Esnaftan sevdiğimiz bir kardeşimiz bir gün bana "Hocam bu hafta bize sohbet yapan abimizin bir işi çıktı, siz gelebilir misiniz?" dedi. Ben de "Allah rızası için olan her işe varım. Bir kelime bile paylaşabilirsek ne mutlu bize" diyerek "Olur" dedim.Söz konusu olan akşam sohbet yerine gittik.Oradakiler ayağa kalkıp hürmet ettiler.Bir kaç hal hatırdan sonra sohbete başladık.

Oradaki insanlara hazırladığım konuyu sunmadan önce sorularının olup olmadığını sordum.Bir kaç kişi el kaldırıp şu soruları sordular:

-"Hocam!Ölüler evleri ziyaret eder mi?",

-"Hocam! Biri ölünce üç gün boyunca eve su içmeye gelirmiş,bu konuda bilgi verir misiniz?",

-"Hocam! Kur'an insana çarpar mı?... Buna benzer birkaç soru daha sorduktan sonra araya girdim ve şöyle dedim:

-"Değerli kardeşlerim! Sorularınız beni gerçekten üzdü.Çünkü hiçbir sorunuz hayatın içinden soru değildir.Oysa İslam bir hayat nizamıdır.İslam yürüyüşümüzden konuşmamıza kadar,yememizden giyimimize kadar,komşuluk ilişkilerimizden idari yapımıza kadar her şeye ölçü getirmiştir.O nedenledir ki ilk inen ayet "Oku,seni yaratan Rabbinin adıyla oku"(Alak,1) ayetidir.Burada 'RAB' kelimesinin zikredilmesinin hikmeti Kur'an'ın bir terbiye kitabı olacağının habercisiydi.

Kur'an hayatımızın her alanına kurallar ve ölçüler getirmiştir.Çünkü Allah insanı başıboş bırakmamıştır.(Kıyame,36).Bu ölçü ve kurallardan bir kaç tanesine şöyle örnek verebiliriz:

-Kur'an insanın giyimine ve yeme içmesine bile kurallar koymuştur:" Ey Ademoğulları! Her mescitte ziynetinizi takının (güzel ve temiz giyinin). Yiyin için fakat israf etmeyin. Çünkü O, israf edenleri sevmez"(A'raf,31).

-Kur'an insanın yürümesine ve hangi tonda konuşması gerektiğine bile ölçüler koymuştur.Bu ölçüleri Hz.Lokman'ın(as) oğluna nasihatıyla bizlere bildirmektedir:"Küçümseyerek surat asıp insanlardan yüz çevirme ve yeryüzünde böbürlenerek yürüme! Çünkü Allah, hiçbir kibirleneni sevmez." "Yürüyüşünde tabii ol. Sesini alçalt. Çünkü seslerin en çirkini, şüphesiz eşeklerin sesidir!"(Lokman,18-19).

-Kur'an gereksiz ve boş şeylerle ilgilenmememizi istiyor, çünkü bütün organlarımızın bundan sorumlu olacağını haber vermektedir:" Hakkında kesin bilgi sahibi olmadığın şeyin peşine düşme. Çünkü kulak, göz ve kalp, bunların hepsi ondan sorumludur."(İsra,36).

-Kur'an ilim öğrenmemizi ve dolayısıyla kafamızı kiraya vermememizi bizlere tavsiye etmektedir.Akıl sahiplerinin gerçeği görebileceğini bize bildirmektedir:"... "Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?" Ancak akıl sahipleri öğüt alırlar."(Zümer,9).

-Kur'an bizlere emri bil ma'ruf ve nehyi anil münker (İyi ve doğruları teşvik etmek,kötülüklere karşı uyarmak) görevini vermektedir:" Siz, insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. İyiliği emreder, kötülükten men eder ve Allah'a iman edersiniz...(Ali İmran,110).

-Kur'an insanların ve cinlerin ancak Allah'a kulluk yapsınlar diye yaratıldığını bildirir:" Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım."(Zariyat,56).

Kur'an'ın bize, namazı,orucu haccı,zekatı emrettiğini,haramlardan kaçınmamızı emrettiğine dair dilimizin döndüğü kadar anlatmaya çalıştık.

Sohbetin bitiminde oradaki bir kardeşimiz bana biraz da sitem ederek "Hocam,ölüler evleri ziyaret eder mi?" sorumuzu açıklamadınız,deyince moralim bozuldu.Çünkü Hoca diye tabir edilen insanlar bu tür kişileri hurafelerle meşgul ederek kendilerini yüceltmişlerdi.Sahte hocaların türemesinin sebebi gelenlere kendilerini ulaşamaz olduklarına inandırmalarıdır.O nedenledir ki o sahtekarlara taparcasına bağlı kalıyorlar.

" Allah'ı bırakıp, hahamlarını, rahiplerini ve Meryem oğlu Mesih'i rab edindiler..." (Tevbe suresi 31).Ayeti nazil olunca, Adiy b.Hatim diyor ki:" Dedim ki: "Ey Allahın Resulü biz onlara ibadet etmiyorduk ki," Resulullah (sav) da buyurdu ki: "Dikkat edin, Yahudi ve Hıristiyanlar, din adamlarına tapmıyorlardı. Fakat onlar, hahamlar ve papaz­lar kendilerine bir şeyi helal kılınca onu helal sayıyorlardı, bir şeyi haram kılın­ca da onu haram kabul ediyorlardı."

Bütün bunlara şahit olunca şunu fark ettim.Sahte din tüccarları insanları öylesine emirleri altına almışlar ki artık ölülerin evleri ziyaret etmesine gerek yoktur.Çünkü o sahtekarlar o evleri zaten çoktan ölü evlerine çevirmişler bile.

Abdulvasih DURAN