Millet olarak zor bir hafta geçirdik.

İki senedir gündemimizi meşgul eden "papaz" hadisesi hiçte memnun olmadığımız bir şekilde sonuçlandı. Öncelikle şunu belirtmek isterim ki devletler arasında kamuoyu tarafından makul karşılanmayacak anlaşmalar olabilir.

Bir amaç için bir araçtan vazgeçilebilir. Rahatsız edici ama mecburi işler yapılabilir. Bizim kayıp gibi gördüğümüz hususlarda bilinmeyen kazançlar elde edilebilir. Zaten bu düşünce tarzı birçok olaya karşı dayanma gücümüzü de belirler.

Sizin inanç sisteminize elde edilen sonuç uygun mu? Bunlar ayrı bir tartışma konusu.

Bugüne kadar böyle konular için çok az fikir beyan etmişliğim vardır.

Böyle olaylarda asıl kabul edemediğim koskoca bir milleti aldatma çalışmasıdır.

Asıl dayanamadığım yalakaların her yanlışı tevil etme çabasıdır.

Hatta yanlışı yapandan ziyade yanlışı tevil etmeye çalışanadır kızgınlığım. Asıl onlar yüzünden cesaret geliyor millete masal anlatanlara.

Asıl onlar yüzünden masalcıların anlattıkları masal bayatlarsa yeni masal anlatabiliyorlar. İyi insanların görevi masalcıya da tevilciye de dur diyebilmektir.

Yanlıştan doğruya davet etmektir. Dostluk, kardeşlik, yoldaşlık bunu gerektirir.

Devlet adamlığı, idareci, yönetici dediğiniz zaman anlaşılması gereken bir işin sonunu düşünebilme yeteneği olmalıdır.

Yoksa gündelik değişimlerin peşine takılarak alınacak tüm kararlar sonunda muhatabını mahcubiyete sürükler. Akıl, en başta tüm şartları tahlil ederek varılacak noktaya ulaşabilmektir.

İnegöl ölçeğinde konuyu ele aldığımızda da farklı bir noktaya varamadığımızı gördüğümüz gibi varamayacağımızı da biliyoruz.

Israrla uygulanan yeni belediye binası yeri bir tarafa yapılmasının sakıncalarına rağmen karşımıza dikilen İnegöl Devlet Hastanesi, şehrin yoğunluğunu taşıyamayacağı aşikar olmasına rağmen yapılan İnegöl Avm, sıkıntılı bir yerden sıkıntılı başka bir yere taşınan perşembe pazarı, çok daha uygun yerler varken aynı yere inşa edilen otogar ilk anda sayılabilecek sorunlu konular olarak karşımıza çıkıyor.

Tüm bu tablodan anladığımız hem merkezi idarenin hem yerel idarenin işin başı ile sonu arasında bir iletişim sorunu yaşadığı gerçeği olmaktadır.

Hepsinden daha önemli gördüğüm ise önemli bir kitlenin yanlışa ısrarla yanlış demekten imtina etmesidir.

Bu şartlar altında hiçbir şeyin değişme ihtimali olmadığı gibi daha zorlu günlerin de habercisidir.

Velhasılı kelam.