Hamd alemlerin Rabbi olan Allah cc.'ya mahsustur. Salat ve Selam, Hz. Muhammed (sav)'e, temiz Ehl-i Beytine, O'nun Ashabına ve Cehennemin ateşinden kendini koruyan tüm mücahid / mücahidelerin üzerine olsun.

Lam-ı Akıbe İhtimali

ifadesinin başındaki lam, netice bildiren "lam-ı akibef´dir. Çünkü, putlara tapmak dalalete götüren bir sebeptir. Bunun key (için) manasında bir lam olması da muhtemeldir. O zaman ifade, "Başkalarını saptırmak için, putlar edinen kimseler" manasında olur. Bu Kelime damme ile yudillu şeklinde okunduğunda, işte bu iki manaya da muhtemeldir; ama nasb ile okunduğundaysa, sadece "akibet lamı" manasını ifade eder.

Buna göre onlar, sadece kendileri sapmak istemişlerdir. Lam-ı akibet hakkındaki sözün hakikati şudur: Bir şeyden kastedilen husus, ancak o işin en son safhasında hasıl oiur. Nitekim, "Önce düşünce, sonra ise tatbikat ve iş" denilir. İşin sonunda hasıl olan her şey, bu manada, murad edilen şeye benzemiş olur. Benzerlik, mecazi ifade kullanılmasını yerinde ve uygun kılan durumlardan biridir. İşte bundan dolayı akibeti ifade için lamın kullanılması güzel olmuştur.

Tehdit İfade Eden Emir

Allah Teala onların çirkin fiillerinden üç çeşidini anlatınca "De ki: "(Şimdilik) faydalanın! Çünkü, dönüşünüz muhakkak ki ateşedir" buyurmuştur. Bundan maksacl şudur: Dünyada kafirin durumu nasıl olursa olsun, ahirette başına gelecek ikaba nisbetle, bu bir faydalanma ve bir nimettir.

İşte bundan dolayı Cenab-ı Hak, "De ki: "(Şimdilik) faydalanın" buyurmuştur. Bir de bu hitab, Allah Teala´nın, nimeti küfürle değiştirdiklerini haber verdiği kimselere yöneliktir. Onlar bu dünyada Dirçok nimet içindeydiler. Binaenaleyh, "(Şimdilik) faydalanın. Çünkü, dönüşünüz muhakkak ki ateşedir" denilmesi uygun olmuştur. Bu emre, "emr-i tehdit" denilir. Bunun bir benzeri de, "Siz dilediğinizi yapın" (Fusaiiet, 4o» ve: "De ki:"Küfrünle biraz eğlenedur. Çünkü sen muhakkak ateş ehlindensin" (Zümer. 8) ayetidir. (2)

Bu mübarek ayetler, kafirlerin pek çirkin vasıflarını, başkaları hakkında da ne kadar zararlı bulunduklarını bildiriyor. O müşrikçe hareketleri ve başkalarını da saptırmaya çalışmış olmaları sebebiyle nihayet cehenneme atılacaklarını ihtar buyurmaktadır.

Şöyle ki: Ey Resulüm!. O kafirlerin hallerine bakmadın mı?. Onların halleri ne kadar hayret edilecek bir alçaklıktır? (Allah'ın nimetine nankörlükle karşılık verenleri) Cenab-ı Hak'kın kendilerine verdiği nimetlere şükr edecekleri yerde o şükre karşılık nankörce bir vaziyet alanların ve özellikle son peygamber Hz. Muhammed gibi yüce bir nimetin kadrini bilmeyip onu inkara cür'et edenlerin o alçakça hareketlerine bakmadın mı? (Ve kavimlerini helak yurduna sevkeyleyenleri) kendi kafirce sözleriyle, saptırıcı hareketleriyle kendi cemiyetlerinin fertlerini küfür ve şirke teşvik edip duranları (görmedin mi?) elbette onların o hayret verici hallerini sen de bilmektesin.

Evet.. O kafirler, kendi kavimlerini (cehenneme) sevkederler. Onlar (oraya) o cehenneme (gireceklerdir.) Dünyada bir müddet yaşasalar da nihayet gidecekleri yer cehennemden başkası değildir. Küfrün neticesi böyle ebedi bir azaba tutulmaktan ibarettir, (o) cehennem (ne kötü) bir (karargah) dır. O kafirler orada sürekli olarak azap görüp duracaklardır.

(Ve) onlar, öyle kafirlerdir ki, kendi batıl itikatlarıma (Allah için ortaklar koştular) o birliğinde ortak ve benzerden uzak olduğunda şüphe edilemiyecek olan alemin yaratıcısına bir takım putları, yaratılmış şeyleri ortak tanıdılar, onlara mabutluk vasfını verip tapındılar böyle cahilce ve aldatıcı bir iddi'aya, bir harekete cür'et gösterdiler (onun yolundan) o Kerem sahibinin hidayet yolu olan İslam dininden, o tevhid dininden kendi kavimlerini (saptırmak için) öyle saptırmaya, aldatmaya çalışıp durdular. Yüce Resulüm! O kafirlere (de ki:) Dünya varlığiyle bir müddet (faidelenin) istifade ediniz, nefsani ve şehvani zevklerine dalınız, nimete karşı nankörlükte bulununuz, bu geçici, gayrı meşru istifade sizi gelecek felaketten asla kurta-ramıyacaktır. Çünkü (sonra muhakkak ki) sizin (dönüp gideceğiniz yer, ateştir) hepiniz de ey kafirler!. Ahirette cehennem ateşine atılacaksınız, orada ebediyen yanıp kalacaksınızdır. Ne muazzam bir ilahi tehdit!. Ne müthiş bir akıbet!.. "Bu ayet-i kerime, Mekke'i Mükerreme'de bulunup Resül-i Ekrem'in risaletini tasdik etmemiş olan kafirler hakkında nazil olmuştur. Maamafih hükmü bütün kafirleri içine almaktadır. Bunların başlıca üç nev'i çirkin vasfı beyan buyurulmaktadır. Birincisi: İmanı küfürle değiştirmeleridir. İkincisi: Kendi kavimlerini de küfre şevke d erek cehenneme götürmeleridir. Üçüncüsü de: Bir takım m ah I u katı Cenab-ı H ak'ka ortak t an im al an d ir. Sözün özü: Allah T e ala Hazretlerinin verdiği nimetlerin değerini bilmeyen, İslamiyet e aykırı hareketlerde bulunan, başkalarını da dini terbiyeden mahrum bırakmağa çalışan, teşvik eyliyen kimseler, dünyada ne kadar bir varlığa sahip olsalar da bu fanidir, ehemmiyetsizdir, akıbeti pek korkunçtur, sonsuz bir ilahi azaptan başka bir şey değildir. Asıl selamet ve saadet ise Islamiyetle mümkündür.(3)

(2)- Tefsiri Kebir Fahrettin Razi

(3)- Kuranı Kerim Türkçe Meali Şerifi ve Tefsiri Ömer Nasuhi Bilmen