Başlığı görüp de "Bu adam delirdi mi?" diyebilirsiniz.

Dinimizin ve devletimizin en kutsal sayıp hemen her fırsatta bizleri evliliğe ve aile olmaya teşvik ettiği düşünüldüğünde elbetteki çılgınca bi' fikir gibi gelebilir.

Lakin siz de benim okuduğum haberi okumuş olsaydınız benimle aynı fikirde oluverirdiniz.

Pekü, ne idi bu haber derseniz:

"Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, işsiz ve herhangi bir geliri olmayan erkeğin, boşanma davasında tam kusurlu bulunan çalışan eşine tedbir nafakası ödemesi gerektiğine hükmetti."

Şair burada ne demek istemiş:

-Bir kere evlendin mi kardeşim, sebep her ne olursa olsun sen ömür boyu bu kadına gelirinin bir kısmını ödemeye mahkumsun.

Senin işsiz olman, herhangi bir gelirinin olmaması umurumuzda değil. Ne yap et o parayı bul. Sen aç gez ama o parayı bul!

-E iş bulamıyorum ve param da yok. Ne olacak şimdi???

-O zaman seni en az üç ay hapse atacağız.

Şu anki mevcut sistemde maalesef durum bu kadar içler acısı.

Yanlış okumadınız.

Abartı filan yok.

Mevcut kanunlarımıza göre bir çok erkeğin durumu bundan ibaret.

Tamam; Kabul, maddi durumu yerinde olduğu halde bu durumu istismar eden bir çok vaka olmadı değil amma sen devlet olarak sap ile samanı ayıramayacak durumda değilsin ki.

Kimin gerçekten mağdur yada zulmeden taraf olduğunu ayıramıyorsan böyle bir hükmü nasıl verebilirsin.

Bundan yıllar önce, idam cezasının uygulandığı dönemlerde hakimlere verdikleri kararın sonuçlarını görmeleri için infazı seyretmeleri salık verilirmiş.

Aynı şekilde kanun koyucuların da toplumun genelini ilgilendirecek nitelikteki kararlarda empati yapabilmeleri ve verdiklerinde hükmün sonuçlarını gözlemleyebilmeleri için fırsat verelim.

Mesela 6 ay boyunca aylık almasın o vekilimiz.

Cebinde de bir kuruş para olmadan:

-Git o parayı nereden bulursan bul!. Eğer bulamazsan seni sorgusuz sualsiz hapse atarım.

Diyelim bakalım.

Ortalıkta vekil mekil kalacak mı?

Tebükü de kalmaz.

Çözüm nedir pekü derseniz.

İşsiz olan tarafın bir işe girip düzenli bir geliri oluncaya dek bu nafakanın devlet tarafından karşılanması.

E bu bireyi tembelliğe itmez mi? derseniz; Aynı kişiden her ay en az 5 iş başvurusu yapmasını istersiniz.

Yani adam işe girmek için çabalıyor, ancak işe giremiyorsa bu ödemeyi gerçekleştirin.

Ağalar;

Bu kanunları koyan her kimlerse kadını koruyalım derken erkeğe ağız zulüm ediyorlar.

Bu şekilde devam ederse toplum kaosa sürüklenir.

Mapus damları gerçek kader mahkumları erkekler ile dolup taşarken; Dışarıda ömrünün sonuna kadar haksız kazanç sağlayıp yaşayan ve nafaka kesilmesin diye asla evlenmeyen kadınlarla dolup taşar.

Ve bunun hesabını ne bu dünyada ne de ahirette veremezsiniz.