Nasıl belediye başkanı olabilirim? Adım adım belediye başkanı olmanın yolları Nasıl belediye başkanı olabilirim? Adım adım belediye başkanı olmanın yolları
Ahmet Taştan'ın köşe yazısı: Geçen gün bir öğretmen arkadaşım “hadi, çekinme Haziran seçimlerinde kime oy vereceksin"” dedi pat diye… Gizli bir derdimizi deşmiş oldu" Evvel emirde bilinmesi gereken şudur ki devlet memurluğu yapan insanlar siyasi kanaatlerinin açıklaması pek doğru değildir, hoş da karşılanmaz. Gerçi bu yaklaşım bana öteden beri sorunlu gelir. Yetkilerini ve görevlerini siyasi görüş doğrultusunda istismar eder endişesi ile düşünülmüş olmalı bu yaklaşım. Kabul edelim ki öyle olsun, ancak yasaklayarak nereye kadar gidilebilir. Ve herkes birbirinin biliyor. Sadece siyasi fikrini yasakladığınız o insanların özgüvenini de örselendiğini bilmek gerekir. Onca yıl oku, koskoca devletin memuru ol da nasıl davranamayacağını bileme, olacak iş mi bu" Lakin her konuda yanlış yapan insan bulmak mümkündür. Şimdi mevzuya dönelim. Ben, kime oy vereceğim" Ne büyük bir magazin haberidir bu. Düşündüm ya da düşünür gibi yaptım. Tuzak bir soru olduğunu sanmıyordum da söyle siyasi bir cevap olsun diye bir iki saniye düşündükten sonra: “istikrara oy vereceğim” dedim. İstikrara, yükselişe, mutluluğa, iyiliğe, yardımseverliğe, kararlılığa oy vereceğim. Kim istikrarı sağlar bu ülkede" Başkalarından akıl alanlar mı, yoksa başkalarına akıl danışıp tarttıktan sonra uygulayanlar mı" İstikrar, özellikle siyasi istikrar kolay sağlanmıyor. Seçilenler önceden neler yapacağını millete açıklarlar. Biz de halk olarak taraflı ya da tarafsız olarak “bir dinleyelim bakalım” deriz. Aklımız var hamdolsun, günümüz şartları içinde hangisinin doğru söylediğine kanaat getirecek kadar mantık terazimizde ağırlık tartar. Çevremizdeki siyasal olaylar, dünyadaki ekonomik gelişmeler hakkında bir sürü haberler okuyor, dinliyor ve takip ediyoruz. Kargaşa, savaş, katliamlar, karamsarlık göçler ve daha neler neler… Ülkemizde bir seçim yapılacak biz kimi seçeceğiz" Büyük bir iş başındayız. Son yıllardaki seçimlerin hiç biri basit bir seçim olmadı. Her biri başka bir öneme haiz idi. Ancak, lakin, fakat, amma bu seçim çok farklı olacak galiba. Kimse bu güne kadar sistem değişikliği ile ilgili bir milletin önüne gelmemişti. Heyecan verici kimleri için, kimileri içinde endişe dolu. Muhafazakârlar ve donuk zihinler yeniliklerden her zaman korkar. Tabii her yeni; iyi, güzel, doğru değildir. Karşı çıkanların her biri de donuk kafalı değildir, bunu biliyoruz. Kazanımların kaybolmasının tereddüdü gönülleri sarsabilir. Daha önceleri milletten çalınmış bir devlet vardı. Milletin inancıyla damar uyuşmazlığı yaşanıyordu. Şimdi toplumun çoğu destek veriyor. Demode olmuş kıyafetleri bile bugün giymezken yıllar öncesinden kalma, o şartların uzantısı olan, yönetmeliklerle, kanunlarla artık bu yol yürünmez olmuştur. Büyük değişim ve güçlü bir istikrar sadece ülkemiz için değil, dünya insanlığı için çok önemli. Seçim vaatlerinden biri “şunu şunu yapacağız” derken diğeri “onu kaldıracağız, bunu kaldıracağız” gibi, “kusura bakma git ülkene diyeceğiz” gibi bir sıkıntılı dili kullanıyor. Geçmişinde karanlık noktalar barındıranlar, güçlü devlet kuramazlar. Başkasından para alarak devlet yönetimi gerçekleştirmeyi vaat edenler şimdiden teslim bayrağı açmış demektir. “Sözüm söz…” “Evet, söz veriyorum size…” Millet de dinliyor bu sözleri. Seçilmiş olsa ve beklentileri boşa çıkarsa, hiç kimse hak talep edemez. Neden mi" Hepsi birer söz idi ve söz verdi. Eylem, icraat, faaliyet yok. Maziyi o kadar unutmadık herhalde. Kime oy vereceksin"” sorusu zil sesi ile bölündü. Şimdi, herkes kendi kültür, meşrep ve mezhebine göre oy kullanacak. Fikri hür vicdanı hür irfanı hür bir nesiller yetiştirecek insanlar hür bir şekilde fikir beyan edemezse ne olur bu neslin geleceği.