Öyle bir dar boğaz ki geçilen,Belki de geçilmedi böyle bir zamandan hiç.

Algı yumakları, stratejik hamleler falan filan...

Bırakın duyduklarımızı, gördüklerimizin çoğu yalan.

Karanlık bir sokakta,tekinsiz bir mecrada yürüyor gibiyiz

Önümüz çukur mu, dolu mu tam olarak emin olamadan

Bazen de "Seni buradan ancak ben geçirebilirim" diyenlerin eline tutunarak

İlerlemeye gayret ediyoruz..

Ama bilmiyoruz, nereye ilerlediğimizi kestiremiyoruz..

Işık yok, fener yok, dost kalmamış, güven yok..Böyle bir süreç işte..

Önceden bu mümtaz milletin münevverlerine bakılırdı

Onlar ufku geniş, projeksiyonu kuvvetli adamlardı

Tarihi, günceli iyi bilirler ve karar verirken isabetli olurlardı..

Bir adım atarken veya bir olayı yorumlarken onlara bakılır,

Onların vizyonundan yola çıkılır ve varış noktası görünürdü..

Şimdi bunun eksikliğini herkes çok net hissediyor

Herkes bir fikir boşluğu içinde yuvarlanıp gidiyor

Bugün kara denilen yarın ak çıkabiliyor,

Doğru diye emin olunan yanlış çıkabiliyor..

Bu münevverlerden biri de Prof. Dr. Necmettin ERBAKAN'dı..

Dediği çıkan adamdı..Çizgisi vardı, öğretileri vardı, İslamiydi..

"Ne yaptıysam Allah rızası için yaptım"diyen

Ömrünü bu uğurda harcamış,malını bu uğurda tasadduk etmiş kıymetli bir insandı..

O enerjisini sonsuz kudrete bağlamış,

Dünyanın geçici heva ve heveslerine,sınırlı kaynaklara tenezzül etmemişti.

Bundan dolayıdır ki ömrünün son anlarına dek hep çalışmış,hep üretmişti.

Babadan gelme devlet tecrübesi ile dünyada işler nasıl yürür çok iyi bilmekteydi

Hele ki son birkaç asırdır dünyaya kan kusturan Siyonizmin uzmanı olmuş

Ve Siyonizmi dünyaya ifşa etmişti.

Güncel yaşamımızda ve tarihimizdeki Siyonist izleri ortaya çıkartırken

Bu Siyonizmin bize yapmış olduğu tahribatı gözler önüne sererek

Bu illetten nasıl kurtulacağımızı da çözüm olarak ortaya koymuştur.

Yani yalnızca tespit etmiyor, üzerine üzerine gidiyor ve savaş açıyordu

Nihayet bu milletin kodlarına yani İslam'a uygun çözümler üretiyordu.

İşte böyle bir karanlık sokakta, münevverlerimiz olmadan yürüdüğümüz bu kritik süreçte

Kendimizi yalnız ve kolsuz kanatsız hissettiğimiz oluyor.

Çünkü algılar öyle yoruyor ki, sağlıklı düşünmeye mecalimiz kalmıyor.

Bir yerlerden doğruluğuna emin olduğunuz bir ışık arıyorsunuz

Çılgın bir ırmaksınız fakat sizi doğru yere ulaştıracak yatak arıyorsunuz..

Böyle arayış içindeyiz bu aralar..İşte bu ihtiyacı hissetmiş bir grup genç,

Erbakan Hocayı ve O'nun özelinde tüm münevverleri araştırma,

Öğretilerini ortaya çıkarma ve yayma çalışmalarına başlamış..

Kimi İngiltere'de doktorasını yapıyor, kimi iş adamı işinde gücünde

Kimi Cidde'de çalışıyor, kimi İnegöl'de, kimi İstanbul'da, kimi Ankara'da..

Hepsi İnegöllü..Dertleri Ümmet..

Dertleri bu düğümü gevşetmekte faydamız ne olur kaygısı..

Son devrin aydını,münevveri,siyasi dehası Erbakan Hocayı her yönüyle araştırıp

Bütünleştirici bir dille tanıtıp gündemde tutmayı şimdilik ara hedef olarak koymuşlar.

Çalışmalarının henüz başladığını söyleyebiliriz..

Birkaç yıl düşünce aşamasında kalan bu çalışmanın adını da koymuşlar:

"ERBAKAN AKADEMİ"

Erbakan Akademi, Erbakan Hocayı bir okul olarak görüp

Zamanın problemlerinin kaynağına ışık tutarak,çözüm için alternatifler üretmek istiyor.

Bunun için öncelikli olarak sosyal medyada işe başlamışlar

Sosyal medyada birkaç gündür aktif hesapları var.

Hesabın adresi:www.facebook.com/ErbakanAkademi

Bu hesap üzerinden Erbakan Hocanın öğretilerini,yaşadığı olayları aktarmaya çalışıyorlar.

Hepsi dar vakitlerinde ortaya bir şeyler çıkarabilmek için okuyorlar,araştırıyorlar..

Heyecanları var!Heyecanlarını o sonsuz kudrete bağlamışlar

Öyle hesapla kitapla da işleri yok..

Ellerinden geldiği kadarını kendilerine sorumluluk olarak yüklüyorlar..

"Gayret bizden, Tevfik Allah'tan" diyorlar..

Boş,hiçbirşey yapmadan olanları izlemektense

En azından bu karanlık yolda yürürken bir kibrit yakma teşebbüsünde bulunuruz diyorlar..

Ne diyelim, Allah niyetlerini halis kılsın, muvaffakiyetler versin.

Heyecanları diri ve daim olsun..Biz eminiz ki böyle nice gençler var

Bu millet daha nice Alparslanlar,nice Ertuğrullar

Nice Fatihler,Yavuzlar, Erbakanlar çıkaracak içinden..

Yeter ki imanımız köklensin, Heyecanımız diri kalsın..

Herkes evladına şöyle bir baksın..

O'nu ileride nerede görüyor bir kendisine sorsun..

Keser gibi hep bana hep bana gibi bir yaşam felsefesi ile mi

Yoksa testere gibi bir bana bin ümmete, bir bana bin milletime felsefesi ile mi yetiştiriyoruz..

Çocuklarımız ellerimizdeki buzdan sermayemizdir

Böyle hararetli bir çağda eriyip gitmelerine,

Amaçsız büyümelerine asla müsaade etmeyelim

Gereken tedbirleri alıp, biz de üzerimize düşen vazifeyi bir an önce yapalım..

Selamlar..