Cuma günü oruç tutulur mu? Cuma günü oruç tutulur mu?
11 ayın sultanı Ramazan ayının ilk Cuması’nda İnegöl’deki tarihi İshakpaşa Camii başta olmak üzere bütün camiler yine doldu taştı. Ramazan ayının bu ilk Cuma namazında camileri dolduran vatandaşların birçoğu da namazını cami bahçesinde kıldı.

“ZEKÂT, İBADETTİR”
Bu arada Ramazan ayının ilk Cuma namazında ‘zekât’ konusu işlendi. Zekât vermenin önemli olduğu belirtilen Cuma hutbesinde: “İslam dini; sevgi, barış, kardeşlik, paylaşma ve dayanışma dinidir. Dinimizin şiarı olan sevginin temelinde paylaşma ve yardımlaşma vardır. Yüce Dinimiz bu paylaşma ve dayanışmayı zekât ibadeti içerisinde ele almıştır. Zekât İslam’ın beş temel esasından biri olup mali bir ibadettir. Zekât akıllı, hür, büluğ çağına ermiş, borcundan ve temel ihtiyacından fazla nisap miktarı mala sahip olan her Müslüman’a farzdır.”

“ZEKÂT İHMALE GELMEZ BİR VECİBEDİR”
“Zekât, isteğe bağlı yapılan bir iş değil fakirin hakkı olan miktarı hak sahibine vermektir. Zekât ihmale gelmez bir vecibedir. Zekâtı verilmeyen para ve mallar ahrette sahipleri için azap vesilesi olacaktır. Hz. Peygamber (s.a.v.) bir hadislerinde ‘Altını, gümüşü olup da fakirin hakkını vermeyen kişinin biriktirdiği bu mal, kıyamet günü cehennemde toplanır ve kızdırılarak, yanı, alnı ve sırtı dağlanır. Soğudukça tekrar kızdırılır. Bu elli bin yıl sürecek uzun kıyamet gününde bütün insanların hesabı görülüp, gideceği yer belli oluncaya kadar devam eder” buyurmaktadır.”

“ZEKÂT, MÜSLÜMANLIKTA SAMİMİYETİN İFADESİDİR”
“Bir toplumda zengin ve fakirlerin olması normaldir. Fakat zekâtın, sadakanın ve yardımlaşmanın olmaması normal kabul edilemez. Bu dünyada zengin de fakir de imtihandadır. Zengin, Allah’ın vermiş olduğu maldan fakirin hakkını verip vermeme ile fakir ise yokluğa karşı sabır ile imtihan olmaktadır. Kur’an-ı Kerim ve hadis-i şeriflerde namaz ile zekât çok defa birlikte zikredilmiştir. Bedeni ibadetlerin en önemlisi namaz, mali ibadetlerin en önemlisi zekâttır. Zekât, Müslümanlıkta samimiyetin ifadesidir. Zekât, berekete açılan kapının anahtarıdır. Zekât, zenginlik vesilesi, zekât vermemek ise yoksulluk sebebidir. Zekâtın insani, ahlaki, iktisadi ve toplumsal yararları vardır.”

“ZEKÂT, ZENGİNLE FAKİR ARASINDA KÖPRÜ”
“Zekât, zenginle fakir arasında bir köprüdür. Toplumda ileri gelenlerle halkı, zenginle fakiri birleştiren ve buluşturan köprü, zekât köprüsüdür. Bu köprü yıkılırsa bireyler arası ve bireyle toplum arası açılmış olur. Bir toplumda zekât ve sadaka verilmezse dostluklar, arkadaşlıklar daha da önemlisi insani ilişkiler zayıflar. Zekât ibadetinin yaşaması toplumun yaşamasıdır. Zekâtın iflası toplumun iflasıdır. Eğer zekât ibadetini canlı tutup yaşatmazsak, karşımıza hırsızlık, gasp ve ahlaki olmayan ve toplumsal problemlerin yaşandığı bir manzara ortaya çıkar. Toplumu rahatsız eden bu ve benzeri olayların yaşanmaması için, zenginler zekâtlarını gönül huzuruyla ve rencide etmeden vermeli, fakirler de bu zekâtı alırken mutlu olmalı ve teşekkür etmelidirler.”

“PAYLAŞMAK, KUR’AN AHLAKIDIR”
“Zekât, zenginin mala olan hırsını azaltır, kendisine verilen bu malın emanet olduğunu anlar, böylece fakirin kalbini de hasetten, çekememezlikten kurtarır. Zekât ibadeti, malı eksiltmez aksine çoğaltır. Verilen her zekât ve sadaka, toprağa atılan verimli bir tohum gibidir. Aynı zamanda, geçici olan malını bakileştirir. Paylaşmak, Kur’an ahlakıdır. Hem bu dünyada hem de ahrette mutlu olmak için verelim, paylaşalım. Zekâtlarımızı verelim ki, toplum yaşasın” denildi.