EVLENMEK Mİ, EĞLENMEK Mİ?

Abone Ol

Ülkemizin en önemli sorunlarından biriside huzursuz aileler sorunudur.Tabii ki devamında boşanmalar olmakta ve geride onarılması mümkün olmayan maddi ve manevi zararlar meydana gelmektedir.

İnsanın hayatında fert mi,aile mi yoksa toplum mu daha çok önemlidir? diye bir soru sorulsa,"elbette aile daha çok önemlidir" diye cevap verilir. Çünkü:Fert (Kişi) aile içinde yetişir.Eğer aile sağlam olursa fertler de sağlam yetişir.Yine aynı şekil de sağlam ailelerden oluşan toplumlar da hem sağlam hem de güçlü olurlar.

Ancak ne yazık ki ülkemiz de boşanma oranı neredeyse her yıl 120 bin civarında seyretmektedir.Bu orana baktığımız zaman her yıl 120 bin kadın yalnız kalmakta ,mağdur olmakta,sahipsiz ve akrabalarına yük olmanın psikolojik ezikliğini yaşamaktadır.Aynı şekilde (eğer çocuk varsa) en az o sayı kadar çocuk da anne veya babadan mahrum kalmaktadır.

Peki neden bu hale geldik.Tabii ki bir çok sebepleri vardır.Ancak en çok göze çarpan sebeplerden bazıları şunlardır:

-Eş seçimindeki hatalar:Gömleğin ilk düğmesi yanlış iliklenirse bütün düğmeler yanlış iliklenmiş olur.Gençlerin birbirlerini iyi tanımadan evlenmeleri bu konunun ilk maddesidir.Aşk denilen kavram evliliği uzun süre birbirine bağlamaz.Diğer ortak noktaların da olması gerekir.

-Nikahsız beraberliklerin özendirilmesi.İnsanlar evlilik yükünün altına girmeden "Evlenmek" yerine "Eğlenmeyi" tercih etmeleri evlilik hayatına vurulan en büyük darbelerden bir tanesidir.Evlilik öncesi bir çok kişilerle beraber hayat sürdürmeler evliliğin cazibesini yok etmektedir.

-Evli olduğu halde hala gözü dışarıda insanların olması.Eskiden Türkülerimizde "Bana bakma benim yarım var" denirken şimdiki şarkı bozuntularında ise "Seviyorsan candan boşan gel kocandan" denilmektedir.Oysa eskiden bir eve 'Beyaz ile girilir beyaz ile çıkılır' sözü geçerliydi.

-Eşler arasında fedakarlık ve sabrın azalması: Eskiden aileler arasında fedakarlık söz konusu iken günümüz de ise birbirlerine tahakküm kurmaya çalışan ve yersiz kıskançlıklar duyan eşler çoğaldı.

-Eşler arasında arabulucuların azalıp arabozucuların çoğalması.Başta bir kısım anne ve babalar olmak üzere yine bir kısım konu komşu ve akrabaların arabuluculuk yapma yerine ara bozuculuk yapmaları.'Kızım bırak gel veya ben olsam hayatta çekmem çeker giderim ' türü sözler söylenmesi bozulan ilişkiyi tamamen bitirebilmektedir.

-Bir kısım ünlü sanatçı ve futbolcuların düzenli aile hayatları olmayışı gençlere kötü örnek teşkil etmektedir.Bu tür insanların bilinen bir eşi olup ancak belli bir eşleri olmayışları özellikle de bir kısım sanatçıların -sözüm ona- evlenip birkaç ay sonra bir diğeriyle daha sonra bir başkasıyla (çocuk oyuncağı gibi) evlenip boşanmaları evliliğin ciddiyetini azaltmıştır.

-Film ve dizilerde aileyi bozan,eşler arasında şüphe uyandıran konuların işlenmesi.Özellikle 'Aşkı Memnu' v.b.dizilerde amca-yeğen ihanetleri insanlarımızda kafa karışıklığı meydana getirmiştir.

-Evlilikte manevi unsurların azalması:Belki de en önemli sebeplerden birisi de bu olsa gerek.Çünkü gençler birbirlerini seçerken anne ve babalarının rızalarını almamaları en büyük eksikliktir.Çünkü anne-babanın rızası Allah'ın rızası demektir.Anne ve babanın duasını almayan bir evlilik sorunlu olmaya mahkumdur.

-Ailelerde namaz ibadetinin azalması.Çünkü namaz bütünüyle bir duadır.Fatihayı hatırlayın.Namaz kılınmayan evde Fatiha okunmuyor demektir.Dolayısıyla hamd ve şükür edilmiyor demektir,doğru yola girmek için Allah'tan yardım istenmiyor demektir,yolunu kaybetmişlerden sakınmıyorlar demektir.Bütün bunların zıddı ise huzursuzluk , mutsuzluk ve ahirette azap demektir.

Bizler mahkeme salonlarının değil nikah salonlarının kalabalık olmasını dileriz.Bu vesileyle bekarlarımıza hayırlı bir eş evlilerimize hayırlı geçimler dileriz.