İnegölspor, sahasında Bucaspor'a son dakikada yediği golle 2-1 mağlup oldu ve taraftarını yine şaşırtmadı. Serhat Güller yönetiminde ilk 5 haftada 5 puan toplayıp maç başına 1 puan istatistiğine sahip İnegölspor, Bucaspor karşısında aldığı mağlubiyetle Taşkın Güngör yönetimindeki 7. maçta aynı istatistiğe gerilemiş oldu.

Kaleye gelen ilk topun gol olmasından sonra maçın ilk yarısında izlediğimiz İnegölspor'un geçtiğimiz haftalarla çok benzer özellikleri var. Yine organizasyondan uzak, birçok pozisyonda uzun toplardan medet uman, girdiği pozisyonların hemen hemen tamamına rakip yarı alana "şişirilen" toplarla giren bir İnegölspor. Bütün bunların sonucu olarak 1-0 mağlup kapatılan ilk yarı.

İkinci yarıya hızlı başlayıp erken bir golle eşitlik sağlandı. Bu dakikadan sonra Bucaspor topu tamamen İnegölspor'a verdi. Yarı sahasına çekilmiş Bucaspor'a karşı bulunan pozisyonlar değerlendirilemeyince son 15 dakikada 3 net pozisyon bulan Bucaspor son dakikada golü buldu.

İnegölspor'un ilk önce çözüm bulması gereken şey "standart". Bu takım neden ikinci yarılarda oynadığı futbolu ilk yarılarda oynayamıyor? Hoş ikinci yarıdaki futbolun tamamen beraberlik golünün 48. dakikada bulunmasından ve Bucaspor'un tamamen geriye yaslanmasından kaynaklandığını düşünüyorum. 21,6 yaş ortalamasına sahip bir takımın İnegölspor deplasmanından alacağı 1 puan önemli kazanç olabilirdi, 3 puan aldılar.

Maçı izlerken "Acaba bu bir rövanş maçı mı ve İnegölspor'a beraberlik yetiyor mu?" diye düşündüm. Ligin en az galibiyet alan 2. takımı "sınırlı kapasitesiyle" hücum yapmaya çalışıyor ama 60-65. dakikadan sonra ön bölgede oynayan oyuncuların yorulduğunu tribündeki taraftar çok net görüyor. Taraftar bu dakikalarda oyuncu değişikliği beklerken Taşkın Güngör, ilk değişikliği 80. dakikada yapıyor. Üstüne üstlük maç sonunda "Oyuncu değiştirmekle hata yaptım." diyor. Evet, hata yaptı. Orta alanda rakip kaleyi zorlamaya çalışan Emrah Dağ oyundan alınıyor, bildiğimiz kadarıyla sakat sakat oynayan ve hızlı yürüyemeyen Erdi Zengin hala sahada. Defanstan şişirilen topları çıkıp indirmeye çalışan, faul alan ve o dakikaya kadar rakip defansı en çok zorlayan Ergün Çakır oyundan alınıyor, ilk maçlarında bizi ümitlendiren ama iç sahadaki son 3 maçta nerede oynadığı, ne yaptığı belli olmayan, sahada adeta gezinen Fatih Şerifoğlu hala oyunda. Bu şartlarda hata oyuncu değişikliği yapmakta değil, bence tercihlerde. Kimse Taşkın Güngör'den şapkadan tavşan çıkarmasını beklemiyor ama takımın hiç üstüne koymadığı da gün gibi ortada.

Taşkın Güngör'ün şaşırdığım bir diğer açıklaması da takımdaki oyuncuların beceriksiz olduğu yönündeki açıklaması. "Son paslarda hatalar yaptık." diyor. Geçen yıl oynayıp bu yıl oynamayan oyuncuların pozisyonu sonlandırma becerilerinden memnun değilmiş, o yüzden oynatmıyormuş. Sahada oynayan oyuncuların pozisyonları sonlandırma konusunda ne kadar becerikli olduğunu (!) her hafta görüyoruz. Taraftarın zaten beceriksiz olduğunu bildiği takımın Ankaragücü maçından sonra Play-Off'a kalacağına inanıyordu, ne oldu da iki maç sonra takım beceriksiz oldu? "Kapasitesi düşük olan takımlar, takım olmak zorundalar." diyor. Takımdaki oyuncuların birbiriyle doğru düzgün iletişimi yok. Kaçan bir pozisyonda hücum oyuncuları birbirine bağırıyor. Sahada yardımlaşma yok. Geçen yıl bu takımın kadrosunda olan oyuncuların, yeni gelen oyuncuların yarısından fazlasıyla muhabbeti yok. Bu şartlarda takımdaki arkadaşlığın gelişmesi veya takım olunması nasıl beklenebilir ki.

Devre arasında birçoğu Karadeniz kökenli veya Taşkın Güngör'le daha önce çalışmış oyuncular olmasını beklediğim takviyeler yapılana kadar İnegölspor'dan bir şey beklenmez. Başkan küme düşme hattının üstünedeki takım için "Play-Off mucize." diyor, çok haklı. Hatta takviyeler yapılana kadar umarım takım küme düşme hattından kurtulur. Mevcut takımın hedefi bence kümede kalmak olmalı.