Aşağıballık Köyü, İnegöl'ün güneydoğusunda ve Domaniç dağları ile Ahi Dağı'nın yekdiğerine yaklaştığı mahalde yükselen bir plato üzerinde yer almıştır. İnegöl'ün güneydoğusunda ve Domaniç-İnegöl bağlantı yolunun bir kilometre doğusunda bulunur. İnegöl şehir merkezine uzaklığı 15 kilometredir. Söz konusu platonun bir tarafından Mezit Deresi akarken diğer tarafından da Çepel ve Oylat derelerinin oluşturduğu Çamlık Deresi akar.

Ancak, hem Aşağıballık hem de Yukarıballık köylerinin konuşlandığı bu plato, topoğrafik yapısı nedeniyle sakinlerini her iki akarsudan da mahrum bırakmıştır. Köyün konuşlandığı arazi, ormandan açılarak elde edilmiştir. Erozyona açık bir nitelik arzetmektedir. Derin vadiler ile yekdiğerinden ayrılmıştır. Bitki örtüsü, baltalık adı verilen meşeliklerdir. Su kaynakları bakımından çok fakirdir. Sadece bazı yörelerde pınar tabir edilen yüzeysel su kaynakları vardır. Bu nedenle halkın geçim kaynağı, kuru tarım ve ziraattır.Az miktarda hayvancılık da yapılır. Yakın çevresinde Yukarıballık, Gündüzlü/Mızal, Hamamlı ve Çitli köyleri yer alır.

Köy halkı, Balkan kökenli muhacirlerden oluşmuştur. Genellikle Bulgaristan'ın Şumnu ve Osman Pazarı yöresinden gelmişlerdir. Halk arasında 93 Muharebesi olarak bilinen 1876-1877 Türk- Rus Savaşı'ndan sonra Anadolu'ya topluca yapılan göç sırasında İnegöl yöresine gelinmiş ve devletçe bugünkü yöreye iskan edilmişlerdir. Bilindiği üzere 93 Muharebesi diye bilinen bu savaş sonrasında bir milyonu aşkın ırktaşımız ve dindaşımız, bulundukları yörelerden göç etmek mecburiyetinde kalmışlardır.

İşte bu yıllarda ve bu atmosfer içinde Bulgaristan'ın Şumlu İli'ne bağlı Osman Pazarı İlçesi muhacirlerinden bir gurup göçmen, devletçe Aşağıballık yöresine yerleştirilmiş ve bu yolla Aşağıballık Köyü, kurulmuştur. Şüphesiz, göçmenler, geldikleri yörenin coğrafi şartlarına benzer yerleri tercih eylemişlerdir.

Aşağıballık Köyü, doğduğum ve de çocukluk dönemimi yaşadığım bir köydür. 12 yaşına kadar hayatım bu köyde geçmiştir. Mensubu bulunduğum Akakuş ve Beyhan aileleri, köyün kurucu aileleri durumundadır. Köy, 1885 yılı sonrasında kurulmuştur. Hatırlanacağı üzere bütün göçmen köylerinin iskan edildiği alanlar, ya eski bir mezraadır veya eski bir çiftliktir. Nadiren yaylalar da yerleşim alanı olarak iskana açılmıştır. Ancak; yerleşim alanlarının hepsi, stratejik noktaları teşkil etmektedir. Söz gelimi, Aşağıballık Köyü, Domaniç ve Mızal Derbent'lerini aşarak İnegöl'e gelen yürük yollarının üzerinde kurulmuştur. Nirengi noktası olarak Tahtaköprü-Yeldeğirmen Tepesi'ni ele alırsak buradan itibaren; Hacıkara Acıgöller, Dikilitaş, Hacıkoru, Taşdere ve Kocaköprü güzergahını izleyen bir yörük yolu, İnegöl Ovası'na iner ve Orta Köy Kervansarayı'na ulaşır.

Bir diğer yörük yolu da Yeldeğirmen Tepe, Gölcük Tepe, Akkaya ve Çitli Maden Suyu güzergahını izleyerek Kınık Köyü üzerinden Kurşunlu Kervansarayı'na bağlanır. Kervansarayların bulunduğu bu noktalardan itibaren İnegöl veya Bilecik yolu Domaniç'lilere açılmış olur. Yeldeğirmen Tepe'den itibaren kısmen birbirine paralel kuzeybatıya doğru yönelen bu iki yoldan birincisi, Taşdere mevkiinden itibaren ikiye ayrılır:

Bunlardan bir kol, Kocaköprü/Hamamlı Köprüsü üzerinden Orta Köy'e giderken, diğer bir kol da Aşağıballık Köy Mezarlığı'nın sol tarafından geçen sırt yolu izleyerek Hamamlı Çam Korusu'na ve Çandır Köprüsü'ne ulaşır.İşte bütün bu yürük yolları, İnegölDeydinler-Alibey Köy-Çandır Köprüsü-Çitli Maden Suyu ve Kınık Köyü istikametinde uzayan "su kesim cizgisi"ni izleyerek Kurşunlu'ya ulaşan ana yola bağlanır.