O konuşurken susun
Dünyanızı sessize alın..
Sadece onu dinleyin,duyun..
Dünyanızı sessize alın..
Sadece dinlemeyin
Ve okuyun..
Düzü ters edecek olana dokunun..
Dağların hallaç pamuğu halini
Ve anne karınlarından fışkıran bebekler gibi
Çılgın magma gününü okuyun..

Yalnızca dünyada olan olayları;
Batıdaki ekonomik bulantıyı
Orta Doğu’daki keşmekeşliği
Amerika’daki sosyal çalkantıyı okumayın..
Siyasi düzlemde “mükerrer okumaların” ezberlerinden ziyade
Her yeni saniyenin yeni şeyler öğrettiği,
Adeta her temaşanın tecdit-i iman olduğu
Kainat okumalarına terfi edin..
Arzdan semaya,zerreden kürreye
Hücreden bütüne, her zerrede var olan dünyaya
Şöylece dokunun..
Dokunun ki varlığınız size kendini göstersin
Kıymetiniz size sesini duyursun
Rabbiniz tüm duyularınızda muhatabınız olsun..
Tüylerinizdeki atomlar diken selamında, “hazırol”da
Ve kalbiniz cezbe durağında, insanlık makamında
Canınız can evinizde olsun..

O Büyük Yaratıcı bize iki kitap ile sesleniyor
Birinde kelamıyla, diğerinde kudretiyle..
İkisi de O’nun kudretini tüm yalınlığıyla önümüze seriyor..
İkisi de birbirini adeta doğruluyor..
Biri Kur’an-ı Kerim.. Diğeri Kainat..
İki kitap..
Kur’an-ı Kerim Enbiya 32’de :
“Gökyüzünü, korunmakta olan bir tavan yaptık” derken
Kainat kitabında bir cüz olan dünyamıza bakıyoruz;
Ve görüyoruz ki, gökyüzü masmavi iç açıcılığıyla üzerimizde dururken
Tıpkı kar,yağmur ve rüzgardan bizi koruyan evlerimizin çatıları gibi
Koruyor bizi uzay boşluğunda başıboş dolaşan göktaşlarından, nebulalardan
Havamızı,suyumuzu, nebatatı ,düzenimizi bozacak türlü ışınlardan..
1400 sene evvel bir ip ucu..
Kainatı okumamıza dair..
Kendimizi bulmamıza dair.. kendimizi bilmemize dair..

Yunus Emre de şöhrete kavuşmuş sözlerinden birisinde
“İlim ilim bilmektir, ilim kendini bilmektir, Sen kendini bilmezsen, Bu nice okumaktır” derken
Bu dörtlükten çok kişi birçok anlam çıkarmıştır
Daha fazlası da çıkar elbet..
Ancak burada dikkatimizi çeken bir şey var, herkesin dikkatini çektiği gibi..
“ilim kendini bilmektir”
Yunus da burada insana dikkat çekiyor
Kainat kitabının bir bölümü olan insana..
Kainat kitabı insanı maddi alemiyle
Sosyal yapısıyla, diğer alemlerin içindeki yeriyle
Meziyet ve eziyetleriyle,henüz bilmediğimiz yanları ile ortaya koyarken, dikkatimize sunarken
Rabbimizin kelam kitabı Kur’an-ı Kerim bizim bilemeyeceğimiz
İnsanın yaratılışının başlangıcını bize haber vermektedir..
Sonrasında başlayan serüveninden,
Niçin yaratıldığından, dünyada neden bulunduğundan
Yolculuğunun nereye olduğundan
Ve ara duraklarının, at değiştirmelerinin hangi duraklar olacağından bahsediyor..
Kısacası bir mucize olan insan;
Diğer iki mucize ile kendi mucizesini açabiliyor..
Kur’an ve Kainat ile..
Şimdi Susun..
O konuşurken susun..
Dünyanızı sessize alın..
Aklınızla alın..
Kalbinizi açın..
O’nu dinlerken O’nun konuştuğunu algılayın..
Parçalardan bütündeki anlamı anlayın..
Hiçbir gereksiz parçanın bu kitapta yeri olmadığını
Ve her zerrenin gerekliliğini araştırın..
Düşünün..
Bir saatlik tefekkürü bir sene nafile ibadetten niye üstün kıldıysa öyle düşünün..
Düşünmeyi düşünün..
Ve okuyun
O’nun adıyla..
Kitabın sahibini, tanıya tanıya..
Düşüne düşüne
Tadını çıkara çıkara..
Okuyun..
Ve O konuşurken susun..
Dünyanızı sessize alın..