Sosyal medyanın yoğun bir şekilde kullanıma başlamasıyla birlikte insan hakları ve demokrasi kavramı da gittikçe önem kazanmaya başladı.Facebook , instagram ve twitter gibi uygulamaları kullanan herkes sanki karşısında bir birey yokmuş gibi insanlık kavramını hiçe sayarak paylaşımda bulunuyor.Bu hesap sahipleri sahte hesapların bile tespit edilebildiği ve hiçbir şeyin gizli kalmadığı bir dünyada yaşadıklarını unutuyorlar.İnsan hakları,tüm insanların sahip olduğu temel hak ve özgürlüklere denir.İnsan hakları,ırk,ulus,etnik köken,din,dil ve cinsiyet ayrımı gözetmeksizin tüm insanların yararlanabileceği haklardır.Bu hakları kullanan herkes eşittir.İnsan hakları ve demokrasi adına herkesin her şeyi söylemesi ve paylaşması toplumsal barış adına doğru bir davranış değildir.
Demokrasi insan haklarının korunması ve etkili bir şekilde gerçekleşmesi için doğal ortam sağlar.Demokrasi var,insan hakları var diyerek herkes her istediğini söyleyemez.Ülkenin birlik ve bütünlüğünü, kişilik haklarına saldırı içeren tüm söz ve davranışlar insan hakları ve demokrasi ile bağdaşmaz.Bu tür girişimler Türk Ceza Kanununa göre suç sayılan fiillerdir.Öyleyse sosyal medya paylaşımlarımızda ve her türlü yazılı ve sözlü demeçlerde buna olabildiğince dikkat etmeliyiz.Başkasının özgürlüğünü ihlal ettiğimizde bizim özgürlüğümüz sona erer.Bu husus akıldan çıkarılmamalıdır.
Bireyler kadar devletlerin de insan haklarına saygı duyması toplumsal barışımızın olmazsa olmazlarındandır.İnsanlar devletine güvendiği oranda kalıcı barış sağlanır.Devleti yönetenler etik ilkelere ,insan haklarına ve adalet kavramına dikkat etmek zorundadırlar.KPSS sınavına giren her birey devletine güven duymalıdır.Devletin temsilcileri de adil olmalıdır.Kul hakkına,insan haklarına özel önem vermelidir.Bu devlet belli bir azınlığın değil hepimizin devletidir.Devletin yücelmesi ve mevcut düzenin korunması adına herkes söz ve davranışlarına dikkat etmelidir.Devletimizi yönetenlerin adalet kavramını hiçe sayan mülakat yöntemini bir an önce kaldırması gerekir.Sınav öncesi sınava başvuru esasları doğru belirlenmeli ve sınav sonrası alınan puanlara göre ÖSYM tarafından atamalar yapılmalıdır.İşe almada mülakatın toplumsal bir yara olduğunu düşünenlerdenim.
Şube müdürlüğü sınavını kazanarak Yalova Esenköy'e hizmetiçi eğitime çağrılmıştım.Burada birçok arkadaşla tanışma imkanı buldum.Değişik siyasi görüşlere sahip mükemmel arkadaşlar tanıdım.Hizmetiçi eğitim sonrası sınav yapıldı.Sınav sonrası o zamanki Personel Genel Müdür Yardımcısı bizi büyük bir salonda topladı.Türkiyenin değişik yerlerinden gelen genç şube müdürü adaylarına yönelik bir dizi söylemlerde bulundu:''Değerli şube müdürü adaylarım, hepinizi başka bir dış güç müdahale etmeden aldığınız puan sıralamasına göre atayacağız.Hatta sınavdan 95 ve üzeri alanları ilk tercihlerinize vereceğiz.Bundan kimsenin kuşkusu olmasın.'' demişti.Önce sıradan söylenmiş bir söz gibi düşündüm.Sınavdan çok yüksek bir puan almıştım.Beklentim yüksekti.Bakanlıktan arayan bir görevlinin telefonuyla ilk tercihime atandığımı öğrendim.Devleti yönetenlerin adil icraatları sayesinde hak ettiğim göreve atanmıştım.Çok mu çok sevinmiştim.Benim gibi yüzlerce değişik siyasi görüşlere sahip arkadaşım yurdun değişik yerlerindeki görevlere mülakatsız atandı.İşte bu nedenledir ki devletimizi yönetenlerin mülakat gibi saçma bir sistemden geri dönüş yapmaları sınava giren adaylara bir umut olacaktır.Hepimiz hangi şartta olursa olsun devletimize güvenmek zorundayız.Devletin temel görevi insan haklarını korumaktır.Devlet aynı zamanda insan haklarıyla korunan temel değerlere yönelik olarak başka kişi ve gruplardan gelecek saldırıları caydırmak ve önlemek,ayrıca gerçekleşen saldırıları yaptırıma bağlamak yükümlülüğü altındadır.
İnsan haklarına saygılı olmayı bilelim.Devletimize güvenelim.Yönetenler olarak adaletten ayrılmayalım.Adalet dağıtanlar bir gün gelir adalet arar konuma düşebilirler.Biz biz olalım adaletten,insan haklarından asla taviz vermeyelim.Paylaşımlarımızda titiz ve dikkatli olalım.Unutmayalım toplumsal barışın anahtarı insan hakları ve adalettir.