10 yıl öncesine gidelim...

Aylardan Temmuz...

Yıl 2005...

07 Temmuz Perşembe günü İnegöl Belediye Meclisi toplanır.

İnegöl kamuoyu o gün, Belediye Meclisi'nden çıkacak bir kararı merakla beklemektedir.

O gün Belediye Meclisi'nin gündemine gelen önemli konu şudur: Kat izninin 3'e çıkması...

1999 yılında meydana gelen, Marmara Bölgesinde büyük bir yıkıma ve binlerce vatandaşımızın hayatına sebep olan deprem, İnegöl'ü de etkilemiştir.

Çok şükür İnegöl'de can kaybı yaşanmamıştır ancak İnegöl'ün deprem riski altında olduğu gerçeği hatırlanmıştır.

Deprem sonrası bir takım önlemler alınmış, kat izni 2 katla sınırlandırılmıştır.

Bu sınır, İnegöl'de inşaatları durdurmuş, inşaat sektörünü bitme noktasına getirmiştir.

Depremden 6 yıl sonra, İnegöl kamuoyunun önemli bir kısmı, kat izninin 3'e çıkarılmasını istemektedir.

2002 Genel seçimlerinde ve 2004 Belediye seçimlerinde, İnegöl'de siyasilerin ve vatandaşların bir numaralı konusu bu olmuştur. Kat sınırının arttırılması seçim vaatlerinin başında yer alır ve seçim beyannamelerine girer.

Zamanın İnşaatçılar Odası Başkanı Turgay Yel, Haritacılar Odası İnegöl temsilcisi Emrah Erim ve Keresteciler Odası Başkanı Fahrettin Baykan da kat izninin 3'e çıkarılması konusunu gündemde tutarlar.

Hatta ilgili oda başkanlarına göre, teknik olarak gerekli çalışmaların yapılması halinde İnegöl'de 3 kattan fazla sağlıklı yapıların yapılabilmesi de mümkündür.

Zemin etüdü ve statik hesaplar gibi teknik şartlar yerine getirildikten sonra, yataya doğru genişleme şansının kalmadığı İnegöl'de, dikeye doğru büyüme şart olmuştur.

7 Temmuz 2005'te, Belediye Meclisi Alinur Aktaş başkanlığında beklenen kararı alır.

Böylece bu tarihten itibaren dileyen, Belediye'den 3 kat ruhsat izni alabilir. Ruhsat izninin 2 kattan 3 kata çıkarılması ile birlikte, İnegöl'ün her köşesinde yeniden inşaatlar başlar.

İnşaat sektörünün canlanması, İnegöl ekonomisinin de canlanmasına yol açar. Müteahhitlik mesleği etkin hale gelir. Mahalle aralarındaki eski yapılar, atıl vaziyette duran araziler, kat karşılığı müteahhitlere verilir.

O tarihten itibaren, arsalar değer kazanır, konut sıkıntısı azalır.

Ancak, nüfusun yoğun bir şekilde artması ile bugün geldiğimiz noktada İnegöl'de konut sıkıntısı yeniden baş göstermiştir. Ev ve kira fiyatları da artmıştır.

İnegöl, daha doğrusu eski İnegöl, artık insanımıza dar geliyor. Merkezde yoğunlaşan insan ve araç trafiğinin, genele yayılması gerekiyor.

10 yıl içinde anlaşıldı ki; kat artışı pansuman tedbir olmaktan öteye gidememiştir. 3 kat yetmemiş, kamuoyu 4. Katı talep eder hale gelmiştir. Ancak Başkan Aktaş, 2005 yılında Meclis bu kararı alırken söylediği; " Kat artışını 3 katla sınırlandıracağız, ek kat konusu kesinlikle gündemimizde olmayacak" sözünün arkasında durmuş, 2010 yılı sonrası daha çok talep edilir hale gelen 4 kat için ruhsat vermemiştir.

Unutmayalım; Depreme dayanıklı binalar yapmadıkça risk altındayız. Çünkü Fay hattındayız ve zeminimiz kaygan bir yapıya sahip. Mevcut İnegöl dolmuştur. Burada kat sayısı artan binalar yaptıkça yaşam alanımızı daha da boğarız. Zaten sanayisi ile OSB'si ile bu şehri yeterince boğduk.

Tartışmasız, acil çok önemli bir husus vardır ki o da şudur: "İnegöl ovası korunmalıdır."

İnegöl içi yapılaşma ve kat artışı yerine başka çözümlere bakmalıyız. Çözümlerden biri şudur:

Aynı gün, 07 Temmuz 2005 tarihinde, önemli bir karar daha alınarak, Yeni İnegöl'ün kurulması için ilk adım atılmış ve Ova Eylem Planı uygulanmaya başlanmıştır.

Bu plan dahilinde yapılan çalışmalar sonucunda; bugün Karalar mevkiinde Yeni İnegöl ve Toki konut alanı var.

Bize göre Başkan Aktaş'ın İnegöl'ün geleceği açısından hayata geçirdiği projelerin başında burası gelmektedir.

Yine 2.OSB Mobilya İhtisas sanayi çok doğru bir arazide yapılmıştır.

Hal, Tahıl, Lastikçiler sitesi, kamyoncular garajı, çöplük alanı gibi yapıların şehir dışına çıkarılması, Çevre yolu ile yapılaşmaya sınır çekilmesi çok yerinde uygulamalardır.

Bu önemli konu, asfalt yaması vb tartışmalarının gölgesinde kalmamalı. Değeri gelecek yıllarda daha iyi anlaşılacaktır.