İnna Lillahi ve inna ileyhi raciğun...

TÜRKAN... İnegöl Lisesine müdür olarak atandığım ( 2003) da yoğun iş yüküne katkısı olsun, büro ve idari işlere, mutemetlik ve diğer sekreterya işlerine yardımcı olsun diye okul aile birliği marifetiyle çalışıyordu.
On dokuzunda - yirmisinde ya vardı ya yoktu. Sürekli gülen yüzü vardı ya, içinin güzelliği, sıcaklığı yüzüne aksediyordu adeta. Güzel enerji yayardı ortamına... Bi kaç kez ağladığını farkettim de, "neyin var kızım" dediğimde ve az da ısrarımla "word exel.. çok şeyi bilmiyorum ama benden yapmam isteniyor. Bilmeyince de mahcup oluyorum" dediydi. Gel o zaman, birlikte seni İnegöl Milli Eğitim camiasının aranan, akıl danışılan memuru yapalım dedim ona. Anlaştık. bildiklerimi, öğrendiklerimi teker teker öğrettim ona . Bilgisayar kullanımından, word, exel program kullanımından( ki o yıllarda bilgisayar kullanımı ütopik vakıaydı) kurumsal yazışma dilinden, mutemetlikten velhasıl Milli Eğitim ve okulların ihtiyaç duyduğu her şeyden haberdardı. Kurumsal bilgilerin ve hatta halkla ilişkilerin ve hesap işlerinin uzmanı oldu kısa sürede. Bir kez tarif ettiğim şeyi ikinci kez tekrarlatmadı. Araştırdı, öğrendi, notlar aldı...Azmi, gayreti ve zekasıyla gerçek manada elim-kolum, okulumuzdaki tüm öğretmen, öğrenci ve idarecilerin ise gözdesi oldu TÜRKAN. Çocukların ablası oldu, çalışanların bacısı... "Düğünüm var yakında" dedi bir gün. "Paraya ihtiyacım olacak, sigortamı ödemeseniz de o farkı elden alsam olur mu?" diye fikir sordu. "Ah TÜRKAN sigorta sana ne çok lazım olacak dedim, sıcak bakmadım bu düşüncesine... (hastalığı süresince de dile getirdi doğru yaptığımızı)
Sabah kahvaltılarımız vardı en çok özlediğim, Haluk bey Adnan Kuşça, Latife, Mehmet ve Türkan daimi, diğerlerinden de kim denk gelirse misafirimizdi, küçücük memur odamızda. Neşeyle keyifle... Dolu dolu, kaç yıl çalıştık birlikte... Biz onu büyüttük o bebeğini... Biz ondan razıydık o ve oradaki kardeşlerim bizden razı...
TÜRKAN, bir süre sonra bu hastalığına düçar oldu. Tedavisi zordu ve netameliydi. Çok acı çekti, çok mücadele etti... Çokça üzülmüştür, ağlamıştır belki ama; onun tevekkülü, rabbine olan koşulsuz teslimiyeti, yaşama sevinci ve enerjisi, sıcacık tebessümü hiç eksik olmadı yüzünden. Tedavi oldu, döndü tekrar aramıza. Eski heyacanıyla eski gayretiyle... Sonra ben ayrıldım okuldan, daha sonra da o ayrılmış...
İyi olduğunu biliyordum, hastalığını yendiğini duyuyordum ya, İnegöl'ün has delikanlısı ve üzerine titrediği eşiyle, hanım hanımcık kızıyla, mutluluk resimlerini görüyordum da ayrıca, dualar ediyordum kendisine...
.......
Bu gün Mehmet Sevinç aradı ve "Türkan Ünver vefat etti" dedi....
Tarifsiz üzüldüm, bir kısa film şeridi geçti gözüm önünden... İzledim ve dedim ki :
"Ya rab, bu güzel kulunu çektiği acıları günahlarına kefaret eyleyip al yanına, himmet eyle, rahmet eyle, merhamet eyle, cemalinle müşerref kıl, Hatice anamıza, Havva anamıza komşu eyle. Ben üzerimde varsa tüm haklarımı helal ettim inşallah o da etmiştir, sen kabul eyle, Evladına, sevgili eşi Adem ÜNVER ve aile bireylerine sabr-ı cemil ver"
Güzel kızım, dünya ahiret bacım kardeşim, biz razıydık senden Allah ta razı olsun, yerin mekanın cennet olsun...