Zatına layık şekilde Hamdı Sena Allah'a, sınırsız salat ve selam Yüce Resulullah'a

Dualarımız neden kabul olmuyor? Dualarımız gerçekten imanımızın gereğini yerini getiriyor mu? Yoksa Cenabı Allah'ı isteklerimize mecbur mu kılıyoruz?

Öncelikle ifade etmem gerekiyor ki yaptığımız her bir davranış, her bir sözümüz ve dahi düşüncelerimiz, kararlarımız Rabbimiz katında dua hükmündedir. Duamızı sadece dilimizden dökülen sözlerden ibaret saymayınız.

Dualar; sözlü, fiili ve kalbi olmak üzere çeşitlidir.

İman sadece kalbimizde yer bulan bir nimet değildir. İman davranışlarımızda da kendini gösteren bir hususiyettir.

İslam'da iman ile ibadeti ayırmak mümkün değildir.

HER DAVRANIŞ DUA HÜKMÜNDEYSE

Kendi gençliğimiz, paramız ve gücümüz Allah'ın kudreti akidesinin zayıflamasına sebep olabilir. Yaşadığımız hayatı kendi istek ve arzularımıza göre şekillendirir hale geldik.

Her dediğimizi yapan çocuklarımız, işçilerimiz, talebelerimiz, memurlarımız var.

Çoğu zaman kendimizi her şeyin hakimi biz zannediyoruz ve asıp kesiyoruz. Zira güçlüyüz, kudretliyiz ve çevremize hükmediyoruz. Bu yaptığımız dua hükmünde davranışlardır. Sonra kalkıp namaza duruyor ve Yüce Allah'a aczi yetimizi ifade ediyor, işlerimizde bolluk bereket diliyoruz. Haşa, Allah'ı işimizi yapması konusunda işe koşuyoruz. Hesapta Allah'a dua ediyor ve O'ndan yardım diliyoruz.

Dua ile fiil bir aradadır. Bunları ayırmak yani ikilik göstermek Tevhide terstir. İman ikilik kabul etmez. Akide problemi oluşturur.

Sen bir işinin gerçekleşmesi için yalan söyledin. İşler yolunda gidiyor zannediyorsun. İbadet zamanın gelmiş aklından çıkıyor. Sen ibadetini unuttun zannettin ama sana onu unutturan var farkında mısın?

İman ile vazife birbirinden ayrı değil. Vazifesini aksatan iş yerinde nereye kadar barınabilir. İşini ihmal eden işçi patronunun müsamahasını nereye kadar kullanabilir. Kandıramazsın. Yalanla iş yapıp "Müslüman'ım" diye gezemezsin. Allah'a iman ettim deyip yalan konuşamazsın. Allah'a inanıyorsun ama Allah yokmuş gibi yaşıyorsun.

Sahabe efendilerimiz, Hz. Peygambere kimler yalan söyleyebilir diye sorduklarında " Müslüman yalan söylemez" diye buyurmadılar mı? Kişinin Müslümanlığını ilgilendiren konularla 'Akaid' ilgilenmiyor mu? Demek oluyor ki yalan, akaidin konusu.

Allah'a iman ettiğini söyleyen Müslüman kardeşim, her söylediğin yalan seni Allah'tan uzaklaştırıyor ve imanını zayıflatıyor. İşini aksatan çalışanını kapının önüne koyuyorsun da Rabbinin seni kapı önüne koymayacağından nasıl emin olabiliyorsun

"Din samimiyettir" deki hikmet burada gizlidir. İçinin dışının bir olması samimiyetindir. İmanın varsa yalanın olamaz. Yalan söylemek bir iman meselesidir. İman bozulunca tamirciyle kurtarılacak basitlikte bir şey değildir. Muhabbetle kalın..