Müze Konferans salonunda gerçekleşen şiir ve duygu dolu geceye Belediye Başkan Vekili Ahmet Kara, Kent Konseyi Başkanı Haydar Cerrah'ın yanı sıra çok sayıda İnegöllü katıldı. Program, Nurullah Genç'in "Rüveyda" şiirini kendi fotoğrafları ile süsleyerek sunması ile başladı.

SANAT TAKLİT İLE OLUYOR

Daha sonra Genç, bizim dünyamızdan sanata, edebiyata ve şiire nasıl bakmalıyız? sorusuna cevap bulmaya çalışarak başladığı konuşmasında, "Yunan filozofları sanat için taklit etmek diyorlar. Sanat taklit ile oluyor. Çünkü aslını ortaya koymamız mümkün değil. Bu manada bu akşam perdeye yansıttığımız fotoğraflar da aslı kadar kıymetli olamaz. İnsanı konu alan hiçbir fotoğraf, insan kadar kıymetli olamaz. İşte biz insandan yola çıkarak, tabiattan yola çıkarak, sözden ve sesten yola çıkarak şiiri ve musikiyi oluşturuyoruz. Taklit dediğimiz bu. İşte külli iradenin sahibi ile cüzi iradenin sahibi arasındaki fark budur. Birisi her şeyi yaratan, her şeye sahip olan ve her şeyi yoktan var eden sıfatına sahip. Diğeri ise ondan alacağı kadarıyla ilgilenebilen, değerlendirebilen ve buradan hareketle sözü değiştirip şiir, sesi değiştirip musiki, görüntüyü değiştirip resim veya teknolojik vasıtalarla fotoğraf çekip ortaya bir ayna koymaya çalışan bir sanatkar diyebiliriz. Farkı görmemiz açısından bu son derece önemli" dedi.

HER BESTEKAR ITRİ OLAMIYOR

Fransız düşünür Moreno'nun Allah'ın sahip olduğu sonsuz yeteneklerini kısmen insanlara verdiğinden bahsederek devam ettiği sunumunda Genç; "Fransız düşünürün şöyle bir ifadesi de vardır. Siz yetenekli bir insanın yanına zıt egoları olan bir kişiyi koyarsanız o yeteneğin gelişmesine mani olursunuz. Yardımcı egolar koyacaksınız. Çünkü Allah kendi sonsuz yeteneğini insana cüzi olarak vermiştir. Allahtan aldığı o yeteneği bilgi ve tecrübe ile geliştirerek kullanır. Bu resim ile ortaya çıkar, şiir ve musiki ile ortaya çıkar. Ya da mimari ile ortaya çıkar. Onun için her mimar Mimar Sinan olamıyor. Her bestekar Itri olamıyor. Her şair Fuzuli veya Necip Fazıl olamıyor. Çünkü Allah herkese farklı farklı düzeylerde yetenek vermiştir. Sanatın köküne ve kaynağına baktığımızda bunu net biçimde görebiliyoruz" dedi.

BATI UYGARLIĞINI İYİ TAHLİL ETMELİYİZ

Medeniyetimizin temel çizgileri hakkında da konuşan Genç, "Değerler planında, doğru ve güzel olanı bilmek, yanlış ve çirkin olanı da bilmeye bağlıdır. Eşyanın zıddıyla kaim olduğu prensibinden hareketle iyi, ancak zıddı olan kötü bilindiği ve kötünün zararlı etkilerinden korunabildiği ölçüde anlaşılabilir ve yaşanabilir. Bizler kendi medeniyetimizin hangi değerler sistemi üzerine bina edildiğini idrak etmeli ve Batı Uygarlığını iyi tahlil etmeliyiz ki medeniyetimizin yeniden inşası mümkün olabilsin. Bu noktada bize ait olanla olmayanın ayrımı yapılmalıdır" dedi.

İzleyicilerden gelen yoğun istek üzerine Genç, Peygamber Efendimiz için yazdığı Yağmur şiiri ile izleyenleri mest etti. Ayrıca Genç, Erdem Beyazıt'ın 'Sana, Bana, Vatanıma ve Ülkemin İnsanlarına Dair' şiiri ile de programa katılanları başka diyarlara götürmeyi başardı. Programda izleyicilerle soru cevap kısmının ardından Nurullah Genç, kendi yaşamından kesitler sunarak renklendirdiği konuşmasında diğer şiirlerini de İnegöllülerle paylaştı.

AĞZINA VE YÜREĞİNE SAĞLIK

Nurullah Genç'in eşsiz sunumu ve seslendirdiği birbirinden güzel şiirleri paylaştığı program sonrası konuşan Belediye Başkan Vekili Ahmet Kara; "Öncelikle böyle güzel gecelerde böyle güzel insanlar ile bizleri buluşturduğu için Belediye Başkanımıza teşekkür ediyoruz. Bu güzel gece için de hocamın ağzına ve yüreğine sağlık. İnşallah Rabim bizleri böyle güzel geceler de yine buluşturur temennisiyle, saygılarımı sunuyorum" dedi.

Programın sonunda Belediye Başkan Vekili Ahmet Kara Nurullah Genç'e İnegöl'ü hatırlatacak bir çini takdim etti.

İnegöllü şair İhsan Deniz'i tanıyor musunuz? İnegöllü şair İhsan Deniz'i tanıyor musunuz?