Biraz nostalji yaşayalım ve 10 yıl öncesine gidelim.

Tarih: 16 Kasım 2006

O tarihte Saadet Partisi Siyasi İşler Başkanı, Yavuz Banuşoğlu'dur.

Banuşoğlu yaptığı açıklamada Ak Parti'yi sert bir şekilde eleştirir.

Bu açıklamayı paylaşacağız. Ancak niyetimiz politika yapmak değil. Yavuz abiyi çoçukluğumdan tanırım ve severim. Niyetim; Yavuz abinin İnegöl'de verdiği ekonomik imtihanları da deşmek değil...

Niyetimiz: bugün ile 10 yıl öncesinin kıyaslamasını sağlamak ve bu kıyas ışığında yorumu size bırakmak.

Banuşoğlu yaptığı açıklamada, AKP Yöneticilerinin salon toplantılarında ve açılışlarda övünerek anlattıkları ekonomik istikrar ve İMF politikalarının, Türk halkını perişan ettiğini öne sürer.

Banuşoğlu, İnegöl'deki ekonomik sıkıntının durumunu ise sanayi bölgesinde ki durgunluğa ve işyerlerinin gün geçtikçe kapanmasına bağlar.

10 yıl önceki söylem bugünkü söylemle aynıdır: "Üstü örtülü bir kriz dönemi yaşanıyor."

Banuşoğlu'nun tespitlerine göre: "İlçemizdeki iş yapan esnafımız, sanayide ise gerek mobilya üreticileri gerekse malzeme satıcıları ve diğer esnafımız, dert küpü haline gelmiş durumda. Sanayide her sokakta en az 3-4 işyeri boş, satılık veya kiralık durumunda.

İnsanımızın yüzü gülmüyor. Umutlar tükenmek üzere bir çok esnafımız iş yapmaktan vazgeçmiş; alacağını tahsil etmenin peşinde, ödenmeyen çekleri tahsil etmekle meşgul. İnsanımız ekonomik kıskacın acımasız kollarında ezik ezik ezilirken; iktidar çevrelerinde maalesef en ufak bir tedbir göremiyoruz.

Büyük paralar harcanarak yapılan şaşalı kongreler, süslü edebiyatlar ve umut tacirliğine devamı önümüzdeki aylarda bu durumun daha da vahim olacağına dair endişelerimiz maalesef artıyor"

Dikkatinizi çekmiştir, 10 yıl önceki muhalif söylemlerle bugünkü muhalif söylemler aşağı yukarı aynı. Esnafta da aşağı yukarı aynı dil....Esnafa sorsanız 10 yıl önce de işler kesattı, bugün de öyle. Acaba şükretmesini mi bilmiyoruz? Ben sordum sadece... Karar sizin...

Banuşoğlu sözlerini şu ifadelerle bitirir: "Hayır beyler! artık deniz bitti kara göründü. Ya bu İMF programlarından vazgeçer milli bir ekonomik programa geçersiniz ya da bu millet bu seçimde sizden vazgeçer"

İMF politikaları konusunda Banuşoğlu ile hem fikiriz.

Hükümet de ilerleyen yıllarda beklenen adımı atacaktır.

Ne de olsa Milli görüşe dayanan bir geçmişe sahiplerdir.

Öyle veya böyle hocaları da Erbakan Hocadır.

10 yıl içinde İMF'ye olan borcumuz sıfırlandı ve İMF politikalarına son verildi.

Devam eden AB ve ABD ilişkileri ise tartışmaya açık...

Ak Parti Hükümetinin en büyük söylemi: İstikrardır.

Bu söylem de, Banuşoğlu'nun eleştirilerinden nasibini alır: "Böyle istikrar da istemiyoruz. kimin için istikrar halk için mi çok uluslu şirketler ve rantiyeciler için mi? Seçimlere 1 yıl gibi kısa bir süre kaldığı şu günlerde halkımızı Saadet Partisi'ni takip etmeye ve bir daha aldanmamaya davet ediyoruz" der.

Yorum sizin ancak sabredemeyip ben de yorum yapma hakkımı kullanayım:

Sosyal, ekonomik ve siyasal sorunlarımız yok değil. Ancak 10 yıl öncesine göre daha büyük ve güçlü bir Türkiye olduğumuz gerçeğini de kabul edelim. Üstelik FETÖ ve PKK başta olmak üzere içteki ve dıştaki hainlerin tüm ihanet ve saldırılarına rağmen hala ayakta isek, bu duruma ne kadar şükretsek az.

FETÖ ve PKK konusunda daha önce yapılan ihmaller ve yanlışlar konusunda sizle hem fikirim. Ancak geçmişte yaptığımız yanlışlar bugün yapacağımız doğrulara engel olmamalı.

Son söz olarak derim ki: Vatanımızın kıymetini bilelim. Söz konusu vatansa gerisi teferruattır. Eleştirmeyi, sorgulamayı bildiğimiz gibi "bir olmayı da" bilelim. Ne Türkiye 10 yıl öncesinin Türkiye'sidir, ne de dünya 10 yıl öncesinin dünyasıdır. Biz geçmişten ders alıp bugüne ve yarına bakalım. Mutlu yarınlar diliyorum...