İnegöl'de çoğumuz muhacir çocuğuyuz aslında. Sadece Bulgaristan'dan gelen Türkleri macır olarak isimlendirmek eksik olur.

Malumunuz Muhacir; hicret eden demektir. 622 yılında Mekke'den Medine'ye göç eden Müslümanlar, K.Kerim'de Muhacir olarak isimlendirilmiştir.

O tarihten bugüne; vatanı, dini, canı, namusu için göç eden her mümin toplum, bu sıfatla isimlendirilmiştir: Muhacir.

İnegöl'de kimimiz Balkan, kimimiz Kafkas, kimimiz Bosna Hersek, kimimiz Orta Asya muhaciriyiz. Kimimiz de Anadolu içinden göç edip gelmiş buralara.

Bu göçler İnegöl'ün zenginliği olmuş. Farklı coğrafyalardan gelen çiçekler, İnegöl'ü bir çiçek bahçesine dönüştürmüştür adeta.

Bu anlamda hepimiz güzeliz, hepimiz özeliz. Hep birlikte daha güzeliz.

Benim de dedelerim 93 Muhaciri. Osmanlı Rus savaşından sonra kaybedilen toprakların yetim çocukları olarak, Anadolu'ya sığınmışlar ve İnegöl'e gelip yerleşmişler.

Dedelerimin İnegöl'e gelişinden 1 asır sonra gidip görmüştüm, göç edip geldikleri coğrafyayı. Yaşadığım duygu yoğunluğunu tarif edemem. Başka bir yazımızda paylaşırım inşallah ayrıntıları.

Evet, ben bir muhacir çocuğuyum ve bununla gurur duyuyorum. Mümin ve insan olma kimliğimden sonra, dedelerimden gelen kimliğimi de onurla taşıyorum.

Bu kimliğimi kültürel bir zenginlik olarak görüyorum. Söz konusu İnegöl olunca tabii ki artık her şeyden önce İnegöllüyüm. Ben burada doğdum, İnegöl'ün ekmeği ve suyu ile yetiştim.Benim hikayem, çoğunuzun hikayesi biliyorum. Bu sebeple Arife tarife gerek yok.

Geldiğim coğrafya açısından şu haber çok dikkatimi çekti; "İnegöl Kafkas Folklor ve Kültür Derneği, Acara bölgesinden gelen ve yaşları 60 ile 95 arasında değişen 50 kişiyi, Oylat'ta ağırlamış. İnegöl'deki dost ve akrabaları ile hasret gidermelerini sağladı."

Acara bölgesi, özellikle de Batum; Gürcitan'da, Müslüman kalabilen bir coğrafya. Misafirlerimiz, dedelerimizin göç ettiği köylerden, temsili olarak birer ikişer seçilmiş. Yaşlılar, aralarında 95 yaşında olan misafirimiz var. Öyle ki yıllar önce ayrılmak zorunda kaldıkları akrabalarını, burada görme imkanına sahip olmuşlar.

140 yıl önce gelenler ile kalanlar arasındaki hasret, bir nebze dinmiştir umarım. Ne kadar anlamlı, ne kadar özel bir buluşma. Acara'a bölgesinden hasret kokan, gözü yaşlı selamlarla gelmişler, hoş gelmişler.

Muhacir torunları olarak her birimiz geldiğimiz topraklar ile bu bağı kurmayı üzerimize borç görmeliyiz. Bu anlamlı ziyaret, buradaki yaşlılarımızın da Acara bölgesine götürülmesi ile daha da bir değer kazanacaktır. Sebep olanları tebrik ediyor, alkışlıyoruz.