zihniyeti hiçbir zaman bitmeyecektir.

3-28 Şubat'tan gereken dersleri herkes aldı mı?

Bu sorulara cevap verecek olursak:

1-28 Şubat'ı hazırlayanlar aslında dış güçlerle beraber çoktan planlarını hazırlamışlardı.Ancak birkaç göstermelik gerekçe bulmak zorundaydılar.Hanı istiklal mahkemelerinde meşhur bir uygulama varmış.İdam etmek istedikleri kişiler için idam kararı şöyle açıklanırmış:"Sanığın idamına, şahitlerin bilahere (sonradan) dinlenmesine karar verildi"

28 Şubatçıların da sudan bir bahane bulmaları gerekiyordu.Bunun için meyhaneden Ali KALKANCI adlı bir sarhoşu çıkartıp şeyh yaptılar sonra Fadime ŞAHİN adlı bir pavyon kızını da tesettüre sokup mürid yaptılar ve bu müridi de Aczmendi şeyhi Müslim GÜNDÜZ ile suçüstü yakalatarak! gündeme irticayı oturttular.Ondan sonra malum zulümler peş peşe gelmeye başladı.

2-28 Şubat bitti ama onun zihniyeti hiçbir zaman bitmedi ve dikkatli olmazsak bitmeyecektir.

28 Şubat bazen gezi olayları şekline büründü,bazen 17-25 Aralık yargı darbesi şeklin de ortaya çıktı. Bazen de ve en tehlikeli şekilde 15 Temmuz darbesi şeklinde göründü.Hepsinin amacı ve hedefi aynıydı.Türkiye'nin önünü kesmek ve ümmetin ümidini yok etmekti.

28 Şubat en çok Fetullah HO CİA ve Fetö'ya yaramıştır.Kapatılan İmam Hatipler yerine halk Fetullah HO CİA'nın okullarına yönelmişti.Çocuklarına din ve imanı orada öğreteceklerini düşünmüşlerdi.

3-28 Şubat'tan gereken dersler alındı mı?

Bazı Müslüman kardeşlerimiz galiba bu acıyı erken unuttular.Çünkü ziya Paşanın dediği gibi:"Hafıza-ı beşer nisyan ile maluldur"(Yani insan unutkan bir varlıktır).

Çünkü:

-Unutanlar, bugün bu bozuk sistemin devamından yana tavır koydular.Çünkü 28 Şubat'ın oluşumunu kolaylaştıran bu sistemin değişmesine "HAYIR" diyorlar.

-Başörtüsüne yıllarca yasak koyan zihniyetin gitmesine "HAYIR" diyorlar.

-Refah Partisini hiçbir gerekçe olmadan kapatan (nasıl kapatıldığını araştırın) o çarpık düzenin değişmesine "HAYIR "diyorlar.

-Büyük Mücahid Necmettin Erbakan meydanlarda bizlere yemin ettirirken "...bu köle düzenin değişmesi için..." diye yemin ettirirdi.Oysa bazıları o köle düzeninin değişmesine "HAYIR "diyor.

O nedenle 28 Şubat'ı yaşayan bir mağdur olarak diyorum ki:

-Bacımın başörtüsüne yıllarca el uzatan o zihniyetin değişmesi için Yeni Anayasaya "EVET",

-İmam Hatipleri kapatıp çocuklarımızı Fetullah HO CİA'nın kucağına atanların bitmesi için Yeni Anayasaya "EVET",

-Mücahid Erbakan'ın meydanlarda bize ettiği yemin gereği"...köle sisteminin son bulması için..." yeni Anayasaya "EVET",

Ve yıllarca meydanlara çıkıp "Bu düzen değişmeli","bu düzen gitmeli" dedik.Bu sözümüzde hala durduğumuzu ispatlamak için Yeniliğe "EVET "diyorum.