Danişmend, Osman ölüm ve doğum tarihleri ihtilaflı olduğu için kaç yaşında öldüğü belli değildir der. Doğum tarihi için en muteber sayılan 1258=656 rivayeti doğru olduğu takdirde, Osman Gazi'nin vakıf kayıtlarındaki ölüm tarihine göre 66 ve Osmanlı tarihlerinde umumiyetle kabul edilen 1326=726 tarihine göre de 68 yaşlarında ölmüş olması lazımgelir. Birçok menbalarda Osman Bey'in 1326=726 tarihinde bu üç kaleden Bursa'nın fethini idrak ettikten sonra öldüğünden bahsedilirse de, bu rivayet şüphelidir.

İsmail Hakkı Uzunçarşılı ise Osman Bey'in ölümünü 1326 yılı olarak vermektedir. Uzunçarşılı, 1324 tarihli bir vesika ile Orhan'ın bu tarihte hükümdar bulunduğunu ve ilk akçesinin tetkikinden de aynı senenin üçüncü ayında (724 Rebiulevvel / 1324 Şubat) Osmanlı beyi olduğunu belirtmiştir. Osman Gazi vefat ettiği zaman zayıf bir rivayete göre Söğüt'te babasının yanına defnedilmiş ve güya Bursa alınırsa oraya defnini vasiyet etmişti; bunun için 1326'da Bursa alındıktan sonra vasiyeti yerine getirilerek cesedi Bursa'ya nakledilip Hisar'da Saint Eli namına yapılmış olan Gümüşlü Kümbed'e defnedilmiştir. Fakat vekayiin tetkikine göre vefatının Bursa'nın fethinden sonra olduğunu belirtiyor.

Uzunçarşılı'ya göre, Osman'ın vefatından evvel henüz elde edilmemiş olan Bursa'ya. Gümüşlü Kümbed'e defnini vasiyyet etmesi de bir az gariptir. Kendisinin vefatından evvel beyliği oğluna terk ederek Orhan'ın da babasının ölümünden evvel 1326 da Bursa'yı feth edip Osman Gazi'yi ölümünde buraya defnetmiş olması daha makuldür. Nitekim Aşıkpaşazade ile Neşri ve Oruç Bey Osman Gazi'nin hayatta olup idareyi oğlu Orhan'a bıraktığını beyan ediyorlar. Bu yüzden Uzunçarşılı'nın bu tetkiki kabil olmaz.

En eski bir menba olan Ahmedi'nin: "Kafiri yakıp yıkıp ol namdar Bursa'yı izniği eyledi hisar öyle takdir etti/hak azze ve cel Gelmeden ol iki irdi ecel." Beyitleriyle Osman'ın Bursa ve İznik fetihlerinden evvel vefat ettiğini yazar. Yine Ahmedi, Orhan zamanında Bursa'nın alındığını söyler. Behcet-üt-tevarih de Bursa muhasarada iken Osman'ın vefat ettiğini kaydediyor. Aşıkpaşazade ile Neşri ise Bursa fethinde Osman Bey'in hayatta olduğunu beyan etmektedirler. Diğer tarihçiler ise vefatından sonra Bursa'nın alındığını belirtirler.

İbn Batuta seyahatnamesinde ise, Osman'ın ölümü 1326 olarak belirtilmiştir.

Müverrih Bitlisli İdris'in kaydına göre ise; Orhan Gazi babasının ağırlaştığını öğrenince; Turgutalp, Saltukalp, Edebali'nin kardeşi Şeyh Ahi Şemseddin, Edebali'nin yeğeni Ahi HaSan, kendi imamı Yahşi Fakih ve Çandarlı Kara Halil ile birlikte onun başucuna gitmiş ve o sırada Osman Gazi oğluna şu hitap ta bulunmuştur: "Ben ölüyorum! Fakat esef etmiyorum, zira senin gibi bir halef bırakıyorum. Adil ol, iyi adam ol, merham etli ol. B ütün tebaanı müsavat üzere himaye et. Din-i İslami neşreyle. Yeryüzünde padişahların vazifesi budur; Cenabı Hak indinde ancak bu suretle makbuliyete nail olunur." Bitlisi'nin bu kayıtları, Bursa'nın fethinden öncedir.

Mustafa Cezar Efendi'nin Mufassal Osmanlı Tarihi'nde ki kayıtları bizler için çok kıymetlidir. Cezar, Osman Bey'in Bursa'nın fetih haberini almadan önce teslimi ruh eylediğini yazar. Bursa kuşatması devam ederken nikris hastalığından muztariben yatağa düşen Osman Bey'in, şehrin alınmasını görmediğini belirtir. Ona göre, Bursa 1326 Nisanında Orhan Gazi zamanında fethedilmiş, Osman Bey bundan iki sene kadar önce ölmüş ve Söğüt'te gömülmüştür. Şehir alınınca babasının vasiyetini yerine getiren Orhan Gazi onun lahdini Bursa'ya naklettirmiş ve hisarda camiye tahvil ettirdiği Aya Elia Manastırı içinde yaptırdığı türbeye defnettirmiştir. Sonradan buraya Gümüşlü Kümbet ismi verilmiştir. Zannımca en doğru olanı budur.

Yabancı yazarlardan birçoğu Osman Bey'in ölüm yıl dönümünü 1324 yılı olarak vermektedirler. Benim bir tarihçi olarak nacizane düşüncem, Osman Bey 1324 yılında ölmüştür. Yabancı kaynaklarda yer alan birçok kaynakta 1326 yılında Bursa'nın feth edildiği yazılıp, bu tarihten iki yıl önce Osman Bey'in vefat ettiği belirtilir. İkinci olarak, Osmanlı tarihinde elimizde bulunan ilk vakfiye Asporça Hatun (1323) Vakfiyesi'dir. Söz konusu vakfiye Osman Bey'in ölümünden bir iki sene önce tertip edilmiştir. Yani eğer Osman 1324 veya 1325 de öldü ise, 1326 tarihi büyük bir ihtimalle yanlıştır. Aynı şekilde, 1324 tarihli Mekece vakfiyesin de ise Osman Bey'in öldüğü görülür. Yani her türlü Osman Bey'in ölümü 1324 yılına tekabül etmektedir. 1324 Mart tarihli bir vakfiyede Osman Bey'in 1324 yılında vefat ettiği ve yerine Orhan Bey'in geçtiği belirtilir. Osman Bey'in ölümünü 1326 olarak veren tarihçiler, zannımca 1323 ve 1324 tarihli tarihli vakfiyeyi yeterince tetkik etmemişler ya da Osman Bey'in Bursa'nın fethinden önce mi sonramı diye öldüğü hususunda muallaka düşmüş olabilirler. Ayrıca; sadece Osmanlı menbaları ile ilgilendikleri içim yabancı kaynakları yeterince incelememişlerde olabilir. Yine de bizler için değerli olan bu konunun yeniden tetkik edilmesi elzemdir.

Danişmend, Osman ölüm ve doğum tarihleri ihtilaflı olduğu için kaç yaşında öldüğü belli değildir der. Doğum tarihi için en muteber sayılan 1258=656 rivayeti doğru olduğu takdirde, Osman Gazi'nin vakıf kayıtlarındaki ölüm tarihine göre 66 ve Osmanlı tarihlerinde umumiyetle kabul edilen 1326=726 tarihine göre de 68 yaşlarında ölmüş olması lazımgelir. Birçok menbalarda Osman Bey'in 1326=726 tarihinde bu üç kaleden Bursa'nın fethini idrak ettikten sonra öldüğünden bahsedilirse de, bu rivayet şüphelidir.

İsmail Hakkı Uzunçarşılı ise Osman Bey'in ölümünü 1326 yılı olarak vermektedir. Uzunçarşılı, 1324 tarihli bir vesika ile Orhan'ın bu tarihte hükümdar bulunduğunu ve ilk akçesinin tetkikinden de aynı senenin üçüncü ayında (724 Rebiulevvel / 1324 Şubat) Osmanlı beyi olduğunu belirtmiştir. Osman Gazi vefat ettiği zaman zayıf bir rivayete göre Söğüt'te babasının yanına defnedilmiş ve güya Bursa alınırsa oraya defnini vasiyet etmişti; bunun için 1326'da Bursa alındıktan sonra vasiyeti yerine getirilerek cesedi Bursa'ya nakledilip Hisar'da Saint Eli namına yapılmış olan Gümüşlü Kümbed'e defnedilmiştir. Fakat vekayiin tetkikine göre vefatının Bursa'nın fethinden sonra olduğunu belirtiyor.

Uzunçarşılı'ya göre, Osman'ın vefatından evvel henüz elde edilmemiş olan Bursa'ya. Gümüşlü Kümbed'e defnini vasiyyet etmesi de bir az gariptir. Kendisinin vefatından evvel beyliği oğluna terk ederek Orhan'ın da babasının ölümünden evvel 1326 da Bursa'yı feth edip Osman Gazi'yi ölümünde buraya defnetmiş olması daha makuldür. Nitekim Aşıkpaşazade ile Neşri ve Oruç Bey Osman Gazi'nin hayatta olup idareyi oğlu Orhan'a bıraktığını beyan ediyorlar. Bu yüzden Uzunçarşılı'nın bu tetkiki kabil olmaz.

En eski bir menba olan Ahmedi'nin: "Kafiri yakıp yıkıp ol namdar Bursa'yı izniği eyledi hisar öyle takdir etti/hak azze ve cel Gelmeden ol iki irdi ecel." Beyitleriyle Osman'ın Bursa ve İznik fetihlerinden evvel vefat ettiğini yazar. Yine Ahmedi, Orhan zamanında Bursa'nın alındığını söyler. Behcet-üt-tevarih de Bursa muhasarada iken Osman'ın vefat ettiğini kaydediyor. Aşıkpaşazade ile Neşri ise Bursa fethinde Osman Bey'in hayatta olduğunu beyan etmektedirler. Diğer tarihçiler ise vefatından sonra Bursa'nın alındığını belirtirler.

İbn Batuta seyahatnamesinde ise, Osman'ın ölümü 1326 olarak belirtilmiştir.

Müverrih Bitlisli İdris'in kaydına göre ise; Orhan Gazi babasının ağırlaştığını öğrenince; Turgutalp, Saltukalp, Edebali'nin kardeşi Şeyh Ahi Şemseddin, Edebali'nin yeğeni Ahi HaSan, kendi imamı Yahşi Fakih ve Çandarlı Kara Halil ile birlikte onun başucuna gitmiş ve o sırada Osman Gazi oğluna şu hitap ta bulunmuştur: "Ben ölüyorum! Fakat esef etmiyorum, zira senin gibi bir halef bırakıyorum. Adil ol, iyi adam ol, merham etli ol. B ütün tebaanı müsavat üzere himaye et. Din-i İslami neşreyle. Yeryüzünde padişahların vazifesi budur; Cenabı Hak indinde ancak bu suretle makbuliyete nail olunur." Bitlisi'nin bu kayıtları, Bursa'nın fethinden öncedir.

Mustafa Cezar Efendi'nin Mufassal Osmanlı Tarihi'nde ki kayıtları bizler için çok kıymetlidir. Cezar, Osman Bey'in Bursa'nın fetih haberini almadan önce teslimi ruh eylediğini yazar. Bursa kuşatması devam ederken nikris hastalığından muztariben yatağa düşen Osman Bey'in, şehrin alınmasını görmediğini belirtir. Ona göre, Bursa 1326 Nisanında Orhan Gazi zamanında fethedilmiş, Osman Bey bundan iki sene kadar önce ölmüş ve Söğüt'te gömülmüştür. Şehir alınınca babasının vasiyetini yerine getiren Orhan Gazi onun lahdini Bursa'ya naklettirmiş ve hisarda camiye tahvil ettirdiği Aya Elia Manastırı içinde yaptırdığı türbeye defnettirmiştir. Sonradan buraya Gümüşlü Kümbet ismi verilmiştir. Zannımca en doğru olanı budur.

Yabancı yazarlardan birçoğu Osman Bey'in ölüm yıl dönümünü 1324 yılı olarak vermektedirler. Benim bir tarihçi olarak nacizane düşüncem, Osman Bey 1324 yılında ölmüştür. Yabancı kaynaklarda yer alan birçok kaynakta 1326 yılında Bursa'nın feth edildiği yazılıp, bu tarihten iki yıl önce Osman Bey'in vefat ettiği belirtilir. İkinci olarak, Osmanlı tarihinde elimizde bulunan ilk vakfiye Asporça Hatun (1323) Vakfiyesi'dir. Söz konusu vakfiye Osman Bey'in ölümünden bir iki sene önce tertip edilmiştir. Yani eğer Osman 1324 veya 1325 de öldü ise, 1326 tarihi büyük bir ihtimalle yanlıştır. Aynı şekilde, 1324 tarihli Mekece vakfiyesin de ise Osman Bey'in öldüğü görülür. Yani her türlü Osman Bey'in ölümü 1324 yılına tekabül etmektedir. 1324 Mart tarihli bir vakfiyede Osman Bey'in 1324 yılında vefat ettiği ve yerine Orhan Bey'in geçtiği belirtilir. Osman Bey'in ölümünü 1326 olarak veren tarihçiler, zannımca 1323 ve 1324 tarihli tarihli vakfiyeyi yeterince tetkik etmemişler ya da Osman Bey'in Bursa'nın fethinden önce mi sonramı diye öldüğü hususunda muallaka düşmüş olabilirler. Ayrıca; sadece Osmanlı menbaları ile ilgilendikleri içim yabancı kaynakları yeterince incelememişlerde olabilir. Yine de bizler için değerli olan bu konunun yeniden tetkik edilmesi elzemdir.

TUĞRULHAN KARADUMAN