Soluğu İş Mahkemesinde alan mağdur işçi, feshin geçersizliğine, işe iadesine ve yasal sonuçlarına hükmedilmesine karar verilmesini istedi. Tarafları dinleyen mahkeme, işçinin işe iadesine hükmetti. Kararı işveren avukatı temyiz edince devreye Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi girdi. Daire, davalı avukatının istinaf başvurusunun kabulüne, İş Mahkemesinin kararının kaldırılmasına ve davanın reddine hükmetti. Bu kararı da davacı avukatı temyiz edince davada son sözü Yargıtay 9. Hukuk Dairesi söyledi.
İşçi sitem ettiği için kovulamaz
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, işçinin işverene yönelik sitemkar ifadelerinin kovulma sebebi yapılamayacağına hükmetti. Davacı tarafından yapılıp paylaşılan yorumun hakaret ve sataşma niteliğinde olmadığına dikkat çekildi. Kararda şöyle denildi: "Davacının paylaştığı yorumunda primlerin ödenmemesine yönelik olarak hislerini, düşüncelerini ve eleştirilerini açıkladığı ortadadır. Davacının davranışının tek başına 4857 sayılı Yasanın 25. maddesi kapsamında haklı neden ağırlığında olmadığı, 4857 sayılı Yasanın 18. maddesi kapsamında yapılan değerlendirmede de söz konusu paylaşımların iş ilişkisinin devamını çekilmez kılacak nitelikte bulunmadığı anlaşılmıştır. Davacının yaptığı bu paylaşım nedeniyle işverenin işletmesel menfaatlerinin zarar gördüğüne, çalışma düzeninin bozulduğuna ilişkin de bir delil bulunmadığı da unutulmamalıdır. Buna göre davacının yaptığı paylaşımın işverene haklı bir nedenle fesih imkanı vermeyeceği gibi geçerli nedenle fesih imkanı da vermeyeceği anlaşılmıştır. Bu nedenle Bölge Adliye Mahkemesince feshin geçerli nedene dayandığından bahisle davanın reddine karar verilmesi hatalı olup bozma nedenidir. Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesinin temyiz edilen kararının bozularak ortadan kaldırılmasına, davanın kabulü ile, davalı işverence yapılan feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine hükmedilmiştir.".