İnegöl Kent Konseyi Kadınlar Meclisi Başkanı Şeyma Topalak, el broşürlerinin dağıtımı öncesinde Kent Konseyi önünde Kadınlar Meclisi üyeleri ile birlikte basın açıklamasında bulundu.
KÖYE, KASABAYA DÖNDÜK
Topalak; “Bizler İnegöl Kent Konseyi Kadınlar Meclisi olarak, kaldırım işgallerini basın açıklamasıyla protesto etmek ve konuyla alakalı 10 bin adet el broşürü dağıtmak için buradayız. Daha öncede çeşitli defalar basın-yayın aracılığıyla bu sorun dile getirmiş ve yetkililerden çözüm konusunda yardım istemiştik. Kaldırım işgalleri, biz kadınları, anneleri ve çocukları sokağa çıkmaktan ve yollarda yürümekten bıktırmıştır. Kaldırıma açılan manav dükkânları, market tezgâhları, çeyiz mağazaları, araçlar ve özelliklede kahvehaneler bu kente yakışmamaktadır. Bu güzel kenti basit bir köye ve kasabaya çevirmiştir. Ve hayatı birçok alanda zorlaştırmıştır” dedi.
HELALLİK İSTEYECEKSİNİZ
“Kaldırım kültürü bir kentin kimliğidir” diyen Topalak, şunları söyledi: “Kaldırımlara tezgâh açmak en hafifiyle zulümdür ve büyük bir hak gaspıdır. Buradan kaldırımları işgal eden yayaları yoldan yürümeye mecbur bırakan esnaflara seslenmek istiyoruz: yaptığınız bu zulmün ne anlama geldiğini ve nasıl bir haksızlık olduğunu eşlerinize, annelerinize ve çocuklarınıza sorun. İnanıyoruz ki yüzünüz kızaracak, bütün İnegöllülerden özür dileyip helallik istemek zorunda kalacaksınız. ‘Eziyet veren bir cismi yoldan kaldırmak imanın gereğidir’ diyen bir dinin ve peygamberin mensuplarına kaldırım işgalleri asla yakışmamaktadır. Bırakın yoldaki bir cismi kaldırmayı, yayalara eziyet verecek eşyalar ve yiyecekler doldurmak ne kadar acı ve üzüntü vericidir”
VİTRİNLERİ SÜSLEYİN
Esnafın kaldırımlara ürün koymaktan ziyade vitrinleri süslemesi gerektiğini aktaran Topalak; “Ayrıca şunu hatırlatmak istiyoruz: domates-salata almak isteyen biri hiçbir zaman kasaba gitmez. Halı ve çeyiz almak isteyen biri lokantaya ya da manava gitmez. Temizlik ve gıda maddesi almak isteyen biri sarrafa veya inşaat malzemesi satan yere gitmez. Bizler bu kenti çok seven İnegöl kent konseyi kadınları olarak, bu kentin her alanda daha yaşanılabilir bir yer olmasını, kadınıyla–erkeğiyle, yaşlısıyla –genciyle, yerlisiyle-yabancısıyla yaşamaktan huzur bulacağı ve gurur duyacağı bir kent olmasını istiyoruz. Bunun için herkes kent yaşamına ve kent kültürüne ayak uydurmalı, saygı ve empati kültürünü benimsemelidir. Bu kenti daha düzenli, daha temiz, daha güvenilir, daha yaşanılabilir bir hale getirmek bu kentte yaşayanların iradesiyle ve çalışmasıyla olacaktır. Bunun için her bireyin maksimum çaba sarf etmesi gerekmektedir”
