"Dünya,sadece kendisi için çalışanı sınıfta bırakan tek okuldur" derler.Çok doğru bir söz.Dünyadan başka diğer okullar kendisi için çalışanı teşekkür ve takdirname ile ödüllendirirken Dünya ise sınıfta bırakıyor.

Bu gerçek sakın bizi Dünya'ya sırt çevirmeye veya Dünya'yı bırakmaya götürmesin.Böyle yaparsak Kur'an'a ve İslam'a aykırı hareket etmiş oluruz.Nitekim şu ayet ne yapmamız gerektiğini bize öğretiyor:"Allah'ın sana verdiği şeylerde ahiret yurdunu ara. (Onları insanların yararına harcayarak ahirette seni mutlu kılacak mükafatı elde etmeğe çalış). Dünyadan da nasibini unutma. (Bu imkanlardan ölçülü bir şekilde kendin de yararlan.) Allah'ın sana iyilik yaptığı gibi sen de iyilik yap ve yeryüzünde bozgunculuk isteme. Çünkü Allah, bozguncuları sevmez."(Kasas,77).

Ayette, Dünyayı da Ahireti de unutmamamız gerçeği hatırlatılıyor.Ayrıca Allah'ın bize iyilik yaptığı gibi bizim de iyilik yapmamız isteniyor ve yeryüzünde fesat/bozgunculuk yapmamamız emrediliyor.

Dünya-Ahiret dengesi çok hassastır.Birini bırakıp diğerine ağırlık vermek yanlış olur.Çünkü Cennet, dünyada yapacağımız iyilik ve ibadetlerle kazanılıyor.Yüce Rabbimiz Cennete giden yolun kullar arasından geçtiğini bize hatırlatıyor:"Kullarımın arasına gir.Cennetime gir."(Fecr,29-30).Yani toplumdan kaçarak,inzivaya çekilerek Cennete girilmez.Unutmamak gerekir ki Yüce Rabbimiz Sevgili Peygamberimizi (sav) mağaradan şehre indirmişti.Şehirden mağaraya çıkartmamıştı.

Dünya hayatı geçicidir.İnsana verilen güzellikler,gençlik,sağlık v.b.nimetler belli bir zaman sonra gidiyor.Özellikle tekniğin/filmlerin geliştiği günümüzde bu durumu fark etmek daha da kolaydır. Yıllar önce çekilen filimler de genç,yakışıklı ve güzel oyuncuların bu günkü hallerine baktığımızda o güzelliklerinden eser kalmadığını görmekteyiz.Nitekim yaşlılarımız, eski günlerinde ne kadar güçlü ve kuvvetli olduklarını,dolu bir çuvalı nasıl sırtlarında zorlanmadan taşıdıklarını bugün ise boş bir çuval gibi ayakta duramadıklarını anlatırken duygulanırlar.

Yaşlılarımızı duygulandıran bu manzarayı bakın Kur'an ne güzel ifade ediyor:" Allah, sizi güçsüz olarak yaratan, sonra güçsüzlüğün ardından bir güç veren, sonra gücün ardından bir güçsüzlük ve yaşlılık verendir. O, dilediğini yaratır. O, hakkıyla bilendir,

hakkıyla kudret sahibidir."(Rum,54).

Büyüklerimiz derler ki,Dünya bir köpüktür.Köpükler asıl olan şeylerin üstünde olurlar.Örneğin, ayranın köpüğü ayranın üstünde olur.Köpük suni ayran ise gerçektir,asıldır.İşte bunun gibi Dünya köpüktür, altındaki asıl ise Ahirettir.

Bir menkibede şöyle anlatılır:Yolculardan biri çantasıyla bir alimin evini ziyaret eder.Alimin evinin sadeliği yolcunun dikkatini çeker ve aralarında şöyle bir konuşma geçer.Yolcu der ki:

-"Hocam!Neden evinizde çok eşyanız yok?" Alim de benzer soruyu yolcuya sorar:

-"Senin niye yanında çantandan başka eşyan yok?" Yolcu der ki:

-"Ama Hocam ben yolcuyum."Bunun üzerine alim şöyle der:

-"Evladım biz neyiz? Bizde yolcu değilmiyiz?".

Dünya hayatı yaşanırken güzeldir.Ancak hayatın tadını kaçıran bir gerçek var.Ölüm.

Onun için hayatın tadını kaçıran, insanı ailesinden,sevdiklerinden,evinden,arabasından ayıran bir ölüm gerçeği vardır.Nerede ne zaman geleceği belli olmayan bir gerçek.

Ölüm üzerine çok sözler söylenmiş,yazılar ve şiirler yazılmıştır.Hepside duygu ve anlam yüklü sözlerdir.Örneğin Hacı Bektaş-ı Veli şöyle der:

-Malım,mülküm,servetim,hepsi evde kaldı.

-Oğlum,kızım,akrabam,geçtiğim yolda kaldı.

-Dostlarımdan birisi,benden hiç ayrılmadı.

-Allah için yaptığım iyilikler bende kaldı.

Yunus Emre (ra) hazretleri de şöyle der:

-Yalancı dünyaya konup göçenler.Ne söylerler,ne bir haber verirler.

-Üzerinde,türlü otlar bitenler.Ne söylerler ne bir haber verirler.

-Kimisinin üstünde biter otlar.Kiminin başında sıra serviler.

-Kimi masum,kimi güzel yiğitler. Ne söylerler ne bir haber verirler.

Bazen insan merak eder.Acaba ahiretteki derecem,yerim nasıldır? diye.İşte bunun cevabını da Ataullah İskenderi (ra) veriyor:

-"Bu dünyada Allah'a ne kadar yakın isen ahirette de o kadar yakın olacaksın".