Salası verilmeden hicranın gölgesine
Kendisini boğmuş bir umuttu defnettiğim
Çok yıllara mal olmuş bir anın gölgesine
Zaten ölü doğmuş bir umuttu defnettiğim.

Çepeçevre sarılmış dört bir t
arafı gamla
Aşkın mahkemesinde yargılanmış idamla
Göklerden yağmurları indirip damla damla
Bulutları sağmış bir umuttu defnettiğim

Çözülmez bir muamma, girift bir bilmeceyken
Buğulu
gözlerimde sabahsız bir geceyken
Denizlerden dalgalı ummanlardan yüceyken
Tek damlaya sığmış bir umuttu defnettiğim

Yakamı bırakmazken hüznün insafsız eli
Bir intihar duygusu başımda deli deli
Gözlerimi karartıp uğruna her bedeli
Ödemeye değmiş bir umuttu defnettiğim

Tam sırtından vurulup soyunmuş Sezar'lığa
Feda etmiş kendini girmemiş pazarlığa
Kimsenin bilmediği meçhul bir mezarlığa
Artık boyun eğmiş bir umuttu defnettiğim.

Hasan Hüseyin YILMAZ