Bir musibet, bin nasihatten iyidir derler.

Maalesef bunu yaşayarak gördük.

Bizim musibetimiz ise kimin adına "DOLAR MANİPÜLASYONU, SPEKÜLASONU" kimin ise "EKONOMİK KRİZ" dedikleri hadise.

Pekü; Nedir aldığımız nasihat derseniz;

Öncelikle bu zaman kadar "ÜRETİM EKONOMİSİ İLE DEĞİL DE İSRAF EKONOMİSİ" ile yönetildiğimizi yeni (!) öğrenmiş olduk.

Ülkemizde birçok AVM'de kiraların yıllardır döviz ile ödendiğini yeni (!) öğrendik.

Yerli ve milli sandığımızı birçok firmanın aslında koca birer "FIRSATÇI" olduklarını öğrendik.

"YERLİ ÜRETİM" logolu ürünlerle tüketiciyi yerli üretime yönlendirmenin önemini yeni (!) öğrendik.

"MEYVE SEBZE KOMİSYONCULARIN HAKSIZ GELİR ELDE ETTİKLERİNİ" yeni (!) öğrendik.

Hal yasası yeni çıkarılıyor. Yıllar sonra 1 liralık domatesin tüketiciye nasıl yıllar boyunca 5 6 liraya satıldığını maalesef yeni (!) öğrendik.

Tüm esnaftan gönüllü olarak indirim yapıp enflasyonla mücadele yapanların kendi lükslerinden asla taviz vermek istemediklerini ve tüm yükü halkın sırtına bindirdiklerini de yani öğrendik.

IPHONE kırdık;

Dolar yaktık;

Kalp kırdık!

En küçük dış müdahalede kenetlenmek yerine muhalefet partilerinin nasıl da pusuda bekleyip dış güçlere ajanlık, piyonluk yaptığını zaten biliyorduk.

Öğrenmediğimiz yeni olmayan tek şey bu idi.

Ezcümle "PAPAZI DA VERDİK"

Bu saatten sonra üretime ve tasarrufa dayalı üretime geçme vaktidir.

Sonu gelmeyen siyasal polemik ve çekişmeleri bir yana bırakıp "ÇALIŞMA ve ÜRETMEYE" başlama vaktidir.

Şimdi gazete okumayı bi' kenara bırakıp işinizin başına geçin!