Biz nasıl böyle olduk? Nasıl da insan olmaktan çıktık? Ne adamlarımız adam,ne kadınlarımız kadın, Ne kızlarımız kız, ne oğlanlarımız oğlan, Ne yaşlımız yaşlı,ne gencimiz genç! Biz nasıl böyle olduk? Hangi tahammülsüzlük kavga kıvılcımı oldu? Bir korna sesi neyi fısıldadı da katil olduk. Hangi siyasi söylem kibir lambamızdan cin hortlattı da , Ufacık gördük karşıtlarımızı? Bize ne oldu da hepimiz dünyayı kurtaran adam oluverdik? Daha kendimizi bile kurtaramamışken.. Gençlerimiz nasıl böyle oldu? Görmezden geldiği ihtiyara yer vermezken otobüste, Nasıl da unuttular her geçen gün yaşlandıklarını.. Kendilerinden yaşça büyüklerine bağırarak, Hadsizce konuşmayı ne oldu da marifet saydılar.. Bir diploma almayı, cennetin anahtarı nasıl saydılar.. Ağaç yaş iken hangi deli sidiği ile sulandılar Kim ne içirdi bunlara ki özgüven patlaması yaşıyorlar.. Ne oldu da ne yaşlıya itibarları var, ne öğretmene,hocaya, Ne anaya ne babaya,ne kitaba ne de imama? Yaşlılarımız nasıl böyle oldu? Kendilerinden yaşça küçüklere bir şeyler veremez olmuş, İki lafı bir araya getirince dedikodudan başka konuşamaz olmuş, Gelenekten, ecdaddan bir şey veremez olmuş.. Ne oldu ki, ufak bir siyasi meselede hiç yumuşak davranmaz, Birden aslan kesilip ağzından çıkanı kulağı duymaz,Tüm cahilliği ile herkesi kendinden soğutur olmuş.. Ne olmuş hakikaten yaşlılarımıza? Camide çocuklara bağırmak da ne? Juri üyeleri gibi, lojada seçkinler gibi sandalyeler üzerinde namaz kılmak da nerden çıktı Ne çabuk da sahiplendiler? Yerde oturarak kılmak varken, bu dikilmiş kuyruk da kimin? Kadınlarımız ne oldu da böyle oldu? Makyaj ürünlerini necaset sayıp onunla namaz kılmayan ablalarımız nerede? Deve hörgücü halinden aslandan kaçar gibi kaçanlar nerde türbanın.. Nerede vücud hatlarını belli etmeyen elbiseler giyen kızlarımız.. Tarikat toplantılarını hüşu ile ihya eden ablalarımız, Çekilen zikirleri Hak için yapan, gösterişten sakınanlarımız, Evde yaşlısına sırf Allah rızası için bakan yengelerimiz, Onu dedikodu sofralarına meze yapmaktan ateşten ürker gibi sakınan Bereketli ağızlarından hayır dua almayı kar sayanlarımız nerede? Ne oldu kadınlarımıza sahi, Semt pazarına çıkmaktan haya ederken Pazarcı ile pazarlık yapma derecesine getirilen bizim hangi yanımız? Bizim kadınımız değil miydi topuklu ayakkabıdan kaçan Şimdi ne oldu da, düğünde dernekte topuklu kibirlerin üzerinde yürür olmuşlar Hem de beş vakit camisini bırakmayan, iddialı laflar düzen “Derdim var” görüntüsü veren, imanına toz kondurtmayan beyinin yanında.. Kadınımıza ne oldu da adamını takmaz oldu Beyine saygısı çocuğuna olduğu kadarki kadar bile kalmadı.. Kadınımız neyin kafasını yaşıyor ki patates çuvalı kadar olmuş kafaları O türbanın içinde ne taşıyorlar merak edilmiyor değil.. Kendini beğendirme dürtüsü nedir ki o kafayı o kadar büyüttürebiliyor, O kafaya ne sarıyorlar kimbilir(!) Ne oldu da adamlarımız böyle oldu.. Helal lokmanın kılını kırk yaran kaslı adamlarımız Ne oldu da haram lokmanın cılızları oldu.. Haram lokmanın efsununa direnemedi de rüzgarına kapılıp gitti.. Ne oldu adamımıza ki, okumalarını Cuma akşamlarına bıraktı Sürekliliğini yitirdi nasihat almaları,işitmeleri Onun yerine pahalı adamlarla, lüks restaurantlarda yemek yemek marifet sayıldı.. Oysa marifet deyince akla gelen başkaydı.. Adamlarımız önceden kapısına gelene zekatını verirdi, Ne oldu da sadece akıl verir oldular.. Çocukları işinden önce gelirdi,geleceğiydi ümmetin onlar Ne oldu da fabrikasının geleceği oluverdiler.. Karısına ilgisini akşam evine gidince hoş sohbetiyle gösterirdi adamlarımız, Ne oldu da altlarına araba çekip onları da kibir illetinin uşağı yapmayı ilgi-alaka saydılar.. Önceleri yanlarında taşırken hanımını onu bir vitrin gibi taşımazdı, gizler saklardı Ne oldu da şimdi gökkuşağı gibi rengarenk yanlarında taşır oldu Düğün dernekte topuklu ayakkabılar,makyaj, açık saçık giyinmeler caiz mi oldu? Nerde kaldı o afili söylemler? Kahvelerde, dost sohbetlerinde, delikanlı konuşmalar nerde kaldı? Bir kadına laf dinletemeyen delikanlılar(!) Kendini daha ikna edememiş idealistler(!) Ebucehil karpuzları.. Ne tadınız tat, ne renginiz renk, ne varlığınız varlık. Olmasanız daha iyiydi.. Biz ne oldu da bu hale geldik? Cinnet halindeyiz, evlat anasın,anası evladını pekala kesebilmekte.. Bu nasıl normalleşmektir böyle, tepkimiz eksilerde.. Değerlerimiz bir bir tükenirken bir delik de biz açmaktayız tekneye Hakikaten bize ne oldu böyle? Hümanizme fazla mı kaptırdık kendimizi Ya da para,makam bozdu mu bizi Tazyikli mi geldi gelince, dengeleyemedik mi? Derhal silkinmeliyiz.. Nefsimizi derhal terbiye etmeliyiz.. Elimize,dilimize,belimize sahip çıkmalı, sabretmeyi öğrenmeliyiz.. Çocuklarımıza sahip çıkmalı, onlara örnek olmak için çabalamalıyız.. Dünyayı bir amaç olmaktan çıkarırken araç olarak kullanılacakların standartlarını da belirlemeliyiz.. Her şeyden önce vicdanımızı dinlemeyi öğrenmeliyiz.. Nasihat almayı bilmeli, öyle hemen öfkelenmemeliyiz.. Atalarımız ne güzel söylemiş “Dost acı söyler” vesselam..