Milletçe 7 Haziran 2015 tarihinde yapılacak olan büyük güne hazırlanıyoruz. Hepimizin dilinde “Kavli Dua”, birbirimizi uyararak doğruyu göstermekle de ”Fiili Dua” görevimizi yerine getirmeye çalışıyoruz.Siyasetle ilgilenmiyorum demek “Ben koyunum kim beni sürerse sürsün fark etmez” demektir ki buda bilinçli bir insanın akıl karı değildir. O büyük seçim gününü tefekkür etmediğimiz gün yok gibidir.Yine bu günü düşünürken birden kendimi oy vereceğim mekanda gördüm.Masanın üzerinden EVET mührünü ve uzunca oy pusulasıyla oy verme kabinine girdim. Ve kime evet diyeceğimi düşünmeye başladım. Bir mü’min olarak Yüce Kitabımızı düşündüm.Kur’an bizden düşünmemizi ve aklımızı kullanmamızı istiyordu.Çünkü doğru oy vermek DUA yerine,yanlış oy vermek ise BEDDUA yerine geçiyordu.Hemen imdadıma şu ayetler yetişti: -“Düşünesiniz diye Allah size âyetlerini böyle açıklamaktadır.”(Bakara,242). -“İşte Allah, düşünesiniz diye âyetleri size böyle açıklar.” (Nur,61). -“…Allah, azabı akıllarını (güzelce) kullanmayanlara verir.” (Yunus,100). Bu ayetleri düşündükten sonra oy pusulası üzerindeki isimlere göz gezdirmeye başladım. Gözüme Ankara’nın ötesine gidemeyen ile Ankara’dan bu tarafa gelemeyenlerin ismi takıldı.Bunlar, projelerini ırk üzerine kurmuşlardı.Oysa Kur’an’a baktığımız da ayet şöyle diyordu:”…Muhakkak ki Allah katında en değerli olanınız,O’ndan en çok korkanınızdır”(Hucurat,13). Resulullah (sav) ın hayatına baktığımızda ise ırkçılık redediliyor onun yerine din kardeşliği esas alınıyordu.Mekke halkının çoğu Peygamberimiz (sav) ile aynı ırktandı. Ama O dini için onlardan işkence görmüştü.Amcası Ebu Lehep’i bırakmış,Medineli Eba Eyyüb el-Ensari’nin Medine’sine hicret etmişti. Oy pusulası üzerindeki isimlere bakarken küçük bir iki parti ismine rastladım.Onlarla adeta şöyle konuştum.”Mevcut hükümeti yıkmak için elinizden geleni yapıyorsunuz.Peki bu hükümet giderse onun yerine siz gelebilecekmisiniz?” Cevap belliydi,Hayır.Ne yazık ki İstikrar ve huzurun yerine Din ve Diyanet karşıtı insanlar gelecektir. Oy pusulası üzerindeki isimlere bakmaya devam ederken birden dışarıda kuyrukta bekleyenlerden şunu duydum.”Lütfen acele edelim çok işimiz var”. Evet çok işimiz var gerçekten acele etmek gerekiyordu.Önümüzdeki dört yılı ehil olmayan insanlara vermemek için acele etmek lazımdır.Çünkü henüz işlerimiz bitmemişti ve şu işlerimizi daha da sağlama almamız gerekir: -Başörtüsünden dolayı üniversite kapısından geri çevrilen kızlarımıza, -Katsayı probleminden dolayı üniversite hayali yıkılan imam hatipli gençlerimize, -Başörtüsüyle resmi kurumda çalışması mümkün olmadığı için iş bulamayan yüzlerce bacımıza, -Evinde beş,on kişi ile sohbet ettiği için ‘İrticai Faaliyette Bulunmak’ suçundan alıp götürülen mü’min kardeşlerimize, -Direkt olarak ‘İslam’ diyemedikleri için (Batı Çalışma Grubu tarafından) ‘İrtica-Mürteci’ damgası yapıştırılan binlerce Müslüman kardeşimize, -Resmi dairelere girerken parmağındaki gümüş yüzüğü çıkartmak zorunda kalan memur kardeşlerimize, -Namaz kıldıkları tespit edilmeleri halinde hakkında çeşitli müeyyideler uygulanan yine sayısını bilemediğimiz kamu çalışanlarımıza, -Sahipleri Müslüman olduğu için şirketlerine ‘İRTİCA’ damgası vurulup kapatılmak veya yurt dışına çıkmak zorunda bırakılan onlarca ticari şirketlerimize, -İrticai faaliyette bulundukları gerekçesiyle hakkında soruşturma ,açılan ,okulları değiştirilen, emekliliğe zorlanan veya istifa etmek zorunda bırakılan yüzlerce öğretmenimize, -Kapanan/kapatılan Kur’an kurslarımıza,bitirilen hafızlık müesseselerimize sahip çıkacak bir isim lazımdır. - Mısırlı Müslüman kardeşlerimize destek verecek, Suriye’li iki milyon Muhaciri zalim Esed’in bombalarına teslim etmeyecek ,Filistin’in ve bütün Ümmetin ümidi olan ismi bulmuştum. Ve hiç düşünmeden “Ya Allah,Bismillah” diyerek Ak günlere,Ak geleceğe ,Ak bir nesil için Huzur ve İstikrar için EVET mührümü vurdum. Abdulvasih DURAN