Samsa Çavuş, Ertuğrul Gazi'nin silah arkadaşlarındandır. 1231 Yıllarında O da Söğüt'e Ertuğrul Gazi ile birlikte gelmiştir. Yaşça Ertuğrul Gazi'nin akranı durumundadır. Gözü pek, cesareti çok ve oymağı da -oldukça- kalabalıktır. Rumca'yı da öğrenmiştir. Bu nedenle Uc'ta ve sınırlarda yaşayan Bizanslılar ile yakinen diyalog kurabilmektedir.

Murat Kurum 3 ilçede vatandaşlara seslendi Murat Kurum 3 ilçede vatandaşlara seslendi

Bu özel niteliklerinden dolayı, Ertuğrul Gazi'nin sağlığında -uzun yıllar- Domaniç dağları ve Cebel-i Ermeniye adıyla anılan Ahi Dağı'nı tutmuştur. Yayla çıkış ve dönüşlerinde Karakeçili Aşireti'ni,İnegöl tekfuru Aya Nikola'nın yaptığı saldırılara karşı korumuştur.

Üstlendiği bu emniyet ve güvenlik işi, Osman Gazi'nin Karakeçili Aşireti'ne reis oluncaya kadar devam etmiştir. Ancak 1281 yılında Osman Gazi, tek başına aşiret reisliğini üstlenince belirlediği yeni strateji gereği Samsa Çavuş ve kardeşi Sülemiş'i Sakarya Vadisi'ne aktarmış ve bu coğrafyada görevlendirmiştir ki ömrünün sonuna kadar Samsa Çavuş, Sakarya Vadisi'n-de yaşamış ve İznik üzerine akınlar yapmıştır.

Göksu Irmağı'nın Sakarya ile birleştiği yerde bulunan KöprüHisar ve Kara Tekin kaleleri ile yakın çevresinin fethinde ve de korunmasında önemli rol oynamıştır. Bu yörede yer alan bir kale ile Sakarya Nehri'nin doğusunda Göynük ve Taraklı Yenicesi'ne doğru uzanan vadiye, Samsa Çavuş adından esinlenilerek Çavuş Deresi denmiştir.

İnegöl'deki Çavuş Köyü'ne gelince, bu köyün, Samsa Çavuş ile alakası yoktur.Buraya adını veren çavuşlar sırasıyla: Dura Çavuş, Ahmed Çavuş, Mustafa Çavuş ve Hüseyin Çavuştur. Bunların her dördü de Bursa-Bey Sarayı'nda görevli çavuşlardır. Şüphesiz bunlar da sıradan kişiler değillerdir. Günümüzle karşılaştıracak olursak bu çavuşlar,Reis-i Cumhur Muhafız Alay Komutanlığı'nda görevli ve asker nitelikli personeldir.

İlk adı Kızıl-Karyesi olan bugünkü Çavuş Köy, iki mahalle halinde olup bir mahallesi, Dura Çavuş'a timar olarak verilirken diğer mahallesi, Ahmed Çavuş'a timar olarak verilmiştir. Daha sonraki yıllarda ise bu iki yerleşim alanı birleştirilerek Mustafa Çavuş'a, timar olarak verilmiştir. Buranın son timar sahibi çavuş, Hüseyin Çavuş olmuştur. Orhan Gazi devrinde bu yerleşim alanı, ilk defa Kızıl Murad adında bahadır bir kişiye, dirlik olarak verilmiştir.Bu nedenle köyün ilk adı, Kızıl Karyesi olarak şöhret bulmuştur.

Kızıl Murad diye anılan bahadır da Sungur Paşa'nın/Aksungur'un babasıdır. Aksungur da Orhan Gazi, Sultan I.Murad ve Yıldırım Beyazıt devirlerinde saray nazırlığı/genel sekreterliği yapmış ünlü bir kişidir ve 1354 yılında Ankara'yı Osmanlılar adına ilk fetih eden Aksungur'dur.

Bu nedenle, bazı tarihi kaynaklarda Aksungur, Ankara fatihi olarak da anılır. Eski adı, Koçi olan bugünkü Sungur Paşa Köyü de bu zata, mülk olarak verilmiştir. Sungur teriminin Türkçesi doğan'dır.Bu tahlile göre, Aksungur, Akdoğan anlamında kullanılmıştır.

Eski adı Kızıl olan günümüzdeki Çavuş Köyü, Osmanlılar döneminde stratejik bir geçit yeri olarak değerlendirildiğinden burası,daima, yöneticilerin dikkatini çekmiştir. Yol güzergahına bir zaviye tesis edilmiş, gelen-geçene burada hizmet sunulmuştur. Daha sonraki yıllarda köye, adını veren Bursa-Bey Sarayı'na mensup çavuşlar, burasını dirlik olarak kullandıkları için bu yöreye, önemli hizmetler sunmuşlardır.

Günümüzde yaşayan Çavuş köylülerin, Samsa Çavuş'a sahip çıkmaları takdire şayandır. Samsa Çavuş'un ideallerine ve O'nun, Osmanlı Devleti'nin kuruluşu sırasında verdiği değerli hizmetleri, unutmamak gerekir. Bu nedenle, İnegöl-Çavuş köylü hemşehrilerim, Samsa Çavuş'u hayırla yad eylesinler. Şu kadar var ki Samsa Çavuş'un, kendi köylerinde bulunmadığını da bilsinler. Köylerinde İnşa ettirmiş oldukları türbeyi de bir merkat/hatıra mezarı olarak korusunlar ve Samsa Çavuş'un engin ideal ve ruhaniyetinden yararlanmaya gayret etsinler