Beypazarı maden suları  toplatılıyor Beypazarı maden suları toplatılıyor
SOMA’YA KOŞTULAR Manisa’nın Soma ilçesindeki maden ocağında yaşanan facianın ardından hemen olay yerine intikal eden İnegöl İnsani Yardım Arama Kurtarma (İNİYAK) ekibi lojistik destek noktasında hummalı çalışmalar yaptı. 6 KİŞİLİK EKİPLE YOLA ÇIKTILAR Facianın yaşandığı bölgede 3 gün 3 gece kalan İNİYAK ekibi, Kızılay’ın ardından lojistik destek veren etkin Sivil Toplum Kuruluşu oldu. Varol Yılmaz, Mustafa Cevahir, Cengiz Ergin, İlyas Eser, Yahya Bozkurt ve Ahmet Demiray’dan oluşan İNİYAK ekibi Cumartesi gecesi İnegöl’e gelirken, Soma izlenimlerini gazetemize anlattılar. “UNLU MAMULLER ALDIK” İnegöl İnsani Yardım Arama Kurtarma (İNİYAK) ekip lideri Varol Yılmaz, acının adresi olan Soma’da yaptıkları çalışmaları anlatarak, tanık olduğu acı olayları şöyle anlattı: “Akşam saat 06.30 gibi genel merkezden aradılar ve ‘ekiplerimizin acil olarak Soma’ya gitmesi gerekiyor’ dendi. Daha sonra bir kamyonet temin edip, içerisine öncelikli olarak simit, poğaça, su gibi öncelikli ihtiyaçların hazırlanması yönünde talep oldu. Bunun üzerine İnegöl’deki fırınlardan bulabildiğimiz kadarıyla yaklaşık 600 kişilik kuru gıda temin ettik. Bin 200 adet yarım litrelik su, 120 adet 1 buçuk litrelik suyu aramıza doldurduk. 270 adet 1 litre ayran aldık. Bursa BESAŞ halk ekmek fabrikasından unlu mamuller aldık. Organizasyon yaparken daha önce böyle deneyime sahip olmanız gerekiyor. İHH olarak 1995 yılından bu yana acil yardım bölgelerinde böyle bir tecrübeye sahibiz. Bu tecrübeye dayanarak, Soma’da yaşanabilecek ihtiyaçları önceden tespit ettik.” LOJİSTİK DESTEK “Salı akşam saat 22.30’da İnegöl’den yola çıktık. Gece 03.30 gibi facianın yaşandığı Soma’ya vardık. İlk STK olarak biz gitmiştik. İHH İNİYAK olarak acil yardım ve arama kurtarma olarak aslında 2 ekibiz. Soma’ya vardığımızda ilk olarak Afet Koordinasyon merkezine giderek, akreditasyon yaptırdık. Afet Koordinasyon Merkezi bize, Türkiye Taşkömürü İşletmeleri’nin (TTK) arama kurtarma ekiplerinin fazla olduğunu ve ekibin yorulması durumunda bizden takviye alacaklarını söylediler. Daha sonra lojistik destek malzemelerinin yanımızda bulunması nedeniyle çadır kurarak, çalışmalara başlamamızı istediler. Afet Koordinasyon merkezinin istediği doğrultunda biz çadırımızı kurduk.” “CENAZELER ÖNÜMÜZDEN GEÇİYORDU” “Yaptığımız iş dağılımında 4 arkadaşımız maden ocağının kapısına gitti. Maden ocağının içerisinden devamlı madencilerin cenazeleri çıkıyordu. O anda önümüzden 70-80 tane cenaze geçiyordu. Bu zamana kadar biz böyle bir şey yaşamadık. Bizim için psikolojik açıdan tecrübe oldu. Çalışmalara baktığımızda sivil ekiplerin arama kurtarma ekiplerine ihtiyaç olmadığını gördük. Çünkü madenciler içeriden belli noktaya getiriyor, Ulusal Medikal Kurtarma Ekipleri (UMKE) sedyeye bağladıktan sonra cenazeler ve yaralılar dışarı çıkartıldı. Sivil arama kurtarma ekiplerinin o anda yaptığı sedyeyi ambulansa götürmekti.” “3 GÜNDÜR AĞZIMA BİR LOKMA EKMEK GİRMEDİ’ “Biz çalışmalarda daha aktif olmak için maden ocağının kapısında bulunan 4 kişilik ekibimizi geriye çektik. Daha sonra sabaha karşı 09.30 gibi İstanbul’dan İHH’nın ekibi geldi. Ekibin gelmesiyle lojistik üssümüzü büyüttük. Çadır sayımızı 3’e çıkardık. Yorgun insanların yatması ve dinlenmesi için 2 çadırımızı konaklama şeklinde yaptık. Öğlene doğru Suriye sınırında bulunan İHH’nın mobil aşevi, Soma’ya geldi. Ekiplerimizden 4 kişiyi aşevine aktardık. Saat 14.00 gibi Soma Devlet Hastanesinin önünde çorba dağıtımı yapıldı. Bu esnada yaşlı teyzemiz ‘getir 3 gündür ağzıma bir lokma ekmek girmedi’ dedi. Kimileri ‘bu insanlarım yemeğe mi ihtiyaçları var’ diyerek, eleştiride bulundu. Ama insanların ayakta durabilmesi için yemeğe ihtiyaçları vardı. İnsanlar acılarından gidip yemek yemeye vakit ayıramıyorlardı. Lojistik boyutun önemli odluğunu orada gördük.” “GÖZYAŞLARIMIZI TUTTUK” “Maden ocağının içene girecek arama kurtarma ekiplerinin fazla olmasından dolayı sivil arama kurtarma ekiplerinin içeri girmesine gerek kalmadı. Madene en fazla 50 metre içeri girdik. Oradaki cenazeleri alıp dışarı çıktık. Oradaki koşuşturmada duygularınızı bir kenara bırakıyorsunuz. Ben İnegöl’e geldikten sonra evde duygu seline kapıldım. Orada gözyaşlarınızı yutuyorsunuz. Ama buraya geldikten sonra televizyonda haberleri izledikçe ağlamaya başladım. Duygusallığa kapılırsanız, cenazeleri taşıyamazsınız. Duygusallığa orada yer yok. Duygusallığı orada yaşayamadık. Çünkü yaşamamak gerekiyordu. Yaşadığın anda görevini yapamıyorsun zaten.” “İNEGÖL’DE İHTİYACI VARDI” 14 ay önce kurulan İ İnsani Yardım Arama Kurtarma (İNİYAK) ekibinin çalışmaları hakkında da bilgiler veren Varol Yılmaz: “İHH İnegöl İnsani Yardım Derneği olarak İnegöl’de acil yardım ve arama kurtarma ekibinin olmadığını, 1999 depreminde İNKUT ekibinin kurulduğunu ve bir hafta sonra her hangi bir faaliyet yapmadığını biliyoruz. Onun haricinde bu zamana kadar kurulmuş bir ekip olmadı. Arama kurtarma ekibine İnegöl’de ihtiyacı vardı. Bu doğrultuda biz 14 ay önce kurulduk. Acil yardım ve arama kurtarma ekibi olarak Bursa Bölge Müdürlüğünden depremde enkaz arama kurtarma eğitimi aldık. Bunun yanı sıra dağ arama kurtarma, ilk yardım, yüksek binalardan insan boşaltma, yangın ve dalgıçlık eğitimi aldık. Şuanda 6 arkadaşımız tek yıldız dalgıç eğitimi aldı. 2. yıldızlar için de müracaat edeceğiz” dedi. “BEKLENEN BİR İSTANBUL DEPREMİ VAR” Varol Yılmaz şöyle devam etti: “Niyetimiz İnegöl’de toplum afet gönüllüleri ile mahalli afet gönülleri kısa adı MAK ve TAK ekiplerini kurmak. Beklenen bir İstanbul depremi var. Birinci öncelik bu depreme hazırlık. Çünkü İstanbul’un kendisine faydası olmayacağına inanıyoruz. 1999 yılında yapılan bir istatistik de ilk 2 gün içerisinde yerel mahalle halkının enkaz altından çıkardığı canlı sayısı yaklaşık 11 bin. Sonradan gelen profesyonel ekiplerin çıkardığı canlı sayısı 485. Bu ne demek" Yani yerel halk bu konuda ne kadar bilinçli olursa çıkartılacak olan canlı daha fazla olur.” “DESTEĞE İHTİYACIMIZ VAR” “Desteğe ihtiyacımız var. Çünkü arama kurtarma gerçekten teknik tesisat olarak maliyetli bir iş. Bugüne kadar biz arkadaşlarla kendi imkânlarımız ve bütçemizle buralara kadar geldik. Ama bir noktadan sonra bütçemizi aşar hale geldi. Düşünün Soma’da böyle bir afet çıkıyor İnegöl’den 6 kişilik ekip çıkabiliyor. Yarın çok daha fazla bir şeyler olabilir. Her zaman hazır olmamız gerekiyor. Bu anlamda lojistik üs kurmak istiyoruz. Teknik anlamda malzememizi ve aletlerimizi hazır tutmak istiyoruz. İnegöl’de böyle bir ekibe ihtiyaç olduğuna inandığımız için 14 aydır 24 kişilik ekibimizle özverili bir şekilde çalışıyoruz.”