Şu meşhur hikayeyi bilirsiniz. Evin duvarı çatlamış, ev sahibi çatlayan yere çamur tıkamış.Bir kaç zaman sonra o çatlak biraz daha açılmış ev sahibi yine çamur basmış.Kısa bir zaman sonra yine açılmış yine çamur doldurulmuş ve sonunda duvar yıkılmış.

Ev sahibi duvara sitem etmiş ve demiş ki:

-"Ey duvar!Madem ki yıkılacaktın.Neden önceden bana haber vermedin?

Duvar cevap vermiş:

-"Ben her ağzımı açışımda ağzıma çamur tıkadın.Derdimi bir türlü anlatamadım ki.

Bu hikaye biz Müslümanların bu günkü halini çok güzel anlatıyor.Mübarek dinimiz batıl inanç ve hurafelerle doldurulmaya,çağın gerisine atılmaya çalışılmaktadır.Bu tehlikeyi fark eden bazı bilinçli Müslümanlar her ağzını açtıkça hurafeciler tarafından susturuluyor üstelik çeşitli iftiralar atıp kendilerini sağlama almaya çalışıyorlardı.Bu nedenle bir çok insan iftiraya maruz kalmamak için konuşmuyor gördüğü yanlışlar hakkında fikir üretemiyordu.

Geçen haftaların gündemini hatırlarsınız.Sonunda Sayın Cumhurbaşkanımız (Allah ömrünü uzun etsin) dayanamayıp bu tür kimselere gereken cevabı verince ilim sahiplerine de cesaret geldi ve fikirlerini açıklamaya başladılar.

Sayın Cumhurbaşkanımızın da dediği gibi yüzyıllar öncesinin bir kısım içtihatları artık günümüzün sorunlarına cevap vermiyor.Hurafeciler de biliyorlar ki içtihatlar ayet ve hadislerin kendisi değildir.Yani bir döneme ait olan bazı içtihatlar o günün şartlarına göre verilmiş fetvalardır.

İçtihatlar Ayet ve hadislere aykırı verilemez olması onların ayet ve hadislerin ta kendisidir anlamına gelmez.Örneğin, evinizi mavi boya ile boyamak istemeniz ayet ve hadise aykırı değildir.Ancak birkaç yıl sonra maviyi değiştirip evi yeşile boyamak istemeniz ayet ve hadisi ortadan kaldırmak anlamına gelmez.

Hani meşhur bir söz vardır:"Şeyh uçmaz mürit onu uçurur".Müçtehitler de (Allah hepsinden razı olsun) hiçbir zaman "benim içtihadım ayet ve hadisin ta kendisidir,değiştirilemez" dememişlerdir.Üstelik "Müçtehit, İsabet ederse iki sevap, hata yaparsa bir sevap kazanır" kuralı içtihatların bizzat kendisinin bile yanlış olabileceğini bize anlatıyor.

Başta İmam Ebu Hanife (ra) olmak üzere bir çok müçtehit hep :"Benim görmediğim daha sahih bir hadis görürseniz benim içtihadım odur" demişlerdir.

Günümüz Müslümanlarının en büyük eksikliği ilmi geri plan atmalarıdır.En kıymetli hazinemiz olan Kur'an'dan habersiz yaşıyoruz.Kur'an'ı sadece yüzünden okuyoruz.Kur'an'ın mesajlarına kulak asmıyoruz.

Misafir olarak gittiğim bir sohbette konuşan kişi aynen şöyle diyordu:"Bizden önceki alimlerimiz zaten her şeyi okuyup anlamış ve çözmüşlerdir.Her şeyi bize hazır hale getirmişlerdir.Bizim artık bir şey yapmamıza gerek yoktur.Çünkü içtihat kapası artık kapanmıştır".

İçtihat kapısı kapanmıştır demek (haşa) "İslam dininin artık işi bitmiştir.Dünyanın problemlerine artık çözüm sunamayız,bizden bu kadar",anlamına gelir.

Oysa biz biliyoruz ki İslam dini çağın ilerisinde olan son dindir.Bundan sonra başka din gelmeyecektir.Peki dinin önünü tıkarsanız çağın problemlerine nasıl cevap bulunacaktır? Yoksa Dünyayı dinsizliğe mi terk edeceğiz? Yada hurafecilerin ve hikayecilerin tekeline mi bırakacağız?

REGAİB KANDİLİ

Bu akşam Regaip Kandili.Kandilinizi tebrik ediyorum.Rabbim bu kandiller hürmetine ülkemizi,milletimizi ,devlet büyüklerimizi ,askerimizi,polisimizi ve bütün vatandaşlarımızı muhafaza etsin.

, Regaib, arapça bir kelimedir ."Reğaib" kelimesi ise, "reğabe"'den türemiş olan bir isimdir ve kendisine rağbet edilen, arzulanan, taleb edilen şey demektir.

Gelin bu mübarek gecede dönüşü olmayan bir söz verelim.Ve hep beraber şöyle diyelim."Bizim Regaibimiz Kur'an'dır.