Bu haftaki Dipsizgöl kıraathane sohbetimize tırapa yanındaki İncili Çavuş'un kahveden devam ediyoruz. Köy hayatının yoğun iş temposuna rağmen neredeyse köyün tamamı gelmiş, komşu köylerden gelenlerin dışında kasabadan gelenlerle adeta mahşer kalabalığı toplanmıştır. Çaylar, kalabalıktan dolayı sohbet sonuna kalmıştır. Derken televizyon kapatılmış, muabbet ortamı hazırlanmış ve İncili Çavuş sohbete başlamıştır:

'' Bu kıraathane sohbetlerimizi hayat tecrübelerimizi yeni nesillere aktarmak amacıyla yapmaktayız. Gayemiz insanların karşılaştığı problemleri daha çabuk ve daha mantıklı halledebilmelerini sağlamaktır.
Bu vesileyle 10 yıldır gazete bayiliği yapmakta olan bizim torun da bu sohbetlerimizi müsade alarak gazetede yazmakta ve daha çok insana ulaşmamızı sağlamakta. Bi nebze insanların dertlerine çareler bulabildiysek ne mutlu bizlere.

1984 yılından günümüze yerel seçimlerde İnegöl, diye kitap hazırlık çalışması yapan ve bu çalışmaların, afiş ve reklam işlerini yapan toruna, önümüzdeki seçimlerde İnegöl'ün durumunu sordum. Dedi ki: ''Dedem öncelikle en çok satılan gazete posta gazetesi. Lakin düşünceme göre, Sözcü,Aydınlık,Yeni Asya,Ortadoğu,Yeni Akit,Milli Gazete,Yeniçağ,Yeni Şafak,Birgün,Diriliş, Cumhuriyet Ve Türkgün gibi gazetelerin tirajları Posta gazetesinden daha fazla olur. İşte o zaman insanlar düşünmeye ve sorgulamıya başlayacağından hem İnegöl'de hemi de ülkemizde bir şeyler değişmeye başlayacaktır.

Rabbimizin bizlere ilk emri: "oku, seni yaradan Rabbinin adıyla oku." olmasına rağmen bizler okumadığımızdan sorgulama ve kıyaslama yapamıyor, bu vesileyle yaklaşık 400 yıldır af edersiniz inek gibi sağılmaktayız. Acil okumıya başlayıp her şeyi sorgulamalıyız. Kurtuluş Savaşında manda yönetimini kabul etmememize rağmen, bu gün neden Amerika'nın sözünden çıkamadığımızı. Küçük Amerika olacaz diye Amerika karşıtı politika yapanların iktidara neden gelemediğini. yoksa sonradan Amerikan mandasını mı kabul ettiğimizi. 40 yıldır ülkemizde devam eden terörün bir milyon güvenlik gücüne sahip olmamıza rağmen neden bitirilmediğini.

Doğuda 90 bin elektirik sayacının neden okunamadığını.
doğudaki Müslüman Kürt kardeşlerimizin elektirik hırsızlıklarını kayıp kaçak adıyla neden bizim ödediğimizi. Çocukluğumuzda dünyada kendi kendimize yeten 7 ülkeden biri olmamıza rağmen şimdiki durumumuzu.
Yol yaptık diyenlere yapılan yollara kaç para ödediklerini. Ülkemizin gıda ihtiyacına göre ve zaruri yaşamsal ihtiyaçlarına göre neden üretim planlaması yapılmadığını.

Ya taraf olursunuz ya bertaraf demenin bölücülük olup olmadığını. Sıkıştığında çekmecedeki 3 mektubu okuyan sadrazamı ve mektupta ne yazdığını. işimize gelen mahkeme kararlarına saygılı.İşimize gelmiyenleri tanımadığımızı. İstiklal marşı okunurken ayağa kalkmıyan millet vekillerini. Fiyat istikrarı ayağına her bir bokun ithal edildiğini. Amma bize çok daha pahalıya mal olan millet vekillerinin ithal edilip edilemiyeceğini.

"Türküm doğruyum" diye andımızı okuyan kardeşlerimizin, andımızı okumak istemiyen elektirik hırsızlıklarını neden ödemek zorunda olduğumuzu. (DEVAM EDECEK)