Bursa’da Bugün Kimler Vefat Etti | 28 Mart 2024 Bursa’da Bugün Kimler Vefat Etti | 28 Mart 2024
Son yıllarda özel bir öneme kavuşan ‘Coğrafi İşaret’ konusunda UPB Yönetim Kurulu Üyesi, Avukat ve Patent Vekili Dinçer Tomruk açıklamalarda bulundu. Anadolu’nun tarihi ve kültürel zenginliği ile biyoçeşitliliğinin coğrafi işaret tesciline konu olabilecek çok sayıda yöresel ve geleneksel ürün çeşitliliğine sahip olduğuna işaret eden UPB Yönetim Kurulu Üyesi Dinçer Tomruk; “Coğrafi işaret konusu, ülkemizde son yıllarda üzerinde en çok durulan fikri mülkiyet hak kategorilerinin başında geliyor. Coğrafi işaretlerde tekel olma durumu bulunmuyor. Şartları taşıyan veya yerine getiren ürünler üzerinde üreticiler tarafından coğrafi işaret amblemleri kullanılabiliyor. Ürünlere bu şekilde atma değer sağlanabilmesi halinde, kırsal kesimlerde ve tarımsal üretimde yaşanan ekonomik dar boğazın bu yöntem ile büyük oranda aşılacağına inanıyoruz” dedi.
"Coğrafi işaret tescili alabilecek 2 bin 500 ürün var"
Türk Patent ve Marka Kurumu’nun güncel sicil kayıtlarına göre, 81 ilde güncel olarak toplam 474 coğrafi işaret tescilli ürünün bulunduğunu ve Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde 458 ürün başvurusunun işlemlerinin devam ettiğini açıklayan Tomruk; “Bakanlık yetkilileri ülkemizde tescil edilebilecek 2.500’e yakın potansiyel coğrafi işaret/ürün bulunduğunu belirtiyor. Ulusal tescillerin yanı sıra Avrupa Birliği nezdinde, Gaziantep Baklavası, Aydın İnciri ve Malatya Kayısısı ile halen üç adet tescilli coğrafi işaretimiz bulunuyor. Bunlar dışında 15 ürün için daha tescil başvurusu yapılmış durumda. Ülkemizde coğrafi işaret tescili ve ticarileştirilmesi konusunda son yıllarda çok önemli bir çaba gösterildiği, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın bu konuyu diğer fikri ve sınai mülkiyet haklarından ayrı ve önde tutarak ele aldığı açıkça gözleniyor” dedi.
"Tek başına coğrafi işaret tescili yeterli olmaz"
Gösterilen gayretler ve devlet desteğine rağmen konuya ilişkin ekonomik anlamda kayda değer bir ilerlememe sağlanamadığının da altını çizen UPB Yönetim Kurulu Üyesi Tomruk; “Bunun nedeni, tescil edilen coğrafi işaretli ürünlerin ticarileştirilmemesi ve bu ürünlere etkili hukuki korumayı sağlayacak işlemlerin ilgililerce başlatılmamasıdır. Coğrafi işaret amblemlerinin kullanımı konusunda da maalesef, üreticiler, tüketiciler ve kamuoyu henüz bilinçlendirilmedi. Aslında, temeldeki sorun coğrafi işaret tescil başvurularının, ağırlıkla il ya da ilçe ticaret ve sanayi odaları, belediyeler, kaymakamlıklar, valilikler gibi kamu kurum ve kuruluşları tarafından yapılmış olmasından kaynaklanıyor. Bu kurumlar her ne kadar iyi niyetle başvuruları yaparak ulusal coğrafi işaret tescil sayılarının yükselmesini sağlamışlarsa da, coğrafi işaret tescili tek başına o ürüne bir katma değer kazandırmayacağı gibi, coğrafi işaret tesciline sahip olan ancak ticarileştirilmeyen ürünler, üreticiler nezdinde de, tüketiciler nezdinde de bir karşılık bulamıyor” şeklinde konuştu.