Gazze Mahkemesi, İstanbul’da düzenlenen final oturumunun ardından nihai kararını açıkladı. Mahkeme, İsrail’in Gazze’de işlediği soykırım suçlarını güçlü şekilde kınayarak, adalet talep etti. Kararda, “Biz, faillerin ve suç ortaklarının hesap vermesini, mağdur ve hayatta kalanlara tazminat sağlanmasını, Siyonist sömürgeleştirmenin, işgalin ortadan kaldırılmasını, suçlu rejimin normalleştirilmesine yönelik tüm girişimlerin reddedilmesini ve nihayetinde Filistin’in özgürlüğünü talep ediyoruz. Kısacası, adalet istiyoruz” denildi.
Mahkemenin Süreci ve Sonuçları
İlk olarak Londra’da düzenlenen toplantı ile başlayan Gazze Mahkemesi süreci, Saraybosna’da devam etti ve son oturum İstanbul’da gerçekleştirildi. Mahkeme, Eski BM Filistin Raportörü Prof. Dr. Richard Falk başkanlığında, soykırımla ilgili çok sayıda tanıklığı dinledi. 150’den fazla tanığın dinlendiği bu süreçte, soykırımın farklı yönleri; eğitimden sağlığa, barınma hakkından basına kadar geniş bir perspektiften ele alındı. Tanıkların yanı sıra, akademisyenler ve aktivistler de Filistin’deki trajediyi ve soykırım sürecindeki gözlemlerini paylaştılar.
Mahkemenin Tespit Ettiği Soykırım Suçları
Mahkeme, İsrail’in Gazze’de gerçekleştirdiği ve hâlâ devam etmekte olan soykırımı kınayarak, şu suçları tespit etti:
- Aç bırakma ve kıtlık: Gıda ve yaşam kaynaklarının kasıtlı olarak engellenmesi.
- Konut imhası: Evlerin, altyapıların ve yaşam alanlarının kasıtlı biçimde yıkılması.
- Çevre katliamı: Toprak, su ve havanın tahrip edilmesi.
- Sağlık sisteminin hedef alınması: Hastanelerin ve sağlık altyapısının yıkılması.
- Üreme hakkı imhası: Doğumların engellenmesi ve üreme hizmetlerinin yok edilmesi.
- Bilginin soykırımı: Eğitim kurumlarının yıkılması ve entelektüel geleceğin yok edilmesi.
- Gazetecilere yönelik saldırılar: Filistinli gazetecilerin hedef alınarak susturulması.
- İşkence ve cinsel şiddet: Zorla kaybetmeler ve cinsiyete dayalı şiddet.
- Siyasi imha: Filistinli liderlerin öldürülmesi veya kaçırılması.
Batı Hükümetleri ve Küresel Güçlerin Suçluluğu
Gazze Mahkemesi, Batı hükümetlerinin, özellikle ABD'nin, İsrail’in işlediği soykırıma diplomatik, askeri, ekonomik ve teknolojik destek vererek suçlarına ortak olduklarını belirtti. Açıklamada, “Medya, akademik kurumlar, teknoloji şirketleri ve küresel tedarik zincirleri bu süreci doğrudan veya dolaylı biçimde desteklemektedir” ifadeleri yer aldı. Mahkeme, bu durumu 21. yüzyılın en aşırı emperyalizm biçimi olarak nitelendirdi.
Gazze’deki Soykırımın Uluslararası Adaletle Hesaplaşması
Sonuç bölümünde Gazze Mahkemesi, İsrail’in Gazze’deki soykırımını uluslararası hukukla hesaplaştırmayı talep etti. Mahkeme, “İsrail’in Gazze’de Filistin halkına karşı devam eden bir soykırım yürüttüğünü teyit eder. Bu, Siyonizm’in üstünlük ideolojisine dayalı bir süreçtir” ifadelerini kullandı.
Öneriler ve Küresel Eylem Çağrısı
Mahkeme, önerilerde bulunarak, İsrail’in ve tüm destekçilerinin sorumluluklarının yasal yollarla sorgulanmasını ve Gazze’de koruma gücü oluşturulmasını talep etti. Filistin halkının özgürlüğü ve kendi geleceğini tayin etme hakkının tanınması için küresel çapta koordineli bir eylem çağrısı yapıldı.
Kararın sonunda, Gazze Mahkemesi, “Biz, faillerin ve suç ortaklarının hesap vermesini, mağdur ve hayatta kalanlara tazminat sağlanmasını, Siyonist sömürgeleştirmenin ortadan kaldırılmasını ve nihayetinde Filistin’in özgürlüğünü talep ediyoruz. Kısacası, adalet istiyoruz” dedi.




