KONGRE 3 YILDA BİR YAPILACAK

Kongre Alanyurt Dernek lokalinde gerçekleştirildi. Kongreye, dernek üyelerinin katılımı ile tek liste ile gidildi. Kongrede ayrıca tüzük değişikliğine gidilerek 21 kişilik olan yönetim 11 kişiye düşürüldü. Ayrıca 2 yılda bir gerçekleştirilen kongrenin 3 yılda bir gerçekleştirilmesi kararlaştırıldı.

Kongrede açıklamalar bulunan İnegöl Ahıska Türkleri Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Mehmet Taş, şu ifadeleri kullandı: "5 dönemdir sizlerin teveccühü ile yönetim kurulu arkadaşlarımla birlikte sizlere hizmet etmeye çalışıyoruz. 10 yıl önce göreve geldiğimizde kapanmak üzere olan bir dernek ve başta vatandaşlık olmak üzere halkımızın birçok sorunu vardı. Çözülmesi gereken pek çok sorunlarımızın yanında en önemlisi derneğe olan güveni pekiştirmemiz, kendi içimizde birlik ve beraberliği sağlamamız gerekiyordu. Başta Hınkal Şenliği olmak üzere yaptığımız kültürel ekinliklerle çok şükür dağılmış, parçalanmış olan birlik beraberliğimizi kendi içimizde sağladık. Sorunlarımızı bir bir masaya yatırıp çözüm için görüşmelere başladık. Kolay değildi çalışmalarımız. Ankara'da adeta bizlere bütün kapılar kapanmıştı. Bunun da sebebi, maalesef yine kendi içimizde çıkar amaçlı dernek ismini kullanıp iş takipçiliği yapan dernekler ve bu şahısların tutum ve davranışlarıydı.

BİRLİKTE BAŞARDIK

Ateş Pahası Deyiminin Hikayesi Ateş Pahası Deyiminin Hikayesi

Ankara'ya Miletvekilleri ile görüşmelere gittiğimizde koridorlarda bekliyorduk. Kapıdan çıksınlar ve koridorda da olsa biraz olsun sorunlarımızı anlatalım diye. Bunun sebebi az evvel belirttiğim gibi Milletvekillerimiz üzerinde de şahsi menfaatleri için geldiğimiz düşüncesi hakimdi. Ve dolayısı ile adeta bizlerden kaçıyorlardı. Yılmadık, yanlış kişiler ile olan diyaloglarımızı ve birlikte hareketlerimizi zaman ve uygulama içinde tanıdıkça bu tip çıkarcı dernek ve federasyon başkanlarından uzaklaştık. Bizim mantık çerçevesindeki ağır eleştirilerimizi de dikkate alıp, değişim ve dönüşüm geçiren, çok daha fazla Ahıska davasına sahip çıkan DATÜB ile birlikte Yerel, Ulusal ve Uluslararası nitelikli çalışmalara başladık. Ve gerek yerelde gerek ulusalda kurumlar, Bakanlar, Milletvekilleri ile görüşmeler toplantılar yaptık. Sorunlarımızın anlatımları, birlikte çözüm arayışları şeklinde saygınlığımız ile toplantılar yaptık, kamuoyu oluşturduk ve çok şükür başarılı olduk. Artık bizlerde dikkate alınıyorduk sorunlarımızı çözümü için Ankara'da ilgili birimler adımlar atmaya başlamıştı.

"Çatı kuruluşumuz olan Dünya Ahıska Türkleri Birliği'miz, bir yandan sorunlarımızın çözümü için çalışırken bir yandan da bizimde şikayetçi olduğumuz çıkar amaçlı şahıslardan kurtulmaya çalışıyordu. O süreçte bizler DATÜB'ü bu sıkıntılardan dolayı eleştirirken daha sonra içimize nifak tohumları ekmeye çalıştıklarını gördüğümüz şer cephesi bizlere getirdikleri sahte belgeler ve iftiralarla bizleri çatışma ortamına itiyordu. Bunların oyununu yine DATÜB Genel Başkanımız Ziyatdin Kassanov bozdu. 2017 yılında bizleri DATÜB kurultayı için Kazakistan'a davet ederek görüşmeler yapıp, birlikte milletimize hizmet etmenin önemini anlattı. Birlikte çalışmamızın zeminini hazırladı. 2018 yılı Ağustos ayında Genel Başkanımız Ziyatdin Kassanov'un önerisiyle DATÜB Türkiye İcra Komitesi Başkanlığına uygun görüldüm. Hızlı bir şekilde DATÜB Temsilcilikleri açılarak halkımıza daha kapsamlı şekilde hizmet etmeye başladık. Çok Şükür Rabbime ki üç yılda inanılmaz başarılar elde ettik. Elli bin civarında halkımızın vatandaşlığa hak kazanması ve sürecin hala devam ediyor olması, doktorlarımızın denklik sorunun çözülmesi... En önemlisi de sürgünün 75. Anma Programının Ankara'da Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde Cumhurbaşkanımızın ve bakanlarımızın katılımı ile yapılıp, Ahıska halkının hak ettiği itibarını tekrar kazanmış olmamızdır"

"Tüm bunların yapılmış olmasının en büyük nedeni kavuştuğumuz birlik ve beraberlik olmuştur. Dönem dönem bu birlik ve beraberliğimizi yıkmaya çalışanlar olmuştur ama çok şükür siz duyarlı halkımız buna müsaade etmemiştir. Bu hafta aynı zamanda bizim hüzün haftamız. Yaşadığımız 1944 Ahıska Sürgünü sonrası bizlere kucak açan aşını işini paylaşan kardeş ülkemiz can Azerbaycan'da yaşanan Hocaali katliamının 28. Yıldönümü. 1992 Yılının 25 Şubatını 26 Şubata bağlayan gece Ermeni milisleri ve askerleri giriş ve çıkışlarını tuttukları Hocalı köyüne girdiklerinde savunmasızca saklanan veya dağlara kaçan insanların üzerine kurşun yağdırmaya başladılar. Katliam bittiğinde geride 83'ü çocuk, 106'sı kadın olmak üzere toplam 613 kişinin cansız bedeni kasabayı kaplıyordu. Yapılan katliama bütün İnsan hakları savunucusu olduklarını iddia eden devletler sustu. Katliam sonrası 1275 Azeri Türk rehin alındı. Bu esirlerden 150'sinin akıbeti halen bilinmemektedir. Bizler bu katliama hiçbir zaman sessiz kalmayacağız. Ermenilerin yaptığı bu soykırımı ve katliamı Lanetleyip her zaman Dünyaya haykıracağız. Başta Hoca alide olmak üzere yaşadığımız sürgün esnasında ve ülkemiz savunmasında bizler için ülkemiz İçin hayatını feda eden Kahraman Şehit Mehmetçiklerimize Allahuteala'dan rahmet diliyorum. Kabirleri nur mekanları cennet olsun"

YÖNETİM KURULU

Yapılan kongrenin ardından Mehmet Taş başkanlığındaki yönetimde şu isimler yer aldı: Osman Hatipoğlu, Mesut Altay, Rüstem Musaoğulları, Ali Aslan, Mustafa Mavigil, Muhammet Mirza, Ömer Bayraktar, Nuri Bayraktar, Hasan Osman, İbrahim Seyidoğlu