Şanlıurfa'da Yeniden Refah Sürprizi: Mehmet Gülpınar Kimdir Şanlıurfa'da Yeniden Refah Sürprizi: Mehmet Gülpınar Kimdir
Demokrat Parti’nin kuruluşunun 69.yıl dönümünde partinin en eski delegelerinden Hasan Tutuş ile Demokrat Parti dönemi ve darbe yıllarını konuştuk.

SİZİ KISACA TANIYALIM

Ben Muzal (Gündüzlü köyü) sakinlerinden Hasan Tutuş. Civar köylerde beni Avukat Hasan olarak bilirler. Avukatlık yapmadım ama öyle bilirler. 1935 doğumluyum. Demokrat Partinin 1957 yılından itibaren de delegesiyim. Sonra Adalet Partisi, Doğru Yol Partisi’nde görev aldım.

1950 YILINDA NEDEN MİLLET DEMOKRAT PARTİ’YE BU KADAR TEVECCÜH GÖSTERDİ"

Köylünün ciddi sıkıntıları vardı. O zaman sanayi yok. İnsanlar tarımla iştigal ediyor. 2 tane keçin varsa bundan sayım vergisi alırlardı. İneğin, mandan varsa, bunlardan vergi alırlardı. Vatandaş, zorlukla ektiği buğdayını harmanlardan öşürcü diye kişiler ayarlanmış. Geliyordu, senin harman yerine ‘Buradan buğday vereceksin’ diyorlardı.

Arazi vergisi alıyorlar. 3-4 sıkıntı bir araya gelince vatandaş bunaldı. 15 kile buğday almış, 10 kilesini istiyorlardı. Vatandaş darda. Tahsildar geliyor, evde çanak çömlek onları topluyor. Adamın evinde ne varsa götürüyorlar.

O sıkıntılar içerisinde millet arayış içerisinde. Kurtarıcı bekliyor. 1945 yılında bunu sesleri duyulmaya başladı. Bir parti kuruluyormuş diye yayıldı. İnanır mısın, o köy o köye haber veriyor. İsmi daha belli değil. Bir bayram havası, sevinç havası. Daha ortada bir şey yok.

1945’in sonunda Demokrat Parti kuruluyormuş diye isim de ortaya çıktı. 1946 yılında Demokrat Parti resmen kuruldu. Menderes, Bayar’ların resimleri geldi. 1946 delegeleri seçildi. Ben de meraklıydım. Oradan oraya koşuşturuyordum. Daha 10-11 yaşlarında. Evlerden oy topluyordum. Gel Demokrat Parti’ye oy ver diye. Demokrat Parti kuruldu, biz kurtulacağız diyorlardı.

46 SEÇİMLERİ OLDU VE AÇIK OY GİZLİ TASNİFLİ ENTERESAN BİR SEÇİM OLDU.

46 seçimlerinde resmen sandıklar çalındı. İktidarı vermediler. 1950’de sıfırladı Meclisi Demokrat Parti. 50 seçimlerinde hava çok güzeldi. Köyde, kasabada çok güzel bir hava vardı. 1950 seçimlerinde Halk Partilileri sıfırda kaldı. Keşke sandık başına bile gitmeseydik dediler. Millet akın ediyor. Ben de dolaşıyorum. Ahmet’i çağırıyorum, Mehmet’i çağırıyorum.

Geldiği gibi Demokrat Parti, hayvan vergileri, arazi, tarla vergileri kalktı. Herkesin cebinde 3-5 kuruş para olmaya başladı. Köylülerde Demokrat Parti-Halk Partililerin kahveleri ayrıldı. Onlar bizim kahvelere gelmezdi. Ezanı işte o zaman çevrildi. ‘Tanrı Uludur’ diye okunurdu. Allah’u Ekber’e çevirdi tekrar Menderes.

1956 yılında askere gittim. Askerden geldiğim gibi Demokrat Parti’ye delege oldum. Daha fazla koşturmaya başladım. Yalnız şunu söyledim: ‘Bazı yandaşları, ağaları beyleri görünce sanki çıkar için particilik yapıyorlar. Ben siyasetten haram yemeyeceğim diye yemin ettim. Böyle çalışacağım’ 2 yıl sonra 1960’da garezen ihtilal yapıldı. Menderes’i indirip, Halk Partisi’ni getirmek için ihtilal yaptılar.

Halk Partililer, darbeyi kutladı

DARBE GÜNÜNÜ HATIRLIYOR MUSUNUZ"

O gün 46 delegelerini aldılar. Ertesi gün de beni Jandarma aldı. Tahtaköprü Nahiyesine çıkarttı. Orada bir başçavuş vardı. İri yarı bir adam. Bana bakıyor; ‘Sen neden siyasete girdin’ dedi. Ben de ‘Menderes’i, Bayar’ı, Polatkan’ı, Fatin Rüştü Zorlu’yu sevdim. İsimleri bile sevilecek adamlar. Girdim’ dedim. ‘Sen dün askerden gelmişsin, çocuksun. Nasıl siyaset yaparsın"’ dedi. ‘Ben yaparım’ dedim. Bana iki tokat attı. Ben o başçavuşa teşekkür ediyorum. Ben o tokadı yedim daha içten çalışırım dedim.

TUTUKLANMADINIZ DEĞİL Mİ"

Ben tutuklanmadım. 1946 delegesi arkadaşlarımızı İnegöl’e gönderdiler. Ne suçları varsa. Adamlar siyaset için çalışıyorlar. Sonra salıverdiler. İnsanlar suskun. İki kişi bir araya gelip konuşamaz. O dönemde acaba bir parti çıkacak mı, çıkmayacak mı diye düşünürken; Allah rahmet eylesin emekli orgeneral Ragıp Gümüşpala, Adalet Partisi’ni kurdu.

İHTİLAL OLDUĞUNDA CHP’LİLER NASILDI"
CHP’liler o zaman köylerde Ramazan davulcularını topladılar. Bayram eder gibi Tahtaköprü’ye kadar yürüdüler. Orada toplandılar. Orada bayram havası yaşıyorlardı. Türkiye çapında bu vardı. Biz de ise hüzün vardı. Onlar seviniyordu. Menderes öldüğünde de sevindiler. Böyle bir adam öldü diye sevinmek insanlığa, Müslümanlığa yakışır mı"


Menderes asıldığında ağlamayan yoktu

ONUN ÖNCESİNDE MENDERES’İN İDAMI VAR. O GÜNLERİ ANLATIR MISINIZ"

Biz o dönemde Yassıada Mahkemelerini radyodan dinlerdik. Bebek davası, köpek davası diye uydurdular, göz göre göre astılar adamı. Küçük Amerika yapacağım derdi. Asıldığı gün köyde etrafımızda ağlamayan yoktu.

O insanları yediniz de ne oldu" Millet büyük bir kırgınlığa girdi. Adalet Partisi kuruldu. Sonra Demirel geliyor dediler. Ben Adalet Partisi’nde de delege olarak devam ettim. Menderes’le beraber sanayi başladı. Onu bitirdikten sonra Demirel geldi. O da barajlara başladı. Köprüler, elektrik hamlesi, yollar yapıldı.

MENDERES’İN HATALARINI KONUŞTUĞUNUZ, DÜŞÜNDÜĞÜNÜZ OLUYOR MUYDU"

İnsanız tabii ki hata yaparlar. Koca devleti yönetiyorlar. O dönemde milleti doyup soğana çevirseler deriz ki milleti soydular, bize yanlış yaptılar dersin. İsmet Paşa orduyu ihtilal için bastırdı. Biz o dönemde kahveleri ayırdık. Arkadaşlıklarımızı sonlandırdık.

63 senesinde İnegöl’e Menderes’in çiftliğinde kâhya olan biri geldi. Yassıada Mahkemesi’nde çuval dolusu makbuzlar getireceğim demiş. Yetimlere, fakirlere yardım edilmiş. Kabul etmemişler. Adamı yiyecekler ya.

Bir gardiyan geldi ilerleyen yıllarda İnegöl’e. Onu dinledik. Sigara söndürüyorlardı üstünde demişti. Menderes’i asarken bir anda bulutlar simsiyah oldu. İnanılmaz bir yağmur. Kuşlar kaçışıyor. Allah diyerek Menderes, ruhunu teslim etti.