Hamd alemlerin Rabbi olan Allah cc.'ya mahsustur. Salat ve Selam, Hz. Muhammed (sav)'e, temiz Ehl-i Beytine, O'nun Ashabına ve Fitneden uzak duran tüm mücahid / mücahidelerin üzerine olsun.
Yani Karun bugünün zenginlerinden daha zengin değil gözüküyor, bakıyorum durum öyle. Zenginlik para ve malsa adam Mısıra sahip olsa, Mısır ne kadardır? Mısırdaki tüm altınlara sahip olsa işte o kadardır. Öteki adam Avrupa'ya sahip oluyor, ya da Amerika'ya sahip oluyor.
Mekan olarak da geniş, para olarak da, altın olarak da geniş. Peki neden bu adam yeryüzünde olabilecek zenginliğin sembolüdür? Öyle zengin ki o gibi zengin yok başka yeryüzünde.
Çünkü: "Ala fil'arzı" denmişti. Yeryüzünde üstünlük tasladı denmişti onun için. Orası yeryüzüydü, oranın zenginiydi o. Yani orada ondan daha zengin yoktu olacaktır bunun manası. Mesela Lut (a.s) ın kavmi cinsel sapıklıkta örnek gösterilmişse bu en uç örnek demektir. Onları kimse aşmayacaktır. Bu neden anlatılıyor bize? O öyle bir zengindi, sakın insanlar onun gibi olmaya çalışmasınlar, ona ulaşmaya çalışmasınlar diyor bu ayet.
Veya onun hazinelerini kırk kişi taşıyordu, ikinci rivayet bu. Yani anahtarlarını değil de hazinelerini kırk kişi taşıyordu. Çünkü bir de mefatih kelimesi hazine manasına gelir. Dolayısıyla bu adama verilen hazineler o kadar çoktu ki yani güçlü kuvvetli insanlar ancak taşıyabiliyordular bu hazineyi. Böyle bir adammış.
Kavmi ona dedi ki, ey Karun sevinme! Coşma! Ferahlanma! Kendini kaybetme! Azma! Sapıtma! Dengeni kaybetme! Allah'ın sana verdiklerinde. Allah sana neler vermişse sen Allah'ın sana verdikleriyle ahiret yurdunu ara. Ama ahiret yurdu ararken de dünyadan nasibini de unutma.
Yani bunun, ahiret yurdunun dünyada aranacağını, yani sana dünyada yapılan tahsisatla bu işin gerçekleşeceğini de unutma! Ne demek bu? Nasıl unutmayacağız dünyadan da nasibimizi? Arkadaşlar, hani bir hadislerinde Rasulullah efendimiz bunu şöyle anlatıyordu: "Ed dünya mezraatül ahireti" Dünya ahiretin ekimi, tarlasıdır. İşte bu ayet de bunu anlatıyor.
Yani sen ahiret yurdunu kazanmayı dünya ekimine borçlusun. Dünyada ektiklerinle ahireti kazanacaksın. Ne eker, nasıl ekersen sonunda onu biçersin. Değilse pek çok insanın anladığı ve yorumladığı gibi burada anlatılan aman ha dünyayı da unutma, dünyadan nasibini de unutma, dünyaya da sarılmalısın demek değildir hiçbir zaman.
Müslümanlar cımbızla çekerler bu ayeti ve bu manayı illa da yüklemeye çalışırlar bu ayete. Aslında bunun manası şudur: Sen sana verilenlerle ahiret yurdunu aramak zorundasın, ama ahiret yurdunu ararken sen dünyada yaşıyorsun ya, dünyada yaşamayın gereği olan şeyleri de sakın unutma.
Eh peki dünyada yaşıyorken yaşaman gereken şeyleri unutunca zaten ahireti kaybedeceksin. Mesela karnını doyurmazsan, açlıktan ölürsen, hanımınla ilgilenmezsen, onu ya da kendini zinaya sevk edersen, çocuğunla ilgilenmez onun ateşe gitmesine sebep olursan yine her şey benim ahiret yurdumu aramamdır başka bir şey değildir. Allah'ın bize dünyada ayırdığı nasip sadece bizim ahirette cennet kazanmamız içindir. Lakin bunun Bakaradaki dua ve hedef haline getirilmesi gerekecektir. Hani Bakarada dünyayı kıble edinen, dünyayı hedef insanların şöyle dua ettikleri anlatılıyordu:
"İnsanlardan kimileri de vardır ki Rabbimiz bize dünyada ver! Derler. Onların ahirette nasipleri yoktur." (Bakara 200)
İnsanlardan kimileri vardır ki Rabbimiz bize dünyada ver! derler. Onların ahirette nasipleri yoktur. Bize dünyada mal mülk ver, biz dünyada senden makam, mevki istiyoruz, ev bark istiyoruz, Mark dolar istiyoruz, eş, dost, çevre, kredi istiyoruz. Bize bunlardan haber ver sen. Biz gerisini bilmeyiz derler. Bize dünyada ver de öbür tarafta ne olursa olsun bizim için fark etmez derler.