Tarihimize utanç sayfası olarak geçen olaylardan biridir, 28 Şubat 1997'deki son darbe.Kolay unutuyoruz, unutmamalıyız yaşananları. Unutmamalıyız ki bugünlerin kıymetini daha iyi bilelim, yarınlara daha umutlu bakabilelim. Okuyanlar bilir, şahıs ismi yazmam kolay kolay, zira zihniyettir önemli olan, şahıslar önemli değildir tarihin akışı içerisinde. Olayları zihniyet üzerinden değilde şahıslar üzerinden okumak, bizi asıl mücadele alanı olan fikir-zihniyet gerçekliğinden uzaklaştırmaktan, günübirlik gündemlere hapsetmekten başka birşeye yaramaz.

28 Şubat zihniyetini, o dönemi yaşayanlarınız iyibilir, bilmeyenler veya unutanlar için özetlemeye çalışayım: "Biz bu ülkenin ekonomisini, siyasetini, medyasını, bürokrasisini büyük oranda elinde bulunduran elitleriyiz. Biz batıyı çok seviyoruz, batılı olan herşeye kör kütük aşığız. Ülkede batılılaşma adına ne gerekirse yaparız. Batı icadı kavramları istediğimiz gibi yorumlar, o kavramlar uğruna gerekirse darbe yaparız.

Mesela laiklik kavramı. Din ile devlet işlerinin ayrılmasıdır laiklik, laikliğin din özgürlüğünü de ifade ettiğini umursamayız. Başörtülüleri memur yaptırmayız, okullara sokmayız. Başörtüsünü açmayanları okullardan atarız. Dindar olanları memuriyetten de askeriyeden de atarız. Onbinlerce insanın hayatı kararmışmış umursamayız.O dönemde sadece, dindar maskeli fetöcülere dokunmadık. Sakallı diyerek sokaktaki seyyar satıcılara bile baskı yaptık, tüm dini cemaat ve vakıflara ülkeyi zindan ettik ve çoğunu kapattık ama fetöcülere hiç dokunmadık. Böylece tüm dini hassasiyeti olan insanları fetönün kucağına ittik. Neden diye sormayın, " zihniyet sırrıdır" söyleyemeyiz.

Gazetelerin manşetleeini biz belirledik, eeeee nede olsa basın bizim istesiğimiz kadar özgürdür. Bakmayın şimdi basın özgürlüğü yaugarası kopardıklarına, o dönemde biz ne dersek onu yapardı bu medya mensuplarının çoğu. Tüm hakim ve savcıları Genelkurmay'a çağırıp "irtica birifingi" verirdik, onlarda bizi ayakta alkışlardı.Eeee tabiiki bağımsız yargı böyle olmalıdır, bizden emir almalıdır.

Darbeye bahane ettiğimiz "irtica" kavramının anlamını sormayın, "zihniyet sırrıdır" söyleyemeyiz. Açıktan hedef yapamadığımız şeyleri bu kavramın kapsamına alıp saldırırdık, o kadarını söyleyeyim. Cumhuriyetçi geçinirdik mecburen, ama cumhur yani halk ne düşünüyor umursamazdık, egemenlik milletinmiş falan umrumizda değildi, çünkü egemenlik bizim zihniyetimizdekilerin tekelindeydi. Biz ne dersek o olmalıydı, zaten halk cahildir, yanlış kişileri seçer, haliyle bizde seçilen hükümetleri devirirdik.

Sağolsunlar o zamanki bazı iş adamları, medya patronları, sivil toplum kuruşları bize çok destek ve gaz verdi.Eee, tabiiki karşılığını fazlasıyla aldılar, 28 Şubat sürecindeki yolsuzluklar ve batan bankalardaki en az 80 milyar Dolar para nereye gitti sanıyorsunuz. Şimdilerde "liyakatlı olmaktan bahseden bazı kimseler var, onlara gülüyoruz.Çünkü o dönemde, bir makama gelmek için, bize boyun eğmek ve halkın değer yargılarına saldırmak, liyakat için yetiyordu.

Kuran kutslarını kapattık, imam hatip okullarını kapattık, zira laiklik elden gidiyordu. "Şimdi bu kurumlar açık, başörtülü vatan evlatları her alanda görev alıyor ama laiklik neden elden gitmiyor" diye sormayın.Çünkü bizim derdimiz laiklik adı altında milletin değer yargılarını ortadan kaldırmaktı. Çünkü, başta söyledik ya, biz batının değer yargılarını bu topluma dayatmak istiyoruz diye. Batılı devletler, her darbe sürecinde olduğu gibi, 28 Şubat sürecinde de bize çok gaz ve destek verdiler. Niye diye sormayın, tabiiki batılı dostlarımız, Türkiye'yi çok seviyorlar ve her zaman Türkiye'nin iyiliğini istiyorlar tabiiki...."

Evet, kısaca özetlemeye çalıştık 28 Şubat zihniyetini. İşte bu zihniyet bu ülkede dört darbeye sebep oldu.Bu zihniyet insanların öz vatanlarında hor görülmesine, aşağılanmasına, işini gücünü kaybetmesine neden oldu. Bu insanların devlet aleyhine tek bir eylemleri olmamıştı, tek istedikleri, öz vatanlarında özgürce yaşamaktı sadece. Şimdilerde yalandan özgürlükten dem vuran pek çok kişi ve kurum, o dönem alkış tutuyordu darbecilere ve zulümlere. Memleket sevdası ve samimiyet olmayınca sonuç, böyle ikiyüzlülük oluyor işte, yazık.

O dönemde vatandaş yerine bile konulmayan, aşağılanan bir kısım insanlar ise, şimdilerde rahata erince, unuttular o günleri.Ne gariptir ve ne büyük bir omurgasızlıktır ki, kol kola girdiler 28 Şubat zihniyetiyle, yazık, çok yazık....!