İleri evre kanserde bir kaç farklı senaryonun söz konusu olduğunu belirten Ersin Öztürk, Bunlardan biri kanserin bulunduğu yerde büyümesi ve etrafa yapışmasıdır. Bir diğeri kanserin uzak dokulara yayılması yani metastaz yapmasıdır. Bir farklı senaryo da kanserin, özellikle sindirim sistemi ve kadın üreme organları kanserlerinin karın zarı üzerinden karın içine yayılmasıdır. Peritoneal karsinomatoz tedavisinde zaten bir süredir başarılı sonuçlar alınmaktaydı. Ameliyat esnasında tüm tümörlü dokuları temizleyerek geride kalması muhtemel mikroskobik tümörler için ısıtılmış kemoterapi uygulaması (HİPEK) sadece kemoterapiye oranla belirgin olarak çok daha etkin kanser kontrolü sağlamaktadır. Lokal invazyon yapmış tümörler için, özellikle pankreas gibi tedavi mümkün olmayan kanser olarak düşünülen kanserlerde Irreversible Electroporation (IRE) teknolojisi kullanan cihazlarla kanserli dokular ölmeye zorlanmaktadır. Artık ileri seviye olduğu için pankreas kanserleri tedavisiz kabul edilmemekte, hasta kaderine bırakılmamaktadır diye konuştu.
Öztürk, Günümüzde Isolated Hepatic Perfusion teknolojisi ile karaciğer sistemik kan dolaşımından ayrılmakta, sadece karaciğerin etkileneceği yüksek doz kemoterapi verilmekte, sonrasında karaciğer ilaçtan temizlenerek tekrar sistemik kan dolaşımına bağlanmaktadır. Teknoloji şüphesiz ki ehil, tecrübeli ellerde hak ettiği değeri bulur. Bu sebeple ne yazık ki her yeni teknolojinin lazer kabul edildiği ülkemizde, bu teknolojilere yönelirken bu yöntemlerden ziyade bunları kullanan ekiplerinin önemli olduğu unutulmamalıdır. Uygun yöntem ancak uygun hastada ve tecrübeli, ehil ellerde kullanılırsa iyi sonuçlar verir. Hastanemizde oluşturulduğumuz Tümör Değerlendirme Konseyinde hangi hastaların hangi tedaviden fayda görebileceği detaylı olarak tartışılmakta ve her hasta bireysel bazda değerlendirilerek tedavilerine karar verilmektedir şeklinde konuştu.