Teknolojinin her yıl artmasıyla birlikte birçok meslek unutuluyor. Eski yıllarda popüler meslekler artık çırak bulunmaması nedeniyle kayboldu gitti. Sanayinin ve mobilyanın başkenti olarak, nitelendirilen İnegöl'de bazı meslekler ise yok olma ile karşı karşıya.

Gelişen sanayi ile birlikte saraççılık, yemenicilik, semavercilik, takunyacılık, kalaycılık, nalbantçılık ve gül yağcılık gibi meslekler değişen ekonomik koşulların bir sonucu olarak çağın yeni ihtiyaçları, seri üretim ve makinelere yenik düştü. Onlar birer birer tarihteki yerlerini alırken bizim sayfalarımıza ise konuk oldu.

MESLEKLER ÇIRAK SORUNU YAŞIYOR

Çırak bulunmaması nedeniyle ise yok olan mesleklerin yanında semercilik, fıçıcılık, sepetçilik, bakırcılık ve yorgancılık gibi meslekler unutulmaya aday meslekler arasında kendine yer buluyor. Unutulup giden meslekler ise İnegöl Kent Müzesinde sergileniyor. Unutulmaya yüz tutmuş ve unutulup kaybolan bazı meslekleri ise yakından tanıyalım.

SARAÇÇILIK ESKİ MESLEKLERDEN BİRİ

SARAÇÇILIK: Eski mesleklerden biri olan saraççılık, teknolojiye yenik düştü. Bir zamanların gözde işyerleri olan saraçlar kapandı. Saraçlık: Araba koşumları, binek veya çeki at takımları, eyer, semer gibi bütün takımların deri ve meşinden olan kısımlarını yapma ve tamir etme işi, sanatı. Meşin ve deriden çeşitli eşyalar yapanlara saraç bu sanata ve işe saraçlık; bu şekildeki sanat sahiplerinin toplu halde bulundukları yerlere saraçhane ismi verilmektedir. İnegöl'de saraçlık geçmiş yıllarda geleneksel zanaatlar arasında önemli bir yer tutmaktaydı. Ancak teknolojinin gelişmesi, motorlu taşıtların artması ile birlikte koşum atına ve yük atına gereksinim her geçen gün azalmaktadır.

SEMAVER ARTIK EVRENSEL OLDU

SEMAVERCİLİK: Türk kültürünün milli içeceklerinden çayın lezzetine lezzet katan semavere olan ilgi, teknolojik yenilikler ve insanların yaşam şartlarının değişmesi sebebiyle son yıllarda azalırken, Osmanlı kültürünün günümüze yansıması olan semavercilik, eski ihtişamına yeniden kavuşuyor. Usta eller tarafından büyük uğraşlar verilerek üretilen semaverler satılamamış, meslek ise zamana ayak uyduramadığı için kaybolan birçok zanaat gibi unutulmaya yüz tutmuştu. Semavercilik ülkemizde gelişti ama fabrikasyon olarak gelişti.

TAKUNYACILIK MESLEĞİ TEKNOLOJİYE YENİLDİ

TAKUNYACILIK: Tarihi geçmişi ortaçağlara dayanan takunyacılık mesleği teknolojiye yenildi. Türkiye'de özellikle 10 yıl öncesine kadar evlerde kullanılan ve günümüzde sadece camilerde ve tekkelerde kullanılan takunyalar yavaş yavaş hayatımızdan çıkmaya başladı. Günümüzde evlerimizin duvarlarına sus eşyası olarak aldığımız takunyaların üretimi hayatımızdan kalkıyor.

BAKIRI GÜMÜŞ YAPANLARIN MESLEĞİ

KALAYCILIK: Eskiden aşırı yaramazlık yapan çocukları ya kömürcüye ya da kalaycıya çırak koymakla korkuturdu babalar anneler. Çocuklar korkar mıydı bu tehditten? Kömürcülükten belki ama kalaycılığa konacağını düşünen çocuk için için sevinirdi belki de. Çünkü kıpkırmızı bakırı gümüş rengine çeviren sihirli bir meslekti kalaycılık. Türküsü bile vardı bu mesleğin: 'Bakır kaplar kalaylansın. Şu odada bir mum yansın. Uyuyan bahtım uyansın...'

KAYBOLAN MESLEKLERDE İLK SIRAYI NALBANTLIK ALIYOR

NALBANTÇILIK: Gelişen teknolojiyle birlikte kaybolmaya yüz tutan meslekler arasında ilk sırayı nalbantlık almaya başladı. Bir dönemin en popüler mesleklerinden biri olan nalbantlığa olan talebin düşmesiyle birlikte nalbant ustalarının sayısı da parmakla sayılacak kadar azaldı. Günümüzde birçok insana 'nalbant kimdir?' diye sorulsa, yanıt vermede birçok kişi zorlanacaktır. Binek hayvanlarına bağlı olarak ortaya çıkmış bir sanat olan nalbantlık, demircilikle birlikte geliştiği söylenir. Orta Asya'dan beri bilindiği tahmin edilmektedir. Motorlu araçların pek yaygın olmadığı zamanlarda çok tutulan meslek olan nalbantlık, köylerde çok itibarlı olan bir meslek dalıdır. Kurtuluş Savaşında Türk Ordusunda taşımacılık yapacak kamyon gibi araçlar olmadığından, mühimmat hayvanlarla taşınılıyordu. Taşıma işi kağnılarla çeşitli hayvanlar yapıyordu.

UNUTULMAYA ADAY MESLEKLER

Unutulmaya aday meslekler: semercilik, fıçıcılık, sepetçilik, bakırcılık ve yorgancılık. Unutulmaya yüz tutmuş eski meslekler İnegöl'deki sayılı dükkanlarda icra ediliyor.

SEMERCİLİK ATA YADİGARI MESLEK

SEMERCİLİK: En yaygın anlamıyla, yük ve binek hayvanı olarak kullanılan at, eşek ve katır gibi hayvanların taşıyacakları yükün hayvanın sırtına zarar vermemesi için ağaç iskelet üzerine deri ile keçe arası kamış otları ile doldurulup sarılarak dikilen semer çok özen isteyen bir sanat dalıdır. Dengesiz yapılmış bir semer hayvanın sırtının yaralanmasına neden olur. Çok eskiden beridir süregelen bir ata yadigarı meslektir. Günümüzde İnegöl'de yalnızca birkaç semerci ustası kalmıştır. En genç semerci ustaları ne yazık ki, 60 yaş ve üzeridir.

SEPET EŞYA TAŞIMAK İÇİN ÖRÜLÜR

SEPETÇİLİK: Saz, kamış, buğday sapı gibi esnek dal veya liflerden yiyecek veya eşya taşımak için örülerek yapılan kulplu kaplara sepet, bunları yapanlara sepetçi denir. Bilim adamlarına göre, neolitik insanının kültür tarihine katkılarından biri de sepetçiliktir. Sepetler kullanım alanlarına veya işlevlerine göre isimler alır: Üzüm sepeti, yumurta sepeti, çamaşır sepeti, çiçek sepeti gibi. İnegöl'de sepetçilik mesleği, unutulmaya yüz tutmuş meslekler arasında kendine yer buluyor.

Altın fiyatları hafta sonu da yükselişini sürdürüyor, Altında son durum! Altın fiyatları hafta sonu da yükselişini sürdürüyor, Altında son durum!

ÇALIŞMA ORTAMI SICAK, KİRLİ VE GÜRÜLTÜLÜ

BAKIRCILIK: Bakır ve diğer hafif metalleri, çeşitli aletlerle şekillendiren, süsleyen, yıpranmış olanları onaran, delen ve parçaları perçin, matkap vb. ile birleştiren kişidir. Bakırcı çalışmalarını genellikle küçük bir atölyede yürütür. Çalışma ortamı sıcak, kirli ve gürültülüdür. Kurşun metali buharına karşı dikkatli olunması gerekir. Bakırcılık mesleğinin eski önemi kalmadığı gibi giderek yok olan meslekler grubuna dahil olmaktadır. Bunun nedeni, üretilen malların kullanım alanlarının giderek daralması ve yerine başka maddelerin geçmesidir.

KÜLTÜRÜMÜZÜN ÖNEMLİ PARÇASI OLAN YORGANCILIK

YORGANCILIK: Pir'inin Hallacı Mansur olduğu söylenen ve geçmişte önem verilen mesleklerden biridir yorgancılık. Osmanlı döneminde padişahların seferleri, şehzadelerin sünnetleri gibi vesilelerle düzenlenen şenliklerde geçiş törenlerine katılan esnaf alayları arasında yer almanın yanında minyatürlere dahi yansımıştır. Osmanlı saraylarını, usta ellerin zengin motiflere, altın ya da gümüş teller, kıymetli taşlar eklemesiyle elde ettikleri ipek, kadife yorganlar süslemiştir. Gelişen teknoloji ile birlikte yorgancılık mesleği de yok olmayla karşı karşıya. İnegöl'de sayıları çok az olan yorgancılara eski ilgi ve rağbet gösterilmemektedir. Bir zamanlar genç kızların çeyizlerinin en önemli parçalarından olan, rengarenk kumaşlarla ve bin bir emekle işlenerek dikilen yorganların yerini, hazır satılan makine üretimi yorgan ve battaniyeler aldı. Kültürümüzün önemli parçası olan yorgancılığı yapanların da her yıl azalmasıyla meslek son yıllarını yaşamaya başlamıştır.

Kaybolmakta olan mesleklerin dünyaya tanıtılması gerektiğini belirten TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, "Onlarca mesleğimiz, kültürümüzden yok olup gidiyor. Ahşap, cam, deri, iplik, maden, taş, toprak vs. hammaddesine göre 10 farklı kategoride 119 geleneksel, kültürel veya sanatsal değeri olan kaybolmaya yüz tutmuş mesleğimiz var. Keten dokuma, urgancılık, çömlekçilik, şerbetçilik, semercilik, yorgancılık, vitray yapımı gibi onlarca meslek artık neredeyse hiç yapılmıyor ya da tamamen yok olmak üzere. Bu mesleklerin birçoğu gelişen teknolojiye yenik düşse de, hepsi bizim kültürümüzü yansıtan, emek sonucu ortaya çıkan işler." diye konuştu.