İnegöl'ün her bir değerinin bu kadim şehre yansımalarını bu köşeden siz değerli okurlarımıza dile getirirken, hep içimi sızlatan, hep içimi burkan bir olayı da sizlerle paylaşmak istiyorum. Yok edilen, hafızamızdan zorla silinen bir yapıdan bahsedeceğim sizlere. Keşke günümüzde ayakta olsaydı dedirten bu yapı II.Abdülhamid'in İnegöl'e armağanı idi.

İNEGÖL'E DEĞER VEREN SULTANII.ABDÜLHAMİD

Osmanlı Devletinin en buhranlı yıllarında Doğu'nun bilgi ve ferasetini batının akıl yapısı ve bilimi ile harmanlayarak eğitim ve kültür alanında yaptıklarıyla bir ülkenin ayağa kalkması için mücadele veren II.Abdülhamid, İnegöl'e çok değer verdi. İshakpaşa Külliyesi ve Cuma Camiini onartırken, Kapalı Çarşıyı(Bedesten)İnegöl'e kazandırırken kuruluş topraklarına sahiplenen bir hükümdar portresi çiziyordu ulu hakan. II.Abdülhamid'in İnegöl halkına hizmet için yaptırılmasına öncülük ettiği bir yapı var ki insanın içini sızlatıyor, geçmişe sahiplenememenin burukluğunu yaşatıyor bizlere. İşte sizlere bahsedeceğim bu tarihi mekan bir zamanların Memleket Hastanesi...

MEMLEKET HASTANESİ 1904 YILINDA HİZMET VERMEYE BAŞLAMIŞ

İnegöl'ün tam donanımlı ilk hastanesinin temeli, 1903 yılında dönemin Belediye Başkanı Osman Bey öncülüğünde atılmıştır. 1904 yılında Memleket Hastanesi adıyla hizmet vermeye başlamıştır. Bu ilk hastanemiz, o günkü kayıtlara göre 25 yatak kapasiteli bir sağlık ünitesi niteliğinde... Hastanemizin o günkü kadrosu ise, Operatör Dr. olan bir başhekim, bir katip, bir hastabakıcı, bir pansumancı, 4 hademe ve bir aşçıdan ibaret.

YAŞATILACAĞINA YOK EDİLEN BİR DEĞER

Sonradan Devlet Hastanesi adını alacak 25 yataklı bu yapı, uzun yıllar kentin tek sağlık kuruluşu olarak varlığını sürdürmüştür. 1960'lara gelindiğinde, artan nüfus ve gelişen sağlık teknolojileri nedeniyle yetersiz kalan bu hastanenin yerine 1965 yılında 50 yataklı yeni bir hastane yapılmıştır. Bu tarihten sonra kendi kaderine terk edilen bu yapı maalesef 1980'lerin başında yıkılmıştır. Fotoğraflarına baktığımızda beni kendine defalarca aşık eden, her haliyle bu şehrin bir değeri olan bu güzelim yapıyı maalesef yaşatacağımıza o dönemin yönetim erklerinin almış olduğu kararla yok edilmiştir.

KAYMAKAMLIK BİNASININ OLDUĞU YERDE YÜKSELİYORDU BİR ZAMANLAR

Gelelim İnegöl'ün en önemli değerlerinden biri olan bu yapının nerede olduğuna... Sıkı durun söylüyorum... Şuan benim hiç ama hiç beğenmediğim acilen yenilenmesi veya farklı bir alanda hizmet vermesini umut ettiğim Kaymakamlık binasının olduğu yerde işte bu güzelim memleket hastanesi vardı. Sultan II.Abdülhamid döneminde Belediye Başkanı Osman Bey'in İnegöl'e kazandırdığı bu yapıdan şimdi eser yok. Kaymakamlık binasına bir bakın, birde memleket hastanesinin fotoğrafına... İkisi arasındaki farkı söylemeye gerek yok.

EN KOLAY ÇÖZÜM YIKMAK

İnsan hayrete düşüyor, öfkeyle karışık bu güzelim yapıya nasıl kıyıldı diyor insan. İnanılacak gibi değil gerçekten. Tamam ihtiyaca cevap mı vermiyor başka hastane mi gerekli, bunun için bu güzelim yapıyı yok etmek mi lazımdı. Yaşatmak zor tabi ki en kolay çözüm yıkmak. İnegöllü büyüklerimizin her birinin anılarının olduğu eski hastanemiz maalesef artık yok. Geleceğimizi emanet edeceğimiz çocuklarımız ve gençlerimiz kaymakamlık binasının önünden geçerken bundan sonra şöyle bir başlarını kaldırdıklarında memleket hastanesini zihinlerinde canlandırırlarsa ne mutlu bizlere.

GEÇMİŞİMİZ YOK OLUYOR

İnegöl'ün en büyük sıkıntısı somut kültürel değerlerimizin azlığı. Şehirde şöyle bir gezerken İshakpaşa Külliyesi ve çarşı civarı dışında göze çarpan geçmişe ait yapılarla karşılaşamıyoruz. İnegöl'ün çok eski bir tarihi olduğunu söylüyoruz ama bu söylemler hep lafta kalıyor. İnegöl'ü İnegöl yapan eski evleri yok ettik. Sokaklarda çocuklar oynarken kana kana içtikleri, bizlerin ise dışarda yürürken bir mola verip soluklandığımızda musluklarından yudumlandığımız çeşmeler yok artık. O eski Arnavut kaldırımlı yollar nerede. Ihlamur kokulu sokak ve caddelerimiz nerede. Bizi geçmişe bağlayacak somut veriler ortaya koyamıyoruz artık.

BİZLER YENİLENMEYİ YANLIŞ ANLADIK

Maalesef bizler yenilenmeyi yanlış anladık. Zihinlerimizi yenilemek gerekirken, bizler geçmişimizle olan bağları yapaylaştırarak gündelik hayatlarımızı tanınmayacak bir hale getirdik. Gönülden geçmişe bağlanmalıyız. Lafta, sözde kalacak hareketlerden kaçınmalıyız. İnegöl'ü geleceğe taşımak istiyorsak önceliğimiz bu olmalı. Şehir tasavvuru için bu olmazsa olmaz.

Tarihe dokunmak ve onu hissetmek dileğiyle, kalın sağlıcakla...